Merdan Yanardağ'a Casusluk Suçlaması Bahane mi?
Merdan Yanardağ'a Casusluk Suçlaması Bahane mi?
İçeriği Görüntüle

Türkiye gündemi, siyasetin zirvesinde yaşanan görülmemiş bir gerilim ve arka planda işleyen devasa bir suç ağı iddialarıyla sarsılıyor. Gazeteci Serdar Akinan, son yayınında Ankara kulislerindeki Bahçeli ve Erdoğan arasındaki tıkanıklığı, milyarlarca dolarlık kara para trafiğini ve Türkiye'nin dört bir yanında sessizce büyüyen radikalleşme tehlikesini tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Akinan’a göre, MHP lideri Devlet Bahçeli ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki ‘İmralı süreci’ ve ‘Terörsüz Türkiye’ başlıkları altında yürütülen görüşmelerde artık gizlenemez bir kriz yaşanıyor. Bahçeli’nin son grup toplantısındaki çıkışları, siyasi bir manevradan öte, Erdoğan’a çekilmiş net bir rest olarak yorumlanıyor. İkili arasındaki bu gerilimin, Cuma günü Meclis’te toplanacak komisyonla bir kırılma noktasına ulaşacağı ve İmralı’ya gidecek heyetin durumunun bu süreçte belirleyici olacağı belirtiliyor.

Siyaset cephesindeki bu çatlağın yanı sıra, CHP içerisinde de sular durulmuyor. Özgür Özel yönetimine karşı parti içinden yükselen sesler, bir manifesto niteliği taşıyan bildiriyle gün yüzüne çıktı. Kılıçdaroğlu’na yakınlığıyla bilinen 10 milletvekilinin imzaladığı ve tutuklu belediye başkanları konusundaki disiplin süreçlerini eleştiren bu metin, yaklaşan kurultay öncesi parti içi dengelerin ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Akinan, bu hamlenin Özgür Özel’e yönelik sert bir uyarı olduğunu ve parti içinde büyük bir tasfiye sürecinin başlayabileceğini ifade ediyor. Ancak asıl büyük tehlike, siyasi gündemin gölgesinde büyüyen ekonomik ve sosyolojik çöküşte yatıyor. Türkiye’nin son bir ayda 50-60 milyar dolarlık bir kara para operasyonuna sahne olduğu, Kapalıçarşı’dan kuyumculara, kripto para borsalarından paravan şirketlere uzanan beş ayaklı devasa bir aklama sisteminin işlediği iddia ediliyor. Bu sistemin içinde siyasi ve bürokratik ayakların olmasına rağmen, operasyonların sadece alt kademelere yapılması ve "yukarıya" dokunulmaması dikkat çekiyor.

Ekonomik kriz ve yolsuzluk çarkı dönerken, Türkiye’nin sosyal dokusunu tehdit eden radikalleşme dalgası ise korkutucu boyutlara ulaştı. Özellikle yoksul mahallelerdeki gençlerin, internet üzerinden yayılan videolarla radikal örgütlerin ağına düştüğü belirtiliyor. İzmir Balçova’da bir karakola saldıran 16 yaşındaki çocuğun ve IŞİD kamplarında eğitilen "Dokumacılar" grubu gibi yapıların varlığı, bu tehlikenin somut örnekleri olarak gösteriliyor. Akinan, "Bu videolarla hala Türkiye içinde propaganda yapılıyor, evlerde toplanılıyor ve bu durum saatli bir bomba gibi duruyor" diyerek devletin bu konudaki zafiyetine dikkat çekiyor. Büyükşehirlerin çeperlerinde yetişen ve sistemden nefret eden bu gençlerin, gelecekte Türkiye’nin güvenliği için büyük bir tehdit oluşturacağı vurgulanıyor.

Tüm bu gelişmelerin ışığında, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili gündeme gelen yeni iddialar da tartışmaların boyutunu değiştiriyor. Gazeteci Müesser Yıldız’ın aktardığına göre, 15 Temmuz davasında yargılanan Hakan Evrim’in savunmasında Hulusi Akar ve Hakan Fidan hakkında dile getirdiği "Darbeyi biliyorlardı ve önlem almadılar" şeklindeki şok edici ifadeler, olayın üzerindeki sis perdesini aralıyor. Akinan, bu savunmaların medyada yer bulamamasını, iktidarın "en kozmik yapısı" ve "kara kutusu" olarak nitelendirdiği 15 Temmuz sürecine zarar gelmemesi çabasına bağlıyor. İktidara yakın isimlerin bile yaşanan bu derin sessizlikten ürktüğü ve Türkiye'nin ağır çekim bir çöküş filmini izlediği yorumları yapılırken, yaklaşan sürecin sadece siyasi bir değişim değil, büyük bir hesaplaşma dönemine gebe olduğu anlaşılıyor.