Ekonomi-Piyasalar

Altın Fiyatlarında Fırtına Kopuyor: Yatırımcılar Bu Haftayı Nefeslerini Tutarak Bekliyor

Altın piyasası adeta bir volkan gibi patlamaya hazır! Rekorlar üstüne rekorlar kırılırken, Fed'in gizli hamleleri ve küresel fırtınalar her an her şeyi değiştirebilir. Bu haftanın sırlarını öğrenmek için okumaya hazır mısınız? Heyecan dorukta, sürprizler peş peşe geliyor!

Altın, yıllardır yatırımcıların en sadık dostu, en çılgın sevgilisi olmuş bir varlık. Bir bakıyorsun sakin sakin yatıyor, öbür gün birden fırlayıveriyor göklere. Hatırlayın, 2024'ün sonlarında gram altın 2 bin 983 lira civarlarında dolanıyordu; enflasyon korkuları, faiz savaşları derken herkes "acaba düşer mi" diye düşünüyordu. Ama 2025 girdi girmez işler değişti. Pandemi sonrası toparlanma, jeopolitik gerilimler ve merkez bankalarının bitmek bilmeyen dansı... Altın, sanki "ben buradayım, unutmayın" dercesine yükselişe geçti. Yılbaşından beri yüzde 70'i aşan getirisiyle, borsa bile kıskanır hale geldi. Peki ya şimdi? Eylül'ün son günlerinde, 28'inde tam olarak, ons altın 3 bin 760 dolara dayanmış, gramı 5 bin lirayı geçmiş. Herkesin gözü kulağı yeni haftada. Ama durun, asıl hikaye burada başlıyor.

Bu hafta, altın yatırımcıları için adeta bir satranç tahtası gibi. ABD'den gelecek istihdam verileri, o verilerin arkasındaki Fed'in gölgesi... Sürpriz bir rakam çıksa, piyasalar yerinden oynar. Hatırlayın geçen haftayı: Altın, üst üste altıncı haftasında yükselişini sürdürdü, ons fiyatı 3 bin 759 dolardan kapattı ama hafta içinde 3 bin 791 dolara zıplayarak rekor tazeledi. Neden mi? Güvenli liman arayışı. Jeopolitik riskler, Rusya-Ukrayna hattındaki o bitmez tükenmez gerilim, her şeyi tetikliyor. Dolar endeksi yüzde 0,5 artıp 98,2'ye çıkarken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi yüzde 4,19'da sabitlendi. Ama asıl bomba, Fed'in para politikası belirsizliği. Yetkililer arasında tam bir ayrılık var: Kimisi "iş gücü piyasasını korumak için faizleri daha agresif indirin" diyor, kimisi "enflasyon uyanmasın, temkinli olun" diye uyarıyor.

Fed Başkanı Jerome Powell'ın geçen haftaki konuşmasını bir düşünün. Adam resmen dengede yürümeye çalışıyor. "Tarife kaynaklı enflasyon etkileri nispeten kısa ömürlü olacak" dedi, "Fiyat seviyesindeki bu tek seferlik artış, muhtemelen birkaç çeyreğe yayılacak ve biraz daha yüksek enflasyon olarak kendini gösterecek" diye ekledi. Ama hemen arkasından, "Bunu bir enflasyon sorununa dönüştürmeyeceğiz, mevcut politika duruşumuz –orta derecede kısıtlayıcı– tam da ekonomik gelişmelere yanıt vermek için uygun" vurgusunu yaptı. Bu sözler, piyasaları bir an rahatlattı gibi göründü ama asıl etkiyi yarattı: Dolar endeksi yükseldi, altının artışı biraz törpülendi. Yine de, güvenli liman talebi o kadar güçlü ki, altın pes etmedi. Gümüş bile peşinden koştu, ons başına 40 doları zorladı.

Şimdi gelelim verilere, ki bunlar altın yatırımcılarının pusulası. ABD Ticaret Bakanlığı'nın açıkladığı gibi, 2025'in nisan-haziran çeyreğinde GSYH yüzde 3,8 büyümüş – tahminleri aşarak, 2023'ün üçüncü çeyreğinden beri en hızlı tempo. Güçlü tüketici harcamaları ve yatırımlar mı? Evet, tam da o. 20 Eylül'le biten haftada ilk kez işsizlik maaşı başvuruları 218 bine geriledi, beklentilerin altında kaldı. Fed'in favori enflasyon ölçüsü çekirdek PCE, Ağustos'ta yıllık yüzde 2,9 artarak tam hedefe oturdu. Ama en şaşırtıcı olanı yeni konut satışları: Yüzde 20,5 artışla, analistleri bile afallattı. Bu veriler ne diyor? Ekonomi o kadar sağlam ki, Fed'in ilave faiz indirimlerine pek ihtiyacı yok gibi. Para piyasalarında Ekim için 25 baz puan indirim olasılığı yüzde 89'a, Aralık için ilave indirim ise yüzde 63'e düştü. Yani, faiz indirimi hayalleri biraz soluklaştı – ama bu, altın için tam tersi bir rüzgar demek.

