Erzurum'da akşam saatlerinde hissedilen sarsıntı bölgeyi alarma geçirdi
Erzurum'da akşam saatlerinde hissedilen sarsıntı bölgeyi alarma geçirdi
İçeriği Görüntüle

Eskişehir'in sarp yollarında, sonbahar rüzgarlarının fısıltılı dansı arasında bir sessizlik çöküyor. Bu sessizlik, lastiklerin çığlığıyla yırtılan bir anın yankısı; tozlu asfaltın altında gizli yaralar, unutulmuş bir acının izleri. Yıllardır süren siyasi fırtınaların gölgesinde, bir ulusun temsilcileri bile kaderin beklenmedik darbeleriyle sarsılıyor. Her viraj, yeni bir umut köşesi gibi dönerken, ufukta kara bir gölge beliriyor – hız, ihmal ve bir anlık hata. Bu, sadece bir kaza değil; hayatların kesiştiği, vicdanların sınandığı bir anın derinlikleri.

İşte tam burada, Eskişehir'in Mahmudiye ilçesine bağlı Doğanca Mahallesi'nde, Ankara-Eskişehir kara yolunun o tenha mevkisinde, dün akşam saatlerinde korkunç bir çarpışma yaşandı. AKP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Ayşen Gürcan'ın makam aracı, tali yoldan kontrolsüz şekilde çıkan 41 NF 860 plakalı bir otomobille kafa kafaya tosladı. Kazanın şiddeti, metalin büküldüğü, camların tuzla buz olduğu bir cehennemi andırıyordu. Gürcan, araçtaki şoförü C.Y. ve basın danışmanı F.P. ile birlikte yaralandı; karşı araçtaki 70 yaşındaki Canan Oruç ise tüm müdahalelere rağmen hayata tutunamadı. Otomobilin sürücüsü N.O. da ağır yaralı olarak kurtuldu. Ambulansların siren sesleri, geceyi yırtarken, yol kenarında bir aile dağılıyordu – bir anne, bir eş, bir nine sonsuza dek veda ediyordu.

Olay, Gürcan'ın Ankara'daki Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'ndan dönüş yolunda meydana geldi. AKP Eskişehir İl Başkanı Gürhan Albayrak, kendi makam aracıyla peş peşe yola çıkmıştı; ancak kader, onları birkaç kilometre ötede ayırdı. Albayrak, kazayı duyunca hemen harekete geçti ve hastaneye koştu. "Ayşen Hanım emniyet kemeri taktığı için sadece bir ağrısı var, şu an istirahate alındı. Sağlık durumu iyi, bilinci açık ama ister istemez bir travması var," diye anlattı Albayrak, sesinde hem rahatlama hem de buruk bir hüzünle. Gürcan'ın göğüs kısmında kemer izinden kaynaklı ağrı olduğu, tomografilerinin çekildiği ve bir gece müşahede altında tutulacağı belirtildi. Yanındaki yardımcısının da darbe aldığı, ama hayati tehlikesinin olmadığı eklendi.

Yaralılar, ihbar üzerine hızla bölgeye sevk edilen sağlık ekipleri tarafından ambulanslarla Eskişehir Şehir Hastanesi ve Osmangazi Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi'ne taşındı. Canan Oruç'un cansız bedeni ise hastane morguna kaldırıldı; ailesi, şok içinde gözyaşlarına boğuldu. Kazanın hemen ardından olay yerine çok sayıda polis ve jandarma ekibi intikal etti; İl Emniyet Müdürü Tolga Yılmaz, bizzat kaza yerinde incelemelerde bulundu. Soruşturma, tali yoldan çıkışın nedenlerini aydınlatmak için derinleştirildi – hız mı, görüş mesafesi mi, yoksa bir anlık dalgınlık mı bu trajediyi tetikledi? Yetkililer, ilk bulguların kontrolsüz girişi işaret ettiğini, ama detaylı raporun beklenildiğini ifade etti.

Siyasi camiada yankılar hızla yayıldı. AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Nebi Hatipoğlu, kazayı doğrulayarak, "Allah korumuş Ayşen Hocamızı. Tali yoldan çıkan araç, otomobile çarptı. Bir kırığı var, ama durumu iyi. Yanında iki yardımcısı da vardı," dedi. Hatipoğlu, karşı araçtaki ölüm için başsağlığı diledi ve ağır yaralı bir kişinin daha olduğunu ekledi. Gürcan'ın müşahede altında olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da telefonla arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiğini vurguladı. "Şükürler olsun ki daha büyük bir facia olmadı," diye ekledi, sesinde minnet ve üzüntü karışımı bir tonla.

