Türkiye'nin siyasi gündemi, son dönemde önemli gelişmelerle hareketleniyor. Özellikle demokrasi, kardeşlik ve milli dayanışma konularında yürütülen çalışmalar, toplumun farklı kesimlerinden büyük ilgi görüyor. TBMM'de kurulan özel komisyonlar, ülke genelindeki beklentileri karşılamak adına yoğun bir tempo içinde faaliyetlerini sürdürüyor.
Bu süreçte, siyasi partilerin sunduğu raporlar ve öneriler, geleceğe dair umutları artırıyor. DEM Parti gibi oluşumlar, hazırladıkları kapsamlı belgelerle katkı sağlamaya devam ediyor. Basın toplantıları ve kamuoyu açıklamaları, bu çabaların görünür kılınmasında önemli rol oynuyor.
Grup başkanvekillerinin yaptığı değerlendirmeler, raporların içeriğini ve amacını daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor. Bu tür metinler, sadece teknik detaylar içermekle kalmayıp, toplumsal talepleri de yansıtıyor. Milyonların sesi olarak nitelendirilen bu çalışmalar, geniş bir perspektif sunuyor.
Yeni dönem vizyonları, ortak vatan ve demokratik ulus kavramları etrafında şekilleniyor. Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında, barış ve özgürlük temelli bir inşanın önemi sıkça vurgulanıyor. Bu bağlamda, hukuki düzenlemelerin kaçınılmazlığı üzerinde duruluyor.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, partisinin Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'na sunduğu 99 sayfalık raporu detaylı şekilde açıkladı. Koçyiğit, "Biz yeni bir Türkiye istiyoruz. Tüm çabamız bu başlayan sürece destek olmak ve üzerimize düşeni layıkıyla yapmaktır" diyerek, raporun milyonların taleplerini yansıttığını belirtti.
Raporun politik bir metin olduğunu vurgulayan Koçyiğit, Kürt meselesini güvenlik sorunu değil, varlığın inkarı, eşitsizlik ve hukuk sorunu olarak tanımladıklarını ifade etti. Yüzyıllık güvenlikçi politikaların iflas ettiğini söyleyen Koçyiğit, meseleyi artık birlikte yaşama ve demokrasi sorunu olarak gören demokratik akla destek verdiklerini kaydetti. "Biz bu ülkenin barışının güvenlikle değil hukukla kurulacağına inanıyoruz" diyen Koçyiğit, barışı sadece çatışmasızlık olarak değil, demokrasinin inşası olarak gördüklerini ekledi.
Koçyiğit, raporlarında demokratik cumhuriyet perspektifiyle Kürtlerin hukuk kapısından içeri girmesinin tarihsel bir adım olacağını vurguladı. "Kürtsüz demokrasi" ve "Kürtlü anti-demokrasi" eğilimlerine karşı üçüncü bir yol önerdiklerini belirten Koçyiğit, Kürt sorununun demokratik çözümü olmadan gerçek demokrasinin mümkün olmadığını savundu.
Çatışmasızlığın kalıcı olması için acil adımlar atılması gerektiğini dile getiren Koçyiğit, "Silahların susması sonuç değil, başlangıçtır. Asıl hedef eşitlik ve adalet üzerine kurulu, toplumsal rızaya dayalı pozitif barıştır" ifadelerini kullandı. Bu doğrultuda, TBMM'nin acilen bir demokratik entegrasyon yasası, yani Barış Yasası çıkarması gerektiğini强烈 vurguladı.
Raporun çözüm mimarisi ve hukuksal inşa bölümlerinde, Barış Yasası ile demokratik entegrasyon düzenlemelerinin kaçınılmaz olduğu belirtiliyor. Demokratik siyaset hakkının güvence altına alınması, anadilde eğitim gibi hakların tanınması ve diğer hukuksal inşalar, temel başlıklar arasında yer alıyor.
Koçyiğit, sürecin şeffaf ve katılımcı yürütülmesini önererek, komisyonun Cumhuriyet'in ikinci yüzyılında barışın kurucu adımlarını atma fırsatına sahip olduğunu söyledi. Kalıcı barış için çoğulculuk, demokrasi ve bir arada yaşamanın esas alınması gerektiğini belirten Koçyiğit, tüm partilerin raporlarını hızlıca sunmasını beklediklerini ekledi.
Bu gelişmeler, Türkiye'nin barış ve demokrasi yolculuğunda yeni bir eşik olarak değerlendiriliyor. Toplumsal rıza ve eşit yurttaşlık temelinde atılacak adımlar, ülkenin geleceğini şekillendirecek nitelikte görünüyor.




