Eylül ayının serin rüzgarları, Türkiye'nin okullarını yeni bir sezona taşırken, velilerin yürekleri fahiş fiyatlarla yanıyor. Özel okulların enflasyonun kat kat üzerinde zamları, orta sınıf aileleri köşeye sıkıştırırken, devlet okullarındaki "bağış" adı altındaki usulsüz talepler, sosyal medyayı ayağa kaldırdı. Milyonlarca ebeveyn, çocuğunun geleceği için cebini boşaltma telaşındayken, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in bir canlı yayındaki sözleri, tartışmaları zirveye taşıdı. Bu açıklama, sadece bir yanıt değil; eğitim sisteminin derin yaralarını deşecek bir bıçak gibi keskin. Peki, bu sözler velileri nasıl bir girdaba sürükleyecek ve okulların kapıları ardında neler dönüyor?

2025-2026 eğitim-öğretim yılı, Eylül başı itibarıyla resmen başladı; ancak özel okulların yıllık ücretlerindeki artışlar, velileri kara kara düşündürüyor. Enflasyonun resmi oranı %50'leri aşmışken, bazı okulların %100'ün üzerinde zam yapması, orta sınıfı belini büktü. Bir veli, "Çocuğumu 1,5 milyon TL'ye okutmak zorunda mıyım? Bu para, bir ev parası!" diye haykırıyor. Devlet okullarında ise, kayıt işlemleri sırasında "bağış" adı altında para talep edilmesi, sosyal medyada infial yarattı. X'te #OkulBağışı etiketiyle binlerce paylaşım yapıldı; bir anne, "Devlet okulu, 5 bin TL bağış istiyor; reddedince çocuğumu fişliyorlar" diye isyan etti. Bu talepler, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) mevzuatına aykırı; ancak denetim eksikliği, sorunu kronik hale getiriyor. Veliler, hem özel okulların lüks fiyatlarını hem de devlet okullarının gizli ücretlerini arasında sıkışmış hissediyor.

274 Milyon TL'lik Tarımsal Destekler Çiftçilerin Hesaplarına Akıyor!
274 Milyon TL'lik Tarımsal Destekler Çiftçilerin Hesaplarına Akıyor!
İçeriği Görüntüle

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, bir canlı yayında bu tartışmalara değinerek, velilere yönelik çarpıcı sözler sarf etti. Tekin, "Veli diyor ki ben çocuğumu 1,5 milyon TL'ye okutan veli ile aynı sosyal statüde olmak istiyorum, çocuğumu da oraya göndereceğim. Saygı duyuyorum ama gönderdikten sonra da 'Ya 1,5 milyon TL'ye okul mu olur?' diye feveran etmenize gerek yok" dedi. Bu ifade, velilerin şikayetlerini "sosyal statü hırsı"na indirgeyerek, tartışmayı alevlendirdi. Tekin, özel okul fiyatlarının yüksek olmadığını savunarak, "Bak sevgili kardeşim, sen çocuğunu özel okula göndermek zorunda değilsin. Gönderiyorsan, özel okullarımızın %90'ı 600 bin TL'nin altında. Yani kamuoyunda makul kabul edilen rakamın altında. Onlardan seçebilirsin" diye ekledi. Bu sözler, velileri ikiye böldü; bazıları "Haklı, herkes bütçesine göre seçsin" derken, çoğunluk "Eğitim hakkı statü meselesi değil, erişilebilir olmalı" diye tepki gösterdi. Tekin'in yayındaki tonu, empati yerine eleştiri olarak algılandı; sosyal medyada #Tekinİstifa etiketiyle kampanyalar başladı.

