Türkiye'nin otomotiv sektörü, yıllardır ekonomik dalgalanmaların merkezinde yer alır. Yüksek enflasyon, döviz kurlarındaki oynaklık ve küresel tedarik zinciri sorunları, hem bireysel tüketicileri hem de sektörü sürekli test eder. Vatandaşlar, araç alımını sadece bir ihtiyaç olarak değil, aynı zamanda bir yatırım aracı olarak görür. Ancak, son dönemde sunulan kredi kolaylıkları ve taksit seçenekleri, bu talebi canlı tutar. Sektör temsilcileri, bu dinamiklerin satış rakamlarını yukarı taşıdığını belirtir. Peki, 2025'in son çeyreğinde bu tablo nasıl evrilir ve tüketiciler için yeni fırsatlar mı yoksa zorluklar mı doğar?
Asıl dönüm noktası burada belirginleşiyor. 2025 yılı boyunca otomobil satışları beklentilerin ötesinde seyrederken, 22 Kasım'da yürürlüğe giren yeni vergi düzenlemesi ithal araç maliyetlerini doğrudan yukarı çekti. Bu uygulama, özellikle Japonya gibi ülkelerden gelen modellerde yüzde 30 ila 35 arasında fiyat artışı öngörüyor. Sektördeki uzmanlar, bu değişikliğin sadece sıfır araçları değil, ikinci el piyasasını da zincirleme etkileyeceğini vurguluyor. Örneğin, yurt dışından ithal edilen araçlara eklenen vergiler, bayi stoklarını daraltarak genel fiyat dengesini bozabilir. Bu durum, tüketicilerin alım kararlarını hızlandırmasına neden olurken, pazarın genel yapısını yeniden şekillendiriyor.
Yeni düzenlemenin detayları, otomotiv piyasasını yakından ilgilendiriyor. "Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" olarak parlamentoda onaylanan madde, ikinci el araç satışlarında binde 2 oranında bir ücret getiriyor. Bu, satış fiyatının yüzde 0,2'sine denk geliyor ve minimum 1.000 lira olarak belirlenmiş. Örneğin, 2 milyon liralık bir aracın satışında 4.000 lira ek yük oluşuyor. Vergi uzmanı Ozan Bingöl, bu konuda çarpıcı bir değerlendirme yaparak, "Bugüne kadar 2.139 lira olan noter ve tescil masraflarına artık 4.000 lira daha eklenecek. Vatandaş otomobili bırakın, artık motosiklet almak istese bile oransal olarak çok daha yüksek harç ödemek zorunda kalacak" dedi. Bu ek maliyetler, özellikle dar gelirli ailelerin alım gücünü sınırlayarak piyasayı yavaşlatabilir.
2025'in ilk dokuz ayında otomotiv satışları, önceki yıla göre yüzde 5,1 artışla 607 bin 379 adede ulaştı. Otomobil segmenti yüzde 6,6'lık büyüme gösterirken, hafif ticari araçlar yüzde 2,4'lük bir ivme yakaladı. Ancak, bu olumlu tabloya rağmen, ithal araçlardaki vergi yükü yeni bir dalga yaratıyor. Sektör analistleri, yıl sonuna doğru fiyatların yüzde 20-25 bandında yükselebileceğini öngörüyor. Özellikle elektrikli ve hibrit modellerde, küresel tedarik sorunları ve yerel üretim maliyetleri bu eğilimi pekiştiriyor. Tüketiciler, bu süreçte kampanyaları ve takas seçeneklerini daha fazla araştırıyor.
İkinci el piyasası da bu değişimlerden payını alıyor. VavaCars'ın yapay zeka destekli VavaAI Fiyat Endeksi'ne göre, Eylül 2025'te ikinci el araç fiyatları yüzde 1,8 artarak ortalama 855 bin 467 liraya yükseldi. Yılın ilk dokuz ayında ise toplam yüzde 16,5'lik bir artış kaydedildi. Bu veriler, stok fazlası ve talep dengesizliğinin fiyatları yukarı ittiğini gösteriyor. Uzmanlar, sıfır araçlardaki zamların ikinci ele yansıyarak bir kısır döngü yaratabileceğini belirtiyor. Örneğin, 500 bin liralık bütçeyle alınabilecek modeller arasında Fiat Egea ve Renault Clio gibi popüler seçenekler öne çıkıyor, ancak bu sınırlar da hızla daralıyor.
Ekonomik faktörler, bu tabloyu daha da karmaşık hale getiriyor. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, ithalat maliyetlerini artırırken, asgari ücret zamları ve enflasyon baskısı tüketici talebini etkiliyor. Öte yandan, GSR yönetmeliği kapsamında sıfır araç üretiminde eklenen fren ve hız sistemleri gibi teknolojiler, maliyetleri yüzde 10-15 oranında yükseltiyor. Buna rağmen, Çinli üreticilerin Türkiye pazarına girişi umut verici. BYD Atto 3 ve NEV gibi modeller, 1,2 milyon liradan başlayan fiyatlarla rekabeti kızıştırabilir. Bu girişimler, elektrikli araç segmentinde yüzde 10,1'lik pazar payını daha da genişletecek.