Bu kaza, sadece bireysel bir trajedi değil; yol güvenliğinin kırılganlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Eskişehir-Ankara kara yolu, sık sık benzer olaylara sahne oluyor – virajlar, daracık tali yollar ve gece karanlığı, her seferinde yeni bir tehlike. Canan Oruç'un ailesi, 70 yaşındaki annelerinin ani kaybıyla yıkıldı; komşuları, onu sakin bir kadın, torunlarının sevgilisi olarak anıyor. N.O.'nun durumu ise kritik; hastane kaynakları, iç kanama riski taşıdığını fısıldıyor. Gürcan'ın danışmanı F.P., şok geçirirken, şoför C.Y. de sıyrıklarla kurtuldu – ama hepsinin ortak paydası, o korkunç çarpışmanın bıraktığı izler.

X platformunda, destek mesajları yağmur gibi yağdı. Eski Uşak Milletvekili İsmail Güneş, "Prof. Dr. Ayşen Gürcan’a ve yaralılara geçmiş olsun, hayatını kaybedene rahmet diliyorum," diye yazdı. Kırşehir Milletvekili Necmettin Erkan da benzer bir mesajla, "Elim kaza sonucunda hayatını kaybeden vatandaşımıza Allah’tan rahmet," diyerek üzüntüsünü dile getirdi. Murat Aydın, aynı temennileri paylaşırken, yerel hesaplar gibi Eskisehir.Net, olayı video ve fotoğraflarla belgeledi: Ezilmiş metal yığınları, acil servis ışıkları ve yol kenarındaki kalabalık. Haberpi ve Yeniankara gibi siteler, anlık güncellemelerle kamuoyunu bilgilendirdi; #AyşenGürcan ve #EskişehirKaza etiketleri trend oldu.

Ama bu olay, daha derin soruları da beraberinde getiriyor. Makam araçlarının hız limitleri, tali yol uyarı levhalarının yeterliliği, gece sürüşündeki riskler... Uzmanlar, kara yollarında aydınlatma eksikliğinin ve bakım ihmallerinin kazaları tetiklediğini söylüyor. Gürcan, TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı olarak, yıllardır eğitim ve gençlik politikalarına damga vurmuş bir isim; bu kaza, onun direncini bir kez daha test ediyor. Hastane koridorlarında, ailesi ve partililer nöbet tutarken, Gürcan'ın ilk sözleri "Şükürler olsun, iyiyim" olmuş – ama gözlerindeki gölge, o anın travmasını ele veriyor.

Eskişehir İl Sağlık Müdürü Doç. Dr. Yaşar Bildirici, durumu yatıştırıcı bir tonda özetledi: "Gürcan ve beraberindekilerin durumları iyi, bir gece misafir edeceğiz." Bu sözler, rahatlama sağlasa da, Canan Oruç'un yokluğu bir boşluk bırakıyor. Ailesi, cenaze töreni için hazırlıklara başladı; mahallede yas havası hâkim. AKP camiası, yarın bir dayanışma mesajı yayınlayacak; ama asıl soru, bu tür faciaları önlemek için ne yapılacağı.

Kaza sonrası yol, saatlerce trafiğe kapatıldı; sürücüler alternatif rotalara yönlendirildi. Jandarma, tanık ifadeleri topluyor – bir köylü, "Ani bir ses duydum, toz duman içinde kaldık," diye anlatıyor. Gürcan'ın ekibi, sosyal medyada sessiz kaldı; ama partiden gelen destek, bir kalkan gibi sarıldı. Bu olay, siyasetin ötesinde bir uyarı: Her yol, her viraj, bir hayatın kırılganlığını taşıyor.

Umut, tamamen sönmüş değil; yaralıların iyileşme süreci, bir direnç öyküsü yazıyor. Gürcan, hastane yatağından kalktığında, belki de yol güvenliği için yeni bir mücadele başlatacak. Ama bugün, gözyaşları ve dualar hâkim. Eskişehir'in yolları, bir kez daha sessizleşti – bu sefer, bir kaybın ağırlığıyla. Ve o ağırlık, hepimizi sarsmalı; çünkü yarın, herhangi birimiz olabilirdik.