Yıl sonu yaklaşırken Türkiye'nin en önemli gündem maddelerinden biri olan asgari ücret tespit süreci, siyasetin de en sıcak başlığı haline geldi. Muhalefet kanadından, özellikle Özgür Özel cephesinden gelen 'O Rakam' çıkışları, beklentiyi yukarı çekerken, iktidar kanadı bütçe disiplini ve enflasyonla mücadele dengesini gözetiyor.
Masadaki pazarlık sadece bir ücret artışı değil, aynı zamanda milyonlarca çalışanın yaşam standardının belirlenmesi anlamına geliyor. İşçi sendikaları, açlık sınırının altındaki hiçbir rakamı kabul etmeyeceklerini beyan ederken, işveren tarafı artan maliyetler ve rekabet gücü vurgusu yapıyor. Siyasi kulislerde konuşulan rakamlar ise henüz netlik kazanmamış olsa da, taraflar arasındaki makasın oldukça açık olduğu görülüyor.
Muhalefet liderleri, asgari ücretin sadece bir geçim ücreti olmaktan çıktığını, ortalama ücret haline geldiğini savunarak, artışın refah payını da içermesi gerektiğini vurguluyor. İktidarın ise hem işvereni küstürmeyecek hem de çalışanı enflasyona ezdirmeyecek bir 'ara formül' peşinde olduğu belirtiliyor. Ancak sokağın beklentisi, geçmiş yıllardaki kayıpların telafi edilmesi yönünde.
Önümüzdeki günlerde yapılacak komisyon toplantıları, bu çetin pazarlığın seyrini belirleyecek. Çıkacak karar ne olursa olsun, Türkiye'nin ekonomik ve sosyal dengeleri üzerinde uzun vadeli etkiler yaratacağı kesin. Çalışanlar, insanca yaşanacak bir ücret talep ederken, siyasetin bu sese ne kadar kulak vereceği merak konusu.