Sektördeki satış trendleri, 2024'ün rekorlarını aşan bir performans sergiledi. Ocak-Aralık döneminde otomobil satışları yüzde 1,3 artarak 980 bin 341 adede, hafif ticari araçlar ise yüzde 2,7 düşüşle 258 bin 168 adede ulaştı. SUV modelleri yüzde 56,8'lik payla lider konumda, C segmenti ise yüzde 55,4'lük oranla en çok tercih edilen kategori. Bu veriler, vergi oranlarının düşük olduğu A, B ve C segmentlerinin ağırlığını koruduğunu ortaya koyuyor. Ancak, yeni vergilerle bu denge bozulabilir ve tüketiciler daha ekonomik modellere kayabilir.
Uzman görüşleri, geleceğe dair net bir resim çiziyor. Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) verilerine göre, enflasyondaki gevşeme ve olası faiz indirimleri ikinci yarıda satışları canlandırabilir. Ancak, ithal araçlardaki yüzde 30'luk zamlar, özellikle Avrupa ve Asya menşeli modelleri vuracak. Vergi uzmanları, bu düzenlemenin noter masraflarını ikiye katlayarak bireysel satışları zorlaştıracağını söylüyor. Tüketiciler, bu ortamda araçlarını hurdaya ayırarak ÖTV muafiyetinden yararlanmayı planlıyor; 25 yaş üstü araç sahipleri, yerli üretim sıfır modellerde vergi indiriminden faydalanabiliyor.
Piyasadaki kampanyalar, bu zorluklara karşı bir nefes alma fırsatı sunuyor. Bayiler, stok eritmek için taksitli kredi ve düşük faizli seçenekler getiriyor. Örneğin, Renault ve Fiat gibi markalar, 1,5 milyon liradan başlayan modellerde yüzde 5'e varan indirimler yapıyor. Bu kampanyalar, özellikle B segmenti araçlarda etkili olurken, ikinci el platformlarında ilan fiyatları da bu etkiyi yansıtıyor. Vatandaşlar, 500 bin liralık bütçeyle 2018-2020 model araçlara yönelebiliyor, ancak motosiklet gibi alternatiflerde bile ek harçlar devreye giriyor.
Elektrikli araçlar, bu denklemde parlak bir nokta olarak öne çıkıyor. 2025'te tam elektrikli satışlar yüzde 51,7 artarak 99 bin 489 adede ulaştı ve pazar payını yüzde 10,1'e taşıdı. Yeni modeller arasında Kia EV3, 1,2 milyon liradan başlayarak hızlı şarj ve 500 km menzil sunuyor. Skoda Elroq ve Volkswagen ID.7 gibi araçlar, 2 milyon liradan başlayan fiyatlarla teknolojik yenilikleri getiriyor. Bu segmentte devlet teşvikleri, batarya maliyetlerini düşürerek erişilebilirliği artırıyor. Tüketiciler, bu modelleri uzun vadeli tasarruf aracı olarak değerlendiriyor.
İkinci el online pazarında da hareketlilik var. Indicata Türkiye'nin Mayıs 2025 raporuna göre, otomobil ilan adetleri yüzde 2,9 artarken, hafif ticari araçlar yüzde 3,6 büyüdü. Toplam ilan sayısı yüzde 3,2 yükselerek 434 bin adede yaklaştı. Bu artış, fiyat dalgalanmalarını tetikliyor; 0-10 yaş arası modellerde ortalama yüzde 1,5'lik bir yükseliş gözlendi. Platformlar, yapay zeka destekli endekslerle fiyatları şeffaflaştırmaya çalışıyor, ancak spekülatif ilanlar dengeleri bozuyor.
Tüketici tepkileri, sosyal medyada yoğunlaşıyor. Kullanıcılar, "Altın bozdurup araç alanlar şimdi üç katı değer kazandı" gibi paylaşımlarla ekonomik tercihleri tartışıyor. Bir başka yorumda, "İkinci el fiyatları sıfırları geçti, bayiler kampanyalara devam etmeli" deniyor. Bu etkileşimler, piyasanın ne kadar hassas olduğunu gösteriyor. Ticaret Bakanlığı, fahiş fiyatlara karşı denetimleri artırarak 8 ayda 1 milyar 869 milyon lira ceza kesti; bu, emlak ve otomotiv gibi alanlarda şeffaflığı teşvik ediyor.
Gelecek projeksiyonlar, 2026 için karışık sinyaller veriyor. Uzmanlar, Çinli markaların girişiyle rekabetin artacağını, ancak vergi yükünün fiyatları baskılayacağını öngörüyor. TOGG'un T10F sedanı, 1,5 milyon liradan 600 km menzille yerli üretimi güçlendiriyor. Fiat Egea SUV ve Opel Frontera gibi modeller, hibrit seçeneklerle 1,8 milyon liradan başlıyor. Bu çeşitlilik, tüketicilere daha fazla seçenek sunarken, döviz baskısı ithal modelleri dezavantajlı kılıyor.
Piyasadaki bu değişimler, alım stratejilerini yeniden tanımlıyor. Tüketiciler, erken rezervasyon ve takas programlarını değerlendirerek maliyetleri minimize ediyor. Sektör, sürdürülebilir mobiliteye odaklanarak elektrikli araç altyapısını genişletiyor. Bu geçiş, hem çevresel hem de ekonomik faydalar vaat ediyor.
Sonuçta, araç fiyatlarındaki ibre tamamen değişirken, balon patlaması yerine yeni bir yükseliş dalgası görülüyor. Tüketiciler, bu dinamikleri yakından takip ederek akıllı kararlar almalı. Detaylar için sektörel raporları inceleyin ve alım planlarınızı güncelleyin.
            
            
                            
                            
                            



