Küresel ekonomi, bir süredir alışılmadık bir belirsizlik ve gerilim atmosferinde yol alıyor. Ticaret savaşlarının gölgesi, jeopolitik gerilimlerin sıcaklığı ve dünya genelindeki enflasyon dalgası, yatırımcıları geleneksel "güvenli liman" arayışına itti. Bu arayışın değişmez adresi olan altın, son dönemde yaşanan sıçramalarla adeta bir patlama yaşarken, piyasaların derinliklerinde herkesin merakla beklediği büyük dönüşüm sinyalleri de belirginleşmeye başladı. Uzmanlar, bu tarihi yükseliş trendinin henüz başlangıç aşamasında olduğunu belirtirken, yatırımcıların gelecekteki zirvelere ulaşmadan önce mutlaka bilmesi gereken hayati tehlikeler ve çarpıcı fiyat tahminleri masaya yatırıldı.
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş, gram altının son dokuz ayda gösterdiği baş döndürücü performansı analiz ederek piyasanın geleceğine dair net bir yol haritası çizdi. Memiş’in detaylı incelemelerine göre, 28 Nisan’da 413 lira seviyesinde olan gram altın, 27 Eylül’e gelindiğinde 5180 lirayı aşarak yatırımcısına yüzde 70’in üzerinde bir getiri sağladı. Uzman Memiş’e göre bu ivmenin ardında iki temel faktör yatıyor: Altının ons değeri ve Türkiye’deki Dolar/TL kuru. Altın, çift ayaklı bir enstrüman olduğu için hem dünyadaki değeri hem de kur farkı sayesinde güçlü bir yatırım aracı olma özelliğini koruyor. Altının "puslu havaları sevdiği" tespitiyle, küresel ekonomideki kriz ve savaş beklentilerinin bu yükselişi tetiklediği açıkça ortaya konuyor.
Peki, altın yatırımcıları için zirve neresi? İslam Memiş, mevcut piyasa koşullarını değerlendirerek yatırımcıların 2026 yılına odaklanması gerektiğini vurguluyor. Uzman, 5000’li rakamlara nasıl alıştıysak, 2026 yılı sonunda gram altın için 6350 ila 6500 lira aralığındaki rakamların yolda olduğunu iddia ediyor. Bu devasa sıçramanın temel tetikleyicisi ise, başta ABD Merkez Bankası (Fed) olmak üzere küresel merkez bankalarının faiz politikalarındaki beklenen dönüşüm. Memiş’e göre Fed, 2026 yılında en az beş kez faiz indirimi yapabilir ve faizlerin düşmesi, getirisi olmayan altın fiyatlarını doğrudan destekleyecektir. Ayrıca, Orta Doğu’daki savaş geriliminin sürmesi ve küresel istikrarsızlığın devam etmesi de altının güvenli liman rolünü pekiştirerek bu tahmini destekliyor. Diğer önde gelen piyasa uzmanları da bu görüşü destekleyerek ons altının 2027’ye doğru 6000 dolar seviyelerini görebileceğine dikkat çekiyor.
Ancak, Memiş’in uyarısı sadece fiyat tahminleriyle sınırlı kalmıyor. Piyasayı derinden sarsan ve yatırımcıları milyonlarca lira zarara uğratan modern bir tehlikeye işaret ediliyor: Sahte Altın Dolandırıcılığı. Uzman Memiş, bu konuda yaptığı çarpıcı açıklamalarda, kalpazanların artık eski yöntemleri bir kenara bıraktığını ve son teknoloji kullanarak birebir taklit ürünler ürettiğini belirtiyor. Özellikle çeyrek altın, bilezik ve paketli gram altınlarda yaşanan bu dolandırıcılık, Darphane patentlerinin bile taklit edilmesi noktasına geldi. Memiş, Darphane Genel Müdürlüğü’nün yetkisi dışında basılan çeyrek altınların ve düşük ayarlı, imitasyon ürünlerin piyasada hızla yayıldığını, hatta bazı kuyumcuların bile bu taklitleri anlamakta zorlandığı bir döneme girildiğini ifade ediyor.
Sahte altının en yaygın ve tehlikeli yöntemlerinden biri ise gümüşün altınla kaplanması. Memiş, canlı yayında yaptığı test ile dışı normal görünen bir kaplama bileziğin içini kesip asit testi uyguladığında, kaplamanın altındaki gümüşün asitle temas edince anında silindiğini göstererek bu tehlikenin boyutunu kanıtladı. Vatandaşların yıllardır süregelen sahte altını dişle kontrol etme veya sertliğine bakma gibi ezberlerinin artık teknolojinin geldiği nokta karşısında tamamen geçersiz kaldığının altını çiziyor. Dolandırıcılar, düğünlerde takmak amacıyla bilerek bu taklit ürünleri satın alıp masum insanları mağdur edebiliyor.
Peki, bu büyük tehlikeden korunmak için ne yapılmalı? İslam Memiş, altın yatırımcılarına tek bir yolu işaret ediyor: Sadece fiziki ve kurumsal mağazalardan alışveriş yapmak. İnternet üzerinden, piyasa fiyatının çok altında (örneğin 8500 TL olması gereken çeyrek altını 8000 TL’ye) satılan ürünlerden kesinlikle uzak durulması gerekiyor. Türkiye’de toplumun %63’ünün fiziki altına yöneldiği bu kritik dönemde, yatırımcıların artan talebi karşısında dolandırıcıların da modern teknoloji ile tuzaklarını artırdığı göz önüne alınmalıdır. Emniyet güçlerinin de Kapalıçarşı gibi büyük merkezlerde sahte altın operasyonları düzenlemesi, bu sorunun ne denli ciddi boyutlara ulaştığının en güncel kanıtıdır.
Sonuç olarak, altın piyasası küresel gerilimlerin itkisiyle görülmemiş bir fiyat zirvesine doğru ilerlerken, 2026 hedefiyle yatırım yapmak isteyenler için uzman Memiş’in uyarıları hayati önem taşıyor. Gram altının 6500 TL’ye koştuğu bu yolda, yatırımcıların dikkatli adımlar atması ve sadece güvenilir, fiziki alımlara yönelmesi, hem beklentilerine ulaşmaları hem de siber dolandırıcılığın modern tuzağına düşmemeleri için en güçlü savunma mekanizması olarak öne çıkıyor.