CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ordu'da düzenlenen 67. Millet İradesi mitinginde binlerce partiliyi coşturdu. Konuşması, hem yerel hem ulusal siyasetin nabzını tutan bir manifesto gibiydi. AKP'nin yolsuzluk batağından, nadir toprak elementlerinin yabancılara peşkeş çekilme girişimlerine kadar uzanan eleştiriler, salondakileri ayağa kaldırdı. Özel, CHP'nin belediye başarılarının milletin kalbine dokunduğunu vurgulayarak, Ordu'yu kırmızıya boyama sözü verdi. Bu miting, sadece bir toplu etkinlik değil, Türkiye'nin siyasi geleceğini şekillendirecek bir dönüm noktası olarak tarihe geçti.
Ordu'da Yolsuzluk Skandalı: AKP'nin Parke Taşı Oyunu
Özel'in konuşmasının en çarpıcı bölümü, Çatalpınar ilçesindeki AKP'li belediyenin iddia edilen yolsuzluğu oldu. Konuşmacı, bu olayı detaylıca anlatarak iktidarın çürümüşlüğünü gözler önüne serdi. Çatalpınar'da akla hayale gelmeyen bir yolsuzluk yapmışlar. AKP'li belediye 50 TIR parke taşı parası ödüyor ama 15 TIR parke taşı geliyor. Bu durum tespit edilince gecenin bir vakti, başka belediyelerden 11 TIR'la parke taşı getirirken kameralarla tespit ediyorlar. Başka belediyenin parası ödenmiş taşını taşırken yakalanıyorlar. Bu ifade, salonda yankılandı ve alkış tufanı koptu. Özel, bu tür usulsüzlüklerin sadece bir ilçe ile sınırlı olmadığını, tüm AKP yönetiminin sistematik bir yozlaşma içinde olduğunu ima etti. Ordu halkı, yıllardır süren bu tür şikayetleri CHP liderinden duymakla moral buldu. Yerel yönetimlerdeki şeffaflık eksikliği, vatandaşların günlük hayatını nasıl etkilediğini örneklerle açıklayan Özel, CHP'li belediyelerin farkını ortaya koydu.
Bu yolsuzluk iddiası, Ordu'nun siyasi atmosferini iyice kızıştırdı. Çatalpınar gibi ilçelerde yaşananlar, AKP'nin kaynakları nasıl hortumladığını somutlaştırıyordu. Özel, bu olayın sadece para kaybı olmadığını, asıl zararın milletin güvenine olduğunu vurguladı. Konuşma sırasında, partililer "Hesap soracağız!" sloganlarıyla destek verdi. Bu kısım, mitingin en duygusal anlarından biriydi ve sosyal medyada hızla yayıldı. CHP'nin yerel seçimlerdeki yükselişi, tam da bu tür somut eleştirilerle pekişiyor. Ordu'da, belediye meclis üyeliklerinden başlayarak adım adım ilerleyen strateji, Özel'in vizyonunun bir yansımasıydı.
CHP'nin Zaferi: Ordu'yu Kazanma Hedefi ve Belediye Mucizeleri
Özgür Özel, mitingde CHP'nin son dönem başarılarını överek geleceğe dair umut dolu bir tablo çizdi. Büyük başarıya imza attık, henüz yolun başındayız, onlar yolun sonuna geldi, biz daha yeni başlıyoruz. Ordu Büyükşehir Belediyesi'ni alacağız, Ordu'nun bütün ilçelerini alacağız. Bu net deklarasyon, kalabalığı ayağa kaldırdı. Özel, CHP'li belediyelerin icraatlarının millete nasıl dokunduğunu örneklerle anlattı. CHP'li belediyeler icraatlarını yaptıkça, insana dokundukça millet doğruyu da yanlışı da şehre katkı sağlayanını ayırıyor. Bu bize bir sonraki başarıyı getiriyor. Ordu'da bu önemli başarıdan sonra ben çok daha büyük işler başaracağımıza inanıyorum.
