Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yaşanan son gelişmeler, siyasi arenayı adeta bir gerilim filmine dönüştürdü. 2026 yılı bütçe görüşmelerinin ilk günü, sadece katılım eksikliğiyle değil, bir selfie fotoğrafıyla da gündeme damga vurdu. Bu fotoğraf, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AKP) toplam 272 milletvekilinden yalnızca 42'sini barındırıyor ve arkasında derin bir mesaj yatıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın devamsızlığa yönelik sert uyarılarının gölgesinde çekilen bu selfie, gelmeyen vekillere adeta bir "gözdağı" olarak yorumlanıyor. Bütçe maratonunun başlangıcında yeterli çoğunluğun sağlanamaması, birleşimlere ara verilmesi ve muhalefetin isyanı, iktidar bloğunda disiplin krizini su yüzüne çıkardı. Bu olay, sadece bir hatıra fotoğrafı olmanın ötesinde; AKP'nin iç dinamiklerini, vekillerin motivasyonunu ve Erdoğan'ın liderlik stratejisini sorgulatan bir sembol haline geldi. Peki, bu selfie nasıl bir siyasi manevraya dönüştü? Erdoğan'ın sözleri ne kadar etkili oldu? Ve bu katılım fiyaskosu, bütçe sürecini nasıl etkileyecek? Detaylara inelim, zira bu fotoğrafın ardındaki hikaye, Türk siyasetinin nabzını tutuyor ve her detayı, iktidarın geleceğine dair ipuçları barındırıyor.

Her şey, TBMM Genel Kurulu'nda 2026 yılı bütçe görüşmelerinin ilk günüyle başladı. Bütçe maratonu, her yıl olduğu gibi yoğun bir tempoda ilerlemek üzereydi; ancak bu sefer işler planlandığı gibi gitmedi. AKP milletvekillerinin yeterli çoğunluğu sağlayamaması, genel kurulun çalışmasını aksattı ve birleşime ara verilmesi kaçınılmaz hale geldi. Tam da bu kritik anda, AKP Ankara Milletvekili Osman Gökçek sahneye çıktı. Bütçe mesaisinin ilk gününün sona ermesiyle birlikte, hatıra fotoğrafı çektirmek isteyen Gökçek, geleneksel poz yerine bir selfie'ye yöneldi. Bu selfie, Genel Kurul salonunda, vekillerin sınırlı katılımıyla çekildi ve anında sosyal medyada yayıldı. Fotoğrafta, AKP'nin toplam 272 milletvekilinden sadece 42'si yer alıyordu – bu, kabaca yüzde 15'lik bir temsil oranı demek. Genellikle bütçe görüşmelerinin sonunda, tam kadro hatıra fotoğrafları çekilirken, bu seferki erken ve kısmi selfie, tesadüf olmanın ötesinde bir anlam taşıyordu. Siyasi yorumcular, bunu "ihbar" veya "gözdağı" olarak nitelendirdi; zira fotoğraftaki 42 vekil, devamsız kalan 230 vekile sessiz bir mesaj gönderiyordu: "Buradayız, siz neredesiniz?" Bu görüntü, sadece bir anlık kare değil; AKP'nin grup disiplinindeki çatlakları belgeleyen bir delil gibiydi. Gökçek'in bu hamlesi, belki de spontane bir fikir gibi görünse de, kulislerde hızla "stratejik bir uyarı" olarak konuşulmaya başlandı. Fotoğrafın yayılmasıyla birlikte, muhalefet kanatlarında alaycı yorumlar yükseldi; iktidar cephesinde ise sessiz bir rahatsızlık hâkimdi.

Bu selfienin zamanlaması, tesadüf eseri Erdoğan'ın son uyarılarıyla örtüşüyor. Cumhurbaşkanı, yakın zamandaki AKP grup toplantısında vekillere net bir çağrıda bulunmuştu. Erdoğan, devamsızlığın ve katılım eksikliğinin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak, *Bu asli görevimizi en güzel şekilde yerine getirmekle mükellefiz. Aksama, tavsama veya özensizlik olursa bunun vebalini hiçbirimiz kaldıramayız.* demişti. Bu sözler, sadece bir hatırlatma değil; vekillerin meclis faaliyetlerine katılımını zorunlu kılan bir emir niteliğindeydi. Erdoğan, yıllardır benzer uyarılar yapıyor; ancak bu seferki, bütçe gibi kritik bir süreçte daha da ağırlık kazandı. Bütçe görüşmeleri, hükümetin mali politikalarını şekillendiren en önemli aşamalardan biri – ve yeterli çoğunluğun sağlanamaması, hem iç hem de dış kamuoyunda zayıflık sinyali veriyor. Erdoğan'ın bu çıkışı, partinin tabanında yankı buldu; zira vekiller, liderlerinin "vebal" vurgusunu hafife alamayacağını biliyordu. Kulislerde, bazı vekillerin Erdoğan'ın sözlerini "kişisel bir meydan okuma" olarak algıladığı konuşuluyor. Selfie'nin çekildiği gün, bu uyarıların pratikte test edildiği bir laboratuvar gibiydi: 272 vekilden 42'sinin yeterli görülmemesi, Erdoğan'ın mesajının ne kadar etkili olduğunu sorgulatıyordu. Siyasi analistler, bu durumun Erdoğan'ı rahatsız ettiğini ve grup içinde özel toplantılara yol açabileceğini öngörüyor. Zira lider, ittifakın küçük ortağı MHP'nin bile daha disiplinli katılım gösterdiğini biliyor; bu, AKP'nin iç hiyerarşisini sarsabilir.

