Son dönemde uyuşturucuyla mücadelede yaşanan büyük operasyonlar, kamuoyunun dikkatini yoğun şekilde çekmeye devam ediyor. Özellikle ünlü isimlerin karıştığı soruşturmalar, eğlence dünyasının karanlık yüzünü ortaya çıkarırken, bazı mekanlardaki iddialar da tartışma yaratıyor.
Bu bağlamda, gazetecilerin yaptığı haberler ve yorumlar, toplumun gerçekleri öğrenme hakkını savunurken zaman zaman hukuki süreçlere de konu olabiliyor. Barış Terkoğlu gibi deneyimli isimlerin yayınlarında dile getirdiği bilgiler, geniş yankı uyandırıyor ve kamu vicdanını harekete geçiriyor.
Terkoğlu'nun dün akşam "Onlar" adlı YouTube kanalında yayımlanan programında paylaştığı detaylar, doğrudan gözaltı sürecini tetikledi. Programda, uyuşturucu soruşturmaları kapsamında adı sıkça geçen İstanbul'un Etiler bölgesindeki "Kütüphane" adlı eğlence mekanına ilişkin özel bir haber yer aldı.
Bu mekan, aslında bir kitap merkezi değil; gizli ve özel davetlilerin alındığı, yeraltına inen eğlence kültürünün uyuşturucuyla iç içe geçtiği iddia edilen bir yer olarak tanımlandı. Terkoğlu, İçişleri Bakanlığı kaynaklarından aldığı bilgilere dayandırarak, geçmişte bu mekana yapılan bir polis baskınını anlattı.
Baskın sırasında polis ekipleri kimlik kontrolü yaparken, bir kişinin aranmayı reddettiği ve "Savcıyım" diyerek kimliğini gösterdiği belirtildi. Polisler şaşkınlık içinde durumu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndaki bir savcıya iletince, mekanda savcı olduğu öğrenildi ve arama yapılamadan ekipler mekan dışı bırakıldı.
Terkoğlu, bu olayın ardından ilgili savcı hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na disiplin soruşturması için bildirimde bulunulduğunu da ekledi. Programın bu bölümü, "halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlaması ile soruşturmaya dönüştü.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Terkoğlu hakkında Türk Ceza Kanunu'nun 217/a maddesi kapsamında resen soruşturma başlattı ve jandarma ekipleri tarafından gözaltına alınmasını talimatlandırdı. Gözaltı işlemi, programın hemen ertesi günü gerçekleşti.
Meslektaşı Barış Pehlivan, sosyal medya üzerinden olayı duyururken sert bir tepki gösterdi. Pehlivan, gerekçenin yayınlanan haber videosu olduğunu vurgulayarak, kirli kamu görevlilerini soruşturmak yerine gazetecileri susturma çabası içinde olunduğunu ifade etti. "Bir elini kesin; diğer eliyle gerçeği yine anlatır" sözleriyle dayanışma mesajı verdi.
Programın genel içeriğinde ise uyuşturucu trafiğine dair çarpıcı rakamlar paylaşıldı. Geçen yıl 23 ton, bu yıl 28 ton olmak üzere toplam 51 ton uyuşturucu maddenin ele geçirildiği belirtildi. Bu miktarın yüzde 49'unun İstanbul Emniyeti tarafından yakalandığı ve sorumluların yargıya teslim edildiği aktarıldı.
Ayrıca, beş farklı ülkenin polis teşkilatlarının ortak operasyonlar düzenlediği, Güney Amerika bağlantılı uyuşturucu baronlarının Avrupa'ya açılan kapı olarak görülen Türkiye'de yakalandığı bilgileri verildi. Terkoğlu, ünlü isimlere yönelik operasyonların sadece kullanıcılarla sınırlı kaldığını, organizasyonun tepesine yeterince gidilmediğini sorguladı.
İçişleri Bakanlığı kaynaklarına bu konuyu sorduğunda, "Aslında gidiliyor ama medya ve kamuoyu bunu yeterince konuşmuyor" yanıtını aldığını anlattı. Bu detaylar, uyuşturucuyla mücadelenin etkinliğini tartışmaya açarken, eğlence mekanlarının yeraltına inmesiyle uyuşturucu kullanımının yaygınlaştığına dikkat çekti.
"Kütüphane" mekanının ünlü isimler ve özel kişiler için gizli bir adres olduğu, baskınlarda adı geçtiği iddiaları ise olayın en dikkat çekici kısmıydı. Terkoğlu'nun bu haberi İçişleri kaynaklarına dayandırması, iddianın ciddiyetini artırdı ancak aynı zamanda hukuki süreci başlattı.
Gözaltı haberinin ardından basın camiasında geniş tepki oluşurken, gazetecilik faaliyetlerinin suç olarak görülmemesi gerektiği vurgusu yapıldı. Terkoğlu'nun daha önce de benzer soruşturmalara maruz kaldığı biliniyor; OdaTV davasında uzun süre tutuklu kalmıştı.
Bu gelişme, basın özgürlüğü tartışmalarını yeniden alevlendirirken, uyuşturucu operasyonlarının perde arkasındaki detaylar kamuoyunda merak uyandırıyor. Savcılık sürecinin nasıl ilerleyeceği, önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.
Terkoğlu'nun yayınında vurguladığı gibi, büyük miktardaki uyuşturucu yakalamaları başarı olarak sunulsa da, mekanlardaki ayrıcalıklı muamele iddiaları soru işaretleri yaratıyor. Toplumun temiz bir gelecek için gerçekleri bilme hakkı, bu tür haberlerin önemini ortaya koyuyor.
Olayın detayları, hem uyuşturucuyla mücadelede gelinen noktayı hem de ifade özgürlüğünün sınırlarını sorgulatıyor. Gelişmeler yakından takip ediliyor.