Bu sözler, CHP'nin sosyal belediyecilik modelini özetliyordu. İstanbul, İzmir ve Ankara gibi büyükşehirlerdeki uygulamalar, Ordu'ya uyarlanırsa neler olabileceğini hayal ettiriyordu. Özel, iktidarın salon siyasetine karşı meydanların gücünü vurguladı: Karşımızda sadece iktidarda kalmak için salon siyaseti yapanlar var. Meydanlar doluyor, iktidara koşuyoruz. Bu motivasyonel kısım, genç partilileri özellikle heyecanlandırdı. Ordu mitingi, CHP'nin Anadolu'ya açılan kapılarından biri olarak, partinin tabanını genişletme stratejisinin bir parçasıydı. Yerel seçimlerdeki kazanımlar, ulusal iktidar yolunda basamak olarak görüldü. Özel'in bu vaadi, sadece bir söz değil, somut bir planın habercisiydi; parti teşkilatları zaten sahada çalışmalara hız vermişti.
Ekonomik Çöküşten Halkın Öfkesi: Asgari Ücret ve Günlük Hayat
Konuşmanın ekonomik boyutu da göz ardı edilmedi. Özel, AKP'nin 20 yılı aşkın iktidarını eleştirerek asgari ücretin erimesini rakamlarla ortaya koydu. AKP geldiğinde 7 çeyrek altın alan asgari ücret şimdi 2 çeyrek zor alıyor. Bu karşılaştırma, Ordu gibi sanayi ve tarım ağırlıklı bir ilde yaşayanların en hassas noktasına dokundu. Enflasyonun pençesinde kıvranan aileler, bu istatistiği duyunca sessiz bir öfkeyle dinledi. Özel, ekonomik politikaların sadece rakamlardan ibaret olmadığını, sofralara yansıdığını anlattı. Tarım desteklerinin kesilmesi, Ordu'nun fındık üreticilerini nasıl mağdur ettiğini ima ederek, CHP'nin alternatif modelini savundu.
Bu eleştiri, mitingin sosyal adalet temalı bir platforma dönüşmesini sağladı. Özel, halkın sesini yükselterek, iktidarın lüks harcamalarına karşı mütevazı belediye hizmetlerini öne çıkardı. Ordu'da, fındık hasadından sonra gelen ekonomik baskılar, CHP'nin tarım reformu vaatlerini daha da anlamlı kılıyordu. Konuşma, genç işsizliğinden emeklilerin maaş erimesine kadar uzanan bir yelpazede dolaştı, her detayı halkın günlük mücadelesine bağladı. Bu yaklaşım, CHP'yi sadece bir muhalefet partisi olmaktan çıkarıp, çözüm odaklı bir hareket haline getiriyordu.
Trump Pazarlığı İddiası: Nadir Toprak Elementleri ve Vatan Satışı
Özel'in en bomba iddiası, uluslararası bir boyuta sıçradı. Trump'ın oğluyla yapılan gizli pazarlıkları deşifre eden Özel, nadir toprak elementlerinin ABD'ye peşkeş çekilme girişimlerini ifşa etti. Trump'ın gözüne girip meşruiyet alacaklarmış yazıklar olsun. İşte o toplantıda nadir toprak elementlerini Trump'a vermeye söz verdi. Bu sözler, salonda şok etkisi yarattı. Özel, bu konuyu ilk kez gündeme getirenin kendisi olduğunu hatırlatarak, iktidarın tepkisini ironik bir dille yansıttı: Trump'ın oğluyla yaptığı pazarlığı deşifre eden benim. Önce sustular, sonra Trump kabul edince 'Ne var bunda, Trump'ın oğluyla konuştuysa' dediler.
Nadir toprak elementleri, Türkiye'nin stratejik zenginlikleri arasında yer alıyordu. Bu elementler, yüksek teknoloji endüstrisinde kritik rol oynuyor ve geleceğin ekonomisini belirleyecekti. Özel, bu servetin satılamayacağını haykırdı: Bu altın yumurtlayan yumurta. Nadir elementler vatandır, vatan satılamaz. Kanun teklifi verdik. Elementleri Trump'a verip gelecekte seçimleri kazanmak için destek istiyorlar. CHP'nin bu konuda verdiği kanun teklifi, parlamentoda yankı bulmuştu. Ordu mitingi, bu iddianın ulusal bir skandala dönüşme potansiyelini ortaya koydu. Özel, vatanseverlik vurgusuyla, milliyetçi seçmeni de yanına çekmeye çalıştı. Bu kısım, konuşmanın en stratejik anıydı; dış politika eleştirisi, iç siyasete ustalıkla bağlandı.
