Türkiye ekonomisi bir kez daha döviz kurlarındaki ani yükselişle sarsılıyor. 14 Kasım 2025 Cuma günü sabah saatlerinde dolar/TL kuru 35,50 seviyesini aşarak tarihi zirvesini yenilerken, euro ve sterlin de benzer bir ivmeyle rekor kırdı. Bu dalgalanma, Brent petrol fiyatlarındaki küresel artışla birleşince akaryakıt pompa fiyatlarını doğrudan hedef aldı. Sektör temsilcileri, cumartesi gecesinden itibaren geçerli olacak şekilde benzine tam 1,30 TL'lik zam yapılacağını duyurdu. Araç sahipleri için bu, haftalık yakıt giderlerini yüzde 2,5 oranında artıracak bir darbe anlamına geliyor. Peki, bu zam dalgası nereden geliyor ve günlük hayatı nasıl etkileyecek? Detaylara inelim.
Döviz piyasalarındaki bu fırtına, haftalardır biriken baskıların patlaması gibi görünüyor. Merkez Bankası'nın son faiz kararlarının yetersiz kalması, yabancı yatırımcıların çekilmesi ve jeopolitik gerilimler –özellikle Orta Doğu'daki enerji rotalarındaki belirsizlikler– kuru yukarı taşıdı. Sabah işlem saatlerinde dolar 35,48 TL'den açılıp 35,67 TL'ye kadar tırmanırken, euro 38,20 TL'yi, İngiliz sterlini ise 45,10 TL'yi gördü. Bu seviyeler, 2024 sonundaki zirveleri bile geride bırakıyor. Ekonomi uzmanları, kurun bu kadar hızlı yükselmesinin ithalata dayalı ekonomiyi daha da kırılgan hale getirdiğini vurguluyor. Özellikle enerji ithalatı, Türkiye'nin cari açığının en büyük kalemlerinden biri olarak bu dalgalanmadan en çok etkilenen sektör.
Akaryakıt fiyatlarındaki zam haberi, dövizdeki bu rekorla doğrudan bağlantılı. Brent petrol varil fiyatı dün gece 85 doları aşarak son üç ayın en yüksek seviyesine ulaştı. Küresel piyasalarda OPEC+ ülkelerinin üretim kısıtlamaları ve ABD'deki stok düşüşleri, petrolü yukarı itti. Türkiye'de ise döviz maliyetinin artması, rafineri giderlerini şişirdi. Sektör kaynakları, zam kararının gece yarısı EPDK tarafından onaylandığını belirtiyor. Bu artış, sadece benzinle sınırlı kalmayacak; motorin ve LPG fiyatlarında da dolaylı yansımalar bekleniyor. Örneğin, motorin için 0,50 TL'lik ek bir ayarlamanın gündemde olduğu söyleniyor, ancak resmi açıklama henüz gelmedi.
Güncel fiyatlara bakıldığında, 14 Kasım 2025 itibarıyla İstanbul Avrupa Yakası'nda benzin litresi 53,75 TL, motorin 57,61 TL ve LPG 27,71 TL seviyesinde. Zam sonrası, cumartesi sabahı benzin İstanbul Avrupa'da 55,05 TL'ye, Ankara'da 55,90 TL'ye, İzmir'de ise 56,24 TL'ye fırlayacak. Anadolu Yakası'nda ise benzin 53,63 TL'den 54,93 TL'ye yükselecek. Bu, bir tam depo benzin için ortalama 200 TL'lik ekstra maliyet demek – haftada 500 km yol yapan bir bireysel araç sahibi için aylık 250 TL fazladan harcama. Ticari araçlar, yani taksi ve kamyon şoförleri için ise bu rakam binleri bulabilir. Lojistik sektörü temsilcileri, zamın nakliye ücretlerini yüzde 3 artıracağını ve market raflarındaki gıda fiyatlarını da yukarı çekeceğini öngörüyor.
Bu gelişme, enflasyonla mücadele eden Türkiye ekonomisini yeni bir teste sokuyor. TÜİK'in son verilerine göre eylül ayı enflasyonu yüzde 58,5'te kalmıştı, ancak enerji fiyatlarındaki artışlar bu rakamı kolayca yüzde 60'lara taşıyabilir. Ekonomi yorumcuları, akaryakıtın zincirleme etkisini vurguluyor: Zam, sadece sürücüleri değil, tarım, sanayi ve hizmet sektörlerini de vuracak. Örneğin, mazot fiyatlarındaki her 1 TL'lik artış, ton başına 150 TL ekstra gübre ve nakliye maliyeti demek. Çiftçiler zaten döviz kaynaklı ithal tohum ve ilaç zamlarından şikayetçi; şimdi bir de yakıt derdi ekleniyor. Sanayiciler ise elektrik faturalarının dolaylı yoldan artacağını söylüyor, çünkü enerji santrallerinin büyük kısmı doğalgaz ithalatına dayalı.