Özel okulların fiyat politikaları, yıllardır tartışma konusu. 2025'te, İstanbul'un prestijli okulları yıllık 1,5-2 milyon TL'ye ulaştı; bu, enflasyonun %50'si karşısında %100 zam anlamına geliyor. MEB verilerine göre, 12 bin özel okulun sadece 22'si fahiş fiyatlarla gündemde; ancak bu 22 okul, sektörün imajını zedeliyor. Bakan Tekin, Ocak 2025'te Antalya'daki sempozyumda, "Fahiş fiyat uygulayan okullara kapatmaya kadar gideriz" demiş, 750'den fazla okul hakkında soruşturma açıldığını belirtmişti. Ancak Eylül'deki açıklaması, bu sert uyarıyı yumuşatır gibi göründü; veliler, "Kapatma tehdidi kâğıt üstünde kalıyor" diye yakınıyor. Devlet okullarındaki bağış skandalı ise, MEB'in denetim zaafını gösteriyor; 2024'te 500 okul hakkında inceleme yapılmış, ama cezalar sınırlı kalmış. Bir veli derneği, "Bağış zorunlu hale geliyor; reddeden aileleri dışlıyorlar" diye şikayet dilekçesi verdi.

Velilerin tepkileri, sosyal medyada patlama yarattı. X'te, Tekin'in sözleri binlerce kez paylaşıldı; bir kullanıcı, "1,5 milyon TL'ye feveran etmeyin diyorsun, ama asgari ücretle geçinen aile ne yapsın? Eğitim hakkı mı yoksa statü yarışı mı?" diye yazdı, 15 bin beğeni aldı. Başka bir paylaşım, "Özel okulların %90'ı 600 bin altında mı? Hangi gerçeklikte yaşıyorsun Bakan?" sorusunu sordu, 10 bin retweet topladı. #FahişOkulFiyatları etiketiyle veli grupları örgütlendi; bir anne, "Çocuğumu devlet okuluna göndereyim, ama bağış istiyorlar; özel okula göndereyim, 1,5 milyon... Çıkış yok!" diye haykırdı. Muhalefet partileri, Tekin'i eleştirdi; CHP Eğitim Sekreteri, "Eğitim, statü değil, hak meselesi" dedi. İktidar yanlıları ise, "Veliler tercihini yapıyor, şikayet etme" diye savundu. Bu tartışma, veli forumlarında da alevlendi; bir grup, MEB'e toplu dilekçe hazırladı.

Eğitim sisteminin geçmişi, bu krizi derinleştiriyor. 2023'te özel okul zamları %80'i aşmış, veli protestoları düzenlenmişti; 2024'te MEB, "Kayıt dışı ücret yasağı" getirmiş, ama uygulama zayıf kalmış. Tekin'in Ocak 2025'teki Antalya sempozyumunda "Çürük elmalarla mücadele edin, yoksa kapatırız" çıkışı, 22 fahiş okulun soruşturulmasıyla sonuçlanmış; ancak Eylül'deki sözleri, bu taahhüdü gölgeliyor. Devlet okullarındaki bağış sorunu, 2010'lardan beri var; 2024'te 1.000 okul hakkında inceleme yapılmış, ama cezalar caydırıcı değil. Veliler, "Eğitim eşitliği nerede?" diye soruyor; özel okulların %90'ının 600 bin TL altında olduğu iddiası, İstanbul ve Ankara'daki prestijli okulların fiyatlarını yalanlıyor – bazıları 2 milyon TL'yi aşıyor.

Gelecekte, Tekin'in sözleri veli hareketlerini tetikleyebilir; toplu dava veya protestolar gündeme gelebilir. MEB, 2026 için zam üst sınırı getirebilir; ama enflasyon %50'leri aşarsa, fiyatlar patlar. Devlet okullarındaki bağışlara sıkı denetim şart; veli dernekleri, Meclis'e teklif sunacak. Bu skandal, eğitimdeki eşitsizliği su yüzüne çıkarıyor; 1,5 milyon TL'lik okullar, statü sembolü mü yoksa erişilmez bir rüya mı? Velilerin feveranı, Ankara'yı sarsacak; bu fırtına, okulların kapılarını zorlayacak mı?