Hukuk Krizi: Anayasa Mahkemesi Kararına İsyan ve Çağrı
Konuşmanın zirvesi, yargı bağımsızlığına dair oldu. Anayasa Mahkemesi'nin Tayfun Kahraman hakkındaki kararına uymayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ni sertçe eleştiren Özel, hukukun üstünlüğünü savundu. Anayasa Mahkemesi Tayfun Kahraman'la ilgili karar vermiş. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi 'Ben bu karara uymam' dedi. İktidarın eski milletvekilleri bile eleştirmeye başladı. Çünkü biliyorlar, Anayasa giderse geriye bir şey kalmaz. Bu uyarı, AKP ve MHP'li siyasetçilere doğrudan bir mesajdı.
Özel, Ordu'daki MHP'lilere ve AK Partililere seslenerek birleştirici bir dil kullandı: Bir büyük tehlike var. Ordu'daki MHP'lilere, AK Partililere bu meydandan seslenerek çağrı yapmak isterim: Hepimiz aynı çatının altındayız, Anayasa bu milletin çatısıdır, toplum sözleşmesidir. Hukuka uyma çağrısını yineleyerek, Buradan AKP ve MHP'li siyasetçilere sesleniyorum: Anayasa ortak çatımız, anayasaya uymayan mahkemenin kararı düzeltilmezse, bu mahkeme hakkında işlem yapılmazsa sonu büyük felaket olacaktır. Herkesi hukuka uymaya davet ediyorum. Bu kısım, mitingin en ciddiyetli anıydı. Tayfun Kahraman'ın Gezi Parkı davasındaki rolü, gençlerin hafızasında tazeydi ve bu eleştiri, geniş bir kesimi mobilize etti.
Özel, korkusuzluğunu bir şiirle taçlandırdı: Diyor ki ‘Deme deme, sana soruşturma açar yine’ Sen hiç korkma, onun savcıları varsa, benim senin gibi analarım var. Onun savcısının adı Akın, benim anam cana yakın. Bu mizah dolu alıntı, gerginliği dağıttı ve kalabalığı güldürdü. Hukuk sistemindeki çatlaklar, CHP'nin demokrasi mücadelesinin merkezine oturdu. Ordu gibi muhafazakar bir ilde bile, bu mesajlar yankı buldu.
Geleceğe Bakış: CHP Kurultayı ve Güçlü Yurttaş Vizyonu
Miting, umut dolu bir finalle sona erdi. Özel, 28-30 Kasım'da Ankara'da düzenlenecek CHP Kurultayı'na tüm Türkiye'yi davet etti: CHP programının sloganı güçlü yurttaş. 28-30 Kasım'da yapacağımız kurultayımıza tüm Türkiye davetli. Bu kurultay, partinin yeni programını şekillendirecek ve "güçlü yurttaş" kavramını merkeze alacak. Ordu mitingi, bu vizyonun ilk adımı gibiydi; bireysel güçlenmeden toplumsal refaha uzanan bir yol haritası çizildi.
Özel'in konuşması, sadece eleştiri değil, bir eylem çağrısıydı. CHP'nin yükselişi, Ordu'dan başlayarak Anadolu'ya yayılacak bir dalga olarak görüldü. Binlerce katılımcı, dağılırken umutla doluydu. Bu miting, Türkiye siyasetinde yeni bir sayfanın habercisiydi; AKP'nin sonu, CHP'nin başlangıcı gibi duruyordu. Gelecek seçimler, bu tür meydan okumalarla şekillenecek ve milletin iradesi bir kez daha test edilecek. Ordu'nun sesi, Ankara'ya ulaşmıştı ve değişim rüzgarları esmeye başlamıştı.