Özlem Gürses, deneyimli ekonomi gazetecisi olarak bu konuya dair çarpıcı bir değerlendirme yaptı. Döviz rekoru kırarken akaryakıta zam gelmesi, tam bir domino etkisi yaratıyor. Bu, sadece pompadaki fiyat değil; cebimizdeki her kuruşu eriten bir süreç, diye belirtti. Gürses, programında döviz seyrinin kısa vadede stabilize olmayacağını, çünkü küresel faiz artışlarının ve yerel politikaların baskısının devam edeceğini ifade etti. Hükümetin acil müdahale paketi açıklaması şart; yoksa yıl sonu enflasyonu yüzde 65'i aşar, uyarısında bulundu. Onun analizine göre, bu zam dalgası 2026 bütçesini de tehdit ediyor, zira vergi gelirleri erirken harcama baskısı artıyor.
Peki, bireysel olarak ne yapabiliriz? Uzmanlar, zam öncesi yakıt ikmali yapmayı öneriyor, ancak asıl çözüm uzun vadeli. Hibrit araçlara geçiş teşvikleri, toplu taşıma yatırımları ve yenilenebilir enerjiye odaklanmak gibi adımlar atılmalı. Şimdilik, araç sahipleri rotasyonel sürüş planları yaparak tasarruf peşinde. Örneğin, haftada bir gün araçsız kalmak veya yakıt verimliliği yüksek rotalar seçmek, aylık 100 TL'lik bir rahatlama sağlayabilir. Ancak bunlar geçici çözümler; asıl mesele, döviz istikrarı ve petrol bağımlılığından kurtulmak.
Dövizdeki rekor yükselişin arka planında, Merkez Bankası'nın rezerv politikaları da tartışılıyor. Son haftalarda net rezervler 20 milyar doların altına inmişken, swap anlaşmalarına dayalı likidite baskısı artıyor. Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, bu tabloyu "yüksek risk" olarak nitelendiriyor. Moody's'in son raporunda, Türkiye'nin dış borç yükünün döviz dalgalanmalarına karşı kırılganlığı vurgulandı. Bu, akaryakıt zamını tetikleyen unsurlardan biri: İthalatçılar, kur riskini fiyatlara yansıtıyor.
Akaryakıt sektöründeki rekabet de zamın etkisini yumuşatmıyor. Dağıtım şirketleri, marjlarını koruma derdinde; indirim kampanyaları ise nadir. Tüketiciler, indirimli istasyonları takip etmek için mobil uygulamalara yöneliyor. Öte yandan, elektrikli araç pazarı bu krizde umut ışığı: Satışlar son ay yüzde 25 arttı, ancak şarj altyapısı hala yetersiz. Hükümetin yeşil enerji teşvikleri, bu alana 5 milyar TL'lik fon ayırdı, ama uygulama gecikiyor.
Ekonomik büyüme hedefleri de bu zamdan nasibini alıyor. Ticaret Bakanlığı verilerine göre, üçüncü çeyrek GSYİH'si yüzde 3,2 büyüdü, ancak enflasyon baskısı dördüncü çeyreği tehdit ediyor. İhracatçılar dövizden kazansa da, iç piyasadaki talep düşüşü ihracatı sınırlıyor. Akaryakıt zammı, turizm sezonunu da vurabilir: Yaz aylarında benzin fiyatları zaten rekor kırmıştı, kışın artışı tatil planlarını erteletecek.
Sonuç olarak, 14 Kasım 2025'teki bu gelişme, Türkiye'nin makroekonomik dengelerini bir kez daha sorgulatıyor. Döviz rekoru ve akaryakıt zammı, sadece sayılardan ibaret değil; milyonlarca ailenin bütçesini sarsan bir gerçeklik. Uzmanlar, önümüzdeki haftalarda ek önlemler bekliyor: Belki vergi ayarlaması veya rezerv artışı. Şimdilik, sürücüler pompalardaki tabelaları izlerken, ekonomi takvimine kilitlenmiş durumda. Bu fırtına ne kadar sürecek? Cevap, küresel piyasaların ve yerel politikaların elinde. Ama bir şey kesin: Akaryakıta zam, hepimizi daha dikkatli olmaya itiyor.