Yolların sessiz tanıkları olan karayolları, her gün binlerce hayatı taşıyor ama bazen bir anlık hata, her şeyi altüst edebiliyor. Antalya'nın hareketli trafiğinde yaşanan olaylar, sürücülerin nefesini kesen anlara sahne oluyor. Özellikle ağır tonajlı araçların hakimiyetindeki yollarda, tehlike her virajda pusuda bekliyor gibi. Bu seferki olay, sadece bir kaza değil, adeta bir uyarı çanı gibi çınlıyor kulaklarda.
Olay, 4 Eylül günü Antalya'nın Döşemealtı ilçesine bağlı Bıyıklı Mahallesi'nde, D-650 karayolu üzerinde meydana geldi. Henüz sabahın erken saatlerinde, çim tohumu yüklü bir TIR, sol şeritten sakin bir şekilde ilerlerken aniden kontrolden çıktı. Sürücü koltuğunda 25 yaşındaki genç Buğrahan Türker bulunan 06 DIP 437 plakalı araç, bilinmeyen bir nedenle bariyerlere sert bir şekilde çarptı. Çarpmanın şiddeti o kadar büyüktü ki, dorsenin kabinden ayrılmasına neden oldu. TIR yan yatarak sürüklenmeye başladı ve yol kenarındaki bir direğin ayağına tam güçle vurdu. Bu çarpışma, etrafa metal parçalarının saçılmasına ve bariyerlerin yerinden kopmasına yol açtı. Güvenlik kamerası, bu dehşet verici anları saniye saniye kaydetti: Araç önce sola doğru savruluyor, sonra bariyerlere vuruyor, dorise kopuyor ve kabin yol boyunca kayarak duruyor. Görüntüler, izleyen herkesi donduran bir gerçeklik taşıyor.
Kazanın hemen ardından, olay yerine polis, jandarma, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık personeli, genç sürücünün nabzını kontrol ettiğinde, Buğrahan Türker'in olay yerinde hayatını kaybettiğini tespit etti. Cansız bedeni, savcılık incelemesinin ardından Antalya Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı. Trafik akışı uzun süre tek şeritten sağlandı, çünkü kaza alanı adeta bir savaş alanına dönmüştü. TIR'ın parçaları çevreye dağılmış, yol kenarındaki direk hasar görmüş ve bariyerler kopmuştu. Yetkililer, kazanın nedenini belirlemek için inceleme başlattı, ancak ilk bulgular sürücü kusuru veya yol koşulları gibi faktörleri işaret ediyor olabilir.
Türkiye'de TIR kazaları, ne yazık ki günlük hayatın bir parçası haline gelmiş durumda. 2024 verilerine göre, ülke genelinde 266 bin 854 ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası yaşandı, bu da günde ortalama 731 kaza anlamına geliyor. TIR'lar gibi ağır vasıtaların karıştığı olaylarda ölüm oranı daha yüksek; 2024'te toplam 6 bin 352 kişi hayatını kaybetti. Antalya gibi turizm ve lojistik merkezlerinde, D-650 gibi ana arterlerde bu tür kazalar sıklaşıyor. Geçmiş yıllarda benzer olaylar, yorgunluk, hız ihlali veya yol bakım eksikliğinden kaynaklanıyordu. Örneğin, 2023'te Antalya'da onlarca TIR kazası rapor edildi, bazılarında sürücüler uyuklama nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybetmişti. Bu olayda da, genç yaşta olmasına rağmen Buğrahan Türker'in uzun yol yorgunluğu çekmiş olabileceği düşünülüyor, zira çim tohumu gibi yükler saatlerce süren yolculuklar gerektiriyor.
Kazanın kamera görüntüleri ortaya çıktığında, sosyal medyada ve haber kanallarında büyük yankı uyandırdı. Görüntülerde TIR'ın sol şeritten normal hızda gittiği, birden sola savrulduğu ve bariyerlere vurduğu net bir şekilde görülüyor. Dorise'nin ayrılmasıyla kabin, yol kenarındaki direğe doğru fırlıyor ve çarpma anı adeta bir film sahnesini andırıyor. Bu anlar, TIR şoförlüğünün ne kadar riskli bir meslek olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Ailesi ve yakınları, genç adamın ani kaybıyla yıkıldı; cenazesi Adli Tıp'tan alınarak memleketine uğurlandı. Soruşturma kapsamında, aracın teknik durumu, yolun o günkü hava koşulları ve sürücünün son saatlerindeki hali inceleniyor. Eğer fren arızası veya yol çukuru gibi bir etken varsa, bu gelecekteki kazaları önleyecek düzenlemelere yol açabilir.
TIR kazalarının arkasındaki nedenler, yıllardır aynı döngüde dönüp duruyor. İstatistiklere göre, kazaların yüzde 90'ından fazlası sürücü kusurlarından kaynaklanıyor: Hızlı sürüş, takip mesafesine uymama ve yorgunluk başı çekiyor. 2025'in ilk aylarında bile, trafik kazalarında yüzde 9,9'luk bir artış gözlendi, motorlu araç sayısı 31,3 milyona ulaşırken. Antalya gibi bölgelerde, dağlık arazi ve yoğun trafik bu riski katlıyor. Bu kaza, sadece bir hayatı değil, lojistik zincirini de etkiledi; çim tohumu yükü gecikmeli teslim edildi ve yol onarımı günler sürdü. Gelecekte, akıllı yol sistemleri ve zorunlu mola kuralları gibi önlemlerle bu tür trajediler azalabilir. Hükümetin 2025 trafik güvenliği planı, TIR'lara özel eğitimleri artırıyor, ama uygulama hızı yetersiz kalıyor.
Olayın üzerinden geçen günlerde, Döşemealtı sakinleri hala o anları konuşuyor. Bariyerlerin kopması, yol kenarındaki direğin eğilmesi, etrafa saçılan yük parçaları... Hepsi, bir felaketin izlerini taşıyor. Buğrahan Türker gibi genç sürücüler, ailelerine ekmek götürmek için direksiyona geçiyor, ama yollar affetmiyor. Kazanın nedeni netleşene kadar, yetkililer ek önlemler aldı: O bölgede hız limitleri gözden geçiriliyor ve kamera sayıları artırılıyor. Benzer kazalar, 2024'te Türkiye genelinde 17,4 ölüm ortalamasıyla günde tekrarlanıyor; bu da hepimizi düşündürüyor. Eğer yollar daha güvenli hale gelmezse, yarın başka bir Buğrahan'ın hikayesi yazılabilir.
Bu trajedi, TIR şoförlüğünün kahramanlıklarını da hatırlatıyor. Uzun saatler direksiyonda kalanlar, geceleri uykusuz yol alanlar... Antalya'nın bu köşesinde yaşananlar, belki de bir dönüm noktası olur. Soruşturma sonuçları, kazanın tam nedenini aydınlatacak ve belki yeni yasalar doğuracak. 2025'te trafik ölümlerini azaltma hedefi var, ama bu gibi olaylar, hedefin ne kadar zor olduğunu gösteriyor. Görüntüleri izleyenler, o anın dehşetini hissediyor; TIR'ın savruluşu, çarpışın gürültüsü, sessizliğin ardından gelen yardım sirenleri... Hepsi, hayatın kırılganlığını fısıldıyor. Ailesinin acısı, toplumun vicdanında yankılanıyor ve umarız bu, son olmaz.