ABD Başkanı Donald Trump'ın gümrük tarifeleri ise başka bir hikaye. 1 Ekim'den itibaren ithal ilaçlara, mutfak-banyo dolaplarına, döşemeli mobilyalara ve ağır kamyonlara yeni vergiler geliyor. Bu tarifeler, fiyatlamaları allak bullak ediyor. Enflasyonist baskı yaratıyor mu? Evet, ama Powell gibi isimler "kısa ömürlü" diyor. Yine de, yatırımcılar tedirgin. Bu belirsizlik, altını daha da cazip kılıyor. Düşünün: Ticaret savaşları alevlenirken, altın gibi varlıklar parlıyor. Geçmişe bakın, 2018-2019 ticaret gerilimlerinde ons altın yüzde 20'den fazla sıçramıştı. Şimdi de benzer bir senaryo mu? 2025'in ilk yarısında ons 3 bin dolardan 3 bin 500'e fırladı, gram Türkiye'de 3 binden 4 bine taşındı. Ve bu sadece başlangıç.

Peki, yeni haftada neyi takip etmeli altın tutkunu? Öncelikle ABD istihdam raporu. Eğer veriler zayıf gelirse –ki son işsizlik başvuruları umut vericiydi ama sürprizlere açık– Fed indirim beklentileri canlanır, altın roket gibi uçar. Tersine, güçlü bir raporla ekonomi "fena değil" derse, dolar güçlenir, altın biraz geriler. Ama unutmayın, jeopolitik faktörler her şeyi ezer geçer. Rusya-Ukrayna'da bir adım atılsa, Orta Doğu'da kıpırtı olsa, altın anında 3 bin 800'ü zorlar. Analistlere kulak verin: Deutsche Bank, yıl sonuna 4 bin dolara işaret ediyor. Goldman Sachs ise 2026 ilk çeyreği için 5 bin doları masaya koydu. İslam Memiş gibi isimler "panik yapmayın, düşüşler alım fırsatı" diyor. Evet, Eylül'de gram 5 bini aştı, çeyrek 8 bin liraya dayandı, Cumhuriyet altını 32 bini gördü. Ama bu zirveler, daha büyük bir hikayenin parçası.

Altın yatırımı, sadece rakamlarla bitmiyor. Psikoloji devreye giriyor. Hatırlayın 2020 pandemi dalgasını: Ons 2 bin dolara vururken, herkes "dibe vurduk" diye sattı, akıllı olanlar aldı. 2025'te de benzer. BRICS ülkelerinin altın rezervlerini artırması, merkez bankalarının rekor alım yapması – hepsi birikiyor. Saxo Bank 3 bin 300 dolara, LongForecast Aralık için 3 bin 634'e oynuyor. Commerzbank ise 3 bin 400'ü yıl sonu hedefi yaptı. Gelecek mi? Uzun vadede, 2026'da 4 bin, 2030'da 5 bin 500 dolar diyenler var. Enflasyon, faiz indirimleri, ticaret savaşları... Hepsi altını yukarı itiyor. Ama dikkat, kısa vadeli oynaklık kaçınılmaz. Bu hafta, eğer konut verileri gibi sürprizler devam ederse, Fed'in "orta derecede kısıtlayıcı" duruşu test edilecek.

Yatırımcı olarak ne yapmalı? Önce nefes alın. Altın, 2025'in yıldızı oldu – yüzde 126 kazanç potansiyeli konuşuluyor bazı raporlarda. Ama acele etmeyin. Teknik düşüşler –mesela ons 3 bin 700'e çekilse– tam alım zamanı. Memiş'in dediği gibi, "bekleyin, panik zamanı değil." Piyasalar, her zaman bir sonraki veriyi bekler. Bu hafta istihdam, öbür hafta enflasyon... Sonsuz bir döngü. Ama altın, bu döngüde kazanan taraf. Düşünün, 2024 sonunda "acaba" diyenler, şimdi yüzde 70 kârla gülüyor. Siz de mi? Yeni hafta, bu sorunun cevabını verecek.

Emtia dünyası geniş, ama altın kral. Gümüş peşinden koşuyor, platin geride kalıyor. ABD'nin güçlü büyümesi –yüzde 3,8 GSYH– tüketimi ateşliyor, ama aynı zamanda Fed'i temkinli kılıyor. Powell'ın "birkaç çeyrek sürecek" enflasyon uyarısı, piyasaları titretiyor. Tarifeler devreye girince, ithal mallar pahalılaşacak, enflasyon ısınacak. Bu, faiz indirimlerini geciktirir mi? Evet, olasılıklar düşüyor. Ekim %89, Aralık %63... Rakamlar soğuk, ama altın sıcak kalıyor.

Sonuçta, altın yatırımcısı olmak bir macera. 2025, rekorlarla dolu bir yıl – ons 3 bin 791'le zirve yaptı, gram 5 bini aştı. Gelecek? Tahminler 4 binden yukarı. Jeopolitik rüzgarlar esse, 5 bine koşar. Bu hafta, istihdam verisiyle başlayacak hikaye, Fed'in adımlarıyla bitecek. Heyecanlı mısınız? Ben oldum bile. Altın, sadece metal değil; geleceğin anahtarı. Ve o anahtar, elinizde parlamaya hazır.

< type="adsense" data-ad-client="ca-pub-3348434846257114"> #auto-ads