Gerçek Gündem Haberleri

Beykoz'da Siyasi Deprem! CHP'den Peş Peşe İstifalar, Dengeleri Alt Üst Etti!

Beykoz Belediyesi'nde şok gelişmeler! Ana muhalefet partisi peş peşe gelen istifalarla sarsıldı. Belediyenin geleceği tehlikede mi? Cinsiyetçi söylemler ve yalnız bırakılma iddiaları ortalığı karıştırdı. Detaylar içeride!

Beykoz siyaseti uzun süredir hareketli günler yaşıyor. Bir yanda yargı süreçleri, diğer yanda parti içi gerilimler gündemi belirliyor. Ancak son günlerde yaşanan gelişmeler, ilçenin siyasi atmosferini adeta bir depremle sarsarak tüm dengeleri alt üst etme potansiyeli taşıyor. Ana muhalefet partisinde üst üste gelen istifalar, kulislerde büyük yankı uyandırırken, gözler şimdi Beykoz Belediyesi'nin geleceğine çevrildi.

Bu siyasi fırtınanın merkezinde, kısa bir süre önce Beykoz Belediye Başkan Vekilliği görevine getirilen Özlem Vural Gürzel yer alıyor. Kendisi, ana muhalefet partisinden istifa ettiğini duyurarak adeta bir bombanın pimini çekti. Gürzel, görev süresi boyunca sergilediği tutuma rağmen, seçilmiş belediye başkanı ve meclis grubundaki bazı isimlerin yalnızca kişisel hırslarını gerçekleştirmemesi nedeniyle hakaretlere ve ciddi "cinsiyetçi söylemlere" maruz kaldığını açıkladı. Yöneltilen asılsız suçlamalar, iftiralar ve psikolojik şiddete varan baskıların tahammül sınırını aştığını belirten Gürzel, parti yöneticilerine durumu aktardığında ise destek görmediğini, hatta "yapayalnız bırakıldığını" ifade etti. Bu süreçte sadece Adalet ve Kalkınma Partili ve Milliyetçi Hareket Partili meclis üyeleri ile Beykoz halkı tarafından desteklendiğini ve değer gördüğünü vurgulayan Gürzel, parti içinde tehdit ve baskılara boyun eğerek vekillik görevine devam etmesi yönündeki telkinler dışında herhangi bir çözüm girişimiyle karşılaşmamasını da üzülerek dile getirdi.

Ancak istifalar bununla sınırlı kalmadı. Özlem Vural Gürzel'in bu çarpıcı açıklamasının ardından, ana muhalefet partisinin belediye meclisindeki önemli isimlerinden Uğur Gökdemir de istifasını sundu. Yaşananların kendisini fazlasıyla yıprattığını belirten Gökdemir, hakkında açılan davalarda "yalnız bırakıldığını" ve "her akşam haberlerde yer alırken omuz omuza vermeleri gereken bu yolda kendini sahipsiz hissettiğini" ifade etti. Gökdemir, siyasi yolculuğuna "bağımsız meclis üyesi" olarak devam edeceğini duyurdu. Kısa bir süre sonra Murat Uzun da benzer bir kararla partisinden ayrıldığını ilan etti. Uzun, yoluna "halkın iradesini ve Beykoz'un çıkarlarını önceleyen bir çizgide devam edeceğini" kamuoyuna duyurdu.

Bu peş peşe gelen üç istifa, Beykoz Belediye Meclisi'ndeki güç dengelerini temelden sarstı. Ana muhalefet partisinin sandalye sayısı 18'den 15'e düşerken, mevcut durumda Adalet ve Kalkınma Partisi'nin 13 sandalyesi bulunuyor. Kulislerde dolaşan iddialara göre, istifa eden bu isimlerin Adalet ve Kalkınma Partisi'ne katılması durumunda, belediye yönetiminin el değiştireceği ve iktidar saflarına geçeceği öngörülüyor. Bu durum, Beykoz siyasetinde yeni bir dönemin kapılarını aralayabilir.

Bu siyasi karmaşa, Beykoz'un yakın geçmişinde yaşanan önemli bir yargı süreciyle de yakından ilişkili. Bilindiği üzere, yerel seçimlerde oyların yüzde 45.86'sını alarak belediye başkanlığına seçilen Alaattin Köseler, çok sayıda yöneticiyle birlikte Şubat 2025'te gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı. Köseler'in görevden alınmasının ardından belediye meclisinde yapılan seçimle yerine vekaleten Özlem Vural Gürzel getirilmişti. Gürzel o dönemde yaptığı açıklamada, "En büyük gücümüzü kıymetli Beykoz halkından ve meclis üyelerimizden alacağız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bizi yalnız bırakmayan ve bırakmayacak olan Ekrem İmamoğlu’na ve yürüdüğü hedefe inancımız tamdır" demişti. Köseler ve beraberinde tutuklanan 12 kişi, 5 Eylül'de tahliye edilmiş olsalar da sadece bir gün sonra, 6 Eylül'de yeniden tutuklandılar.

Alaattin Köseler hakkındaki soruşturma ise oldukça kapsamlı. İddialar arasında, Beykoz Belediyesi'nin düzenlediği üç konser organizasyonu ile Beykoz 1908 A.Ş.'nin Tuzlaspor'un haklarını satın alarak Beykoz Anadolu Spor A.Ş. adıyla TFF 2. Lig'de oynaması sürecinde "usulsüz harcama yapıldığı" bulunuyor. Köseler ise bu iddialara karşı çıkarak, toplam 145 kalemden oluşan ihalede sanatçı ödemelerinin 19 milyon lira değil, sadece 2 milyon 145 bin lira olduğunu ve konserlerin açık ihale kapsamında, kamu yararı gözetilerek düzenlendiğini belirtmişti. Beykoz 1908 A.Ş. ile ilgili iddiayı da yasal bulduğunu, Tuzlaspor'un haklarının alınarak profesyonel ligde mücadele etmesinin tamamen hukuka uygun olduğunu savunmuştu.

Soruşturma kapsamında, 15 Ocak 2025 öncesinde Kültür ve Sosyal İşler Müdürü olarak görev yapan E.D., 25 Şubat'ta gözaltına alınmıştı. Ardından Köseler ve beraberindeki 12 kişi de 27 Şubat'ta gözaltına alınmış ve 3 Mart'ta tutuklanmışlardı. Yöneltilen suçlamalar ise "ihaleye fesat karıştırma" ile "suç işlemek amacıyla örgüt kurma, üyelik ve yardım" olarak kayıtlara geçmişti. Beykoz Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 402 sayfalık fezlekede Alaattin Köseler "yolsuzluk örgütünün kurucusu", Özel Kalem Müdürü Veli Gümüş ve Özel Kalem personeli Metin Ülgey ise "yönetici" olarak değerlendirilmişti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede ise Köseler hakkında "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", "hileli davranışlarla zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırma", "zincirleme şekilde nitelikli dolandırıcılık" ve "zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplam 17 yıl 6 aydan, 67 yıl 3 aya kadar hapis cezası istenmişti. Diğer 25 kişi hakkında da çeşitli suçlardan değişen oranlarda hapis cezaları talep edilmişti.

Beykoz siyasetindeki bu istifa ve yargı depremi, ilçenin geleceğine dair belirsizlikleri artırırken, tüm gözler önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmelere çevrilmiş durumda. Belediyenin idari yapısında ve siyasi dengelerinde yaşanacak olası değişimler, Beykoz halkı tarafından merakla bekleniyor.