Müsavat Dervişoğlu'ndan İmralı kararına sert tepki: Tarih affetmeyecek!
Müsavat Dervişoğlu'ndan İmralı kararına sert tepki: Tarih affetmeyecek!
İçeriği Görüntüle

Türkiye'nin dış temsilciliklerinde yaşananlar bir kez daha gündemi sarsıyor. Özellikle Gürcistan'ın Batum şehrinde görev yapan bir başkonsolosla ilgili ortaya atılan ağır iddialar, diplomatik camiada büyük yankı uyandırdı. CHP İstanbul Milletvekili ve eski büyükelçi Namık Tan, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Dışişleri Bakanlığı bütçe görüşmeleri sırasında Bakan Hakan Fidan'a doğrudan seslenerek, bakanlık personelinin yüz kızartıcı işlere bulaştığını öne sürdü. Tan'ın konuşması, başkonsolos skandalı olarak adlandırılan olayları gün yüzüne çıkardı ve kamuoyunda geniş tartışmalara yol açtı.

Namık Tan, kürsüde yaptığı açıklamada, Dışişleri Bakanlığı'nın mahiyetindeki bazı personelin etik dışı faaliyetlerde bulunduğunu vurguladı. Özellikle Batum'daki başkonsolosun durumuna dikkat çekerek, bu şehrin Türkiye'de çeşitli kirli işlere karışanlar için bir kaçış noktası haline geldiğini ifade etti. Tan, başkonsolosun bir kumarhanede çekilmiş fotoğraflarının dolaştığını ve bu görüntülerin diplomatik çevrelerde konuşulduğunu belirtti. Bu fotoğrafların varlığı, başkonsolosun suç örgütlerinin baskısı altında kaldığı iddialarını da beraberinde getirdi. Tan, bu durumun bakanlık için ciddi bir utanç kaynağı olduğunu dile getirdi.

İddialar bununla sınırlı kalmadı. Başkonsolosun eşi de skandalın bir diğer ayağını oluşturuyor. Namık Tan'a göre, başkonsolosun eşi önce Ankara'da daha sonra Batum'da güzellik merkezi açtı. Bu işletmelerin faaliyetleri sırasında başkonsolosluğa ait resmi araçların kullanıldığı öne sürüldü. Söz konusu araçlar, Batum ile Ankara arasında güzellik malzemeleri taşıdığı iddia edildi. Bu durum, diplomatik ayrıcalıkların kişisel işler için kötüye kullanıldığı şüphesini doğurdu. Resmi plakalı araçların ticari amaçla seferber edilmesi, hem etik hem de yasal açıdan büyük soru işaretleri yarattı.

Ayrıca, başkonsolosluk binası ve rezidansın sosyal medya fenomenleriyle işbirliği içinde reklam amaçlı kullanıldığı da iddialar arasında yer aldı. Tan, bu binalardan çekilen videolar ve fotoğrafların, güzellik merkezi promosyonlarında yayınlandığını anlattı. Sosyal medya fenomenlerinin başkonsolosluk rezidansında ağırlanarak içerik üretmesi, diplomatik mekanların ticari kazanç için istismar edildiği yönündeki eleştirileri güçlendirdi. Bu tür faaliyetler, Türkiye'nin yurtdışındaki temsilciliklerinin itibarını zedeleyebilecek nitelikte görülüyor.

Namık Tan konuşmasında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ı doğrudan sorumlu tuttu. "Mahiyetinizdeki personel yüz kızartıcı işlere bulaşıyorsa bunlarla ilgili soruşturmayı yürütme konusunda baş sorumlu sizsiniz." diyerek bakanı uyardı. Tan, devamında Batum'un kirli işler için sığınak haline geldiğini tekrarladı ve başkonsolosun kumarhane fotoğraflarını örnek gösterdi. "Burada görevli başkonsolosun bir kumarhanede çekilmiş fotoğrafları dolaşıyor. Bu nedenle suç örgütlerinin baskısı altında kaldığını iddia edenler de var." şeklinde konuştu. Eşinin güzellik merkezi faaliyetlerini de detaylandıran Tan, "Eşi de Ankara’dan sonra Batum’da da güzellik merkezi açmış. Başkonsolosluk resmi araçları, Batum ve Ankara arasında güzellik malzemesi taşıyor. Başkonsolosluk ve rezidans binalarından sosyal medya fenomenleriyle yapılan reklamlar yayınlanıyor." dedi.

Bu iddialar, diplomatik görevlerin kötüye kullanımı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Batum, Türkiye'ye yakın konumu ve vizesiz giriş imkanıyla son yıllarda Türk vatandaşları için popüler bir destinasyon haline gelmiş olsa da, kumarhanelerin yoğunluğu nedeniyle bazı olumsuz olaylarla anılıyor. Başkonsolos gibi üst düzey bir diplomatın kumarhane ortamında görüntülenmesi, sadece kişisel bir mesele olmaktan çıkıp ulusal güvenlik ve itibar boyutuna taşınıyor. Suç örgütlerinin baskı iddiası ise konuyu daha da karmaşık hale getiriyor. Eğer bu baskılar gerçekse, diplomatik personelin güvenliği ve bağımsızlığı tehlikeye girmiş demektir.

Güzellik merkezi kısmı da ayrı bir skandal unsuru. Diplomat eşlerinin yurtdışında iş yapması yaygın olsa da, resmi kaynakların bu işlere karıştırılması kabul edilemez bulunuyor. Resmi araçların güzellik malzemesi taşımak için kullanılması, devlet malının kişisel çıkarlara alet edildiği anlamına geliyor. Sosyal medya fenomenleriyle rezidansın reklam aracı yapılması ise, başkonsolosluk mekanlarının prestijini ayaklar altına alıyor. Bu tür işbirlikleri, fenomenlerin lüks yaşam içerikleriyle birleşince, kamuoyunda tepki çekiyor.

Dışişleri Bakanlığı'nın bu iddialara karşı nasıl bir tutum sergileyeceği merak konusu. Namık Tan'ın çağrısıyla soruşturma başlatılması bekleniyor. Benzer olaylar geçmişte de diplomatik krizlere yol açmıştı ve bu durumun da benzer sonuçlar doğurabileceği öngörülüyor. Kamuoyu, Bakan Hakan Fidan'dan açıklama bekliyor. Personelin yüz kızartıcı işlere bulaşması, bakanlığın iç denetim mekanizmalarını sorgulatıyor.

Batum başkonsolosu skandalı, Türkiye'nin yurtdışı temsilciliklerindeki etik standartları bir kez daha masaya yatırıyor. Kumarhane fotoğrafları, güzellik merkezi işletmeciliği, resmi araçların kötüye kullanımı ve suç örgütü baskısı iddiaları, olayın boyutlarını gösteriyor. Bu tür olaylar, diplomatların toplum nezdindeki güvenini sarsarken, dış politikada da olumsuz yansımalara neden olabilir. İddiaların doğruluğunun araştırılması ve şeffaf bir süreç işletilmesi, hem bakanlık hem de ülke imajı açısından kritik önem taşıyor.

Skandalın detayları ortaya çıktıkça, tartışmaların büyümesi bekleniyor. Başkonsolos ve eşinin faaliyetleri, diplomatik ayrıcalıkların sınırlarını zorlayan bir örnek olarak tarihe geçebilir. Kamu vicdanı, bu tür iddiaların aydınlatılmasını talep ediyor. Dışişleri Bakanlığı'nın sessiz kalmaması ve hızlı aksiyon alması, benzer olayların önünü kesebilir. Batum'daki gelişmeler yakından takip ediliyor.