Bütçe görüşmelerinin ikinci gününe gelindiğinde, tansiyon iyice yükseldi. CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, Genel Kurul salonunun adeta boş bir hayalet kasabaya döndüğünü fark ederek ayağa kalktı. Ağbaba, TBMM Başkanvekili Tekin Bingöl'e sert itirazlarda bulundu; salonun boşluğunu işaret ederek, *Bu ne biçim bütçe görüşmesi? Vekiller nerede?* diye sordu. Bingöl, durumu kabul etmek zorunda kaldı ve toplantı yeter sayısının olmadığını belirterek elektronik oylamaya başvurdu. Oylama sırasında, AKP'li vekillerin itiraz sesleri salonu doldurdu; ancak sonuç değişmedi – yeterli çoğunluk bir kez daha sağlanamadı. Bu, birleşime 25 dakika ara verilmesine yol açtı ve Genel Kurul, adeta bir kaos sahnesine dönüştü. Vekiller arasında yüksek sesle tartışmalar patlak verdi; bazıları masalara vurarak, diğerleri koridorlara taşıyarak gerilimi sürdürdü. Ağbaba'nın isyanı, muhalefetin genel havasını yansıtıyordu: CHP'li vekiller, bu katılım fiyaskosunu "iktidarın çöküş sinyali" olarak yorumladı. Sosyal medyada, pek çok vekil durumu paylaştı; bazıları ironik meme'ler üretirken, diğerleri doğrudan eleştiri yağdırdı. Bu olay, sadece bir günlük aksaklık değil; bütçe maratonunun tamamını gölgeleyecek bir krizin habercisi. Ara verilmesi, görüşmelerin gecikmesine ve muhalefetin ek itiraz fırsatları bulmasına zemin hazırladı. Kulislerde, AKP'nin acil bir "toplantı çağrısı" yaptığına dair fısıltılar yükseldi; zira bu durum, uluslararası arenada da Türkiye'nin meclis disiplinini sorgulatıyor.

Meclis'te Utançsız İtiraf: AKP'li Zengin "Gurur Duyuyoruz" Dedi
Meclis'te Utançsız İtiraf: AKP'li Zengin "Gurur Duyuyoruz" Dedi
İçeriği Görüntüle

Selfie'nin siyasi yansımaları, AKP içindeki dinamikleri yeniden masaya yatırıyor. 272 vekilden 42'sinin yeterli görülmemesi, partinin grup motivasyonunda derin bir sorun olduğunu gösteriyor. Erdoğan'ın uyarıları, devamsızlığın ekonomik ve siyasi faturasını vekillere yüklüyor; zira bütçe gibi bir süreçte katılım eksikliği, hükümetin reform iddialarını zayıflatıyor. Muhalefet, bu fırsatı kaçırmadı: CHP, konuyu "AKP'nin iç çamaşırı" olarak nitelendirerek, sosyal medyada kampanyalar başlattı. Ağbaba gibi isimler, bu olayı meclis reformu tartışmalarına bağladı; vekillerin maaş ve ödeneklerine yönelik eleştirileri alevlendirdi. AKP cephesinde ise, sessiz bir panik hâkim: Bazı vekiller, selfiyi "gönüllü katılım" olarak savunurken, diğerleri Erdoğan'ın bir sonraki grup toplantısında daha sert adımlar atacağını düşünüyor. Bu fotoğraf, sadece bir kare değil; partinin hiyerarşisini test eden bir araç. Osman Gökçek'in rolü de dikkat çekici: Ankara Milletvekili olarak, bu selfiyi çekerek belki de "sadık çekirdek"i temsil etti. Ancak 230 vekilin yokluğu, Erdoğan'ın "vebal" sözlerini boşa çıkarıyor gibi görünüyor. Siyasi gözlemciler, bu durumun ittifak ilişkilerini de etkileyebileceğini söylüyor; zira MHP, benzer bir disiplinle hareket ediyor ve bu, AKP'yi kıyaslamalara maruz bırakıyor.

Bu krizin bütçe sürecine etkileri, uzun vadeli olabilir. Görüşmelerin gecikmesi, hükümetin mali planlarını aksatabilir; enflasyon ve bütçe açığı gibi hassas konularda muhalefete malzeme verir. Erdoğan, bu tabloyu düzeltmek için vekillere "kişisel sorumluluk" çağrısı yapabilir; belki de katılımı artırmak için teşvik mekanizmaları devreye girer. Ancak selfie'nin yayılması, kamuoyunda "AKP'nin erozyonu" algısını güçlendiriyor. Sosyal medyada binlerce paylaşım yapıldı; bazıları Erdoğan'ın sözlerini alay konusu ederken, diğerleri vekillerin "tatil modunda" olduğunu ima etti. Bu, sadece meclis içi bir mesele değil; seçmen nezdinde AKP'nin imajını zedeliyor. Kulislerde, grup başkanının acil bir "katılım protokolü" hazırladığı konuşuluyor; zira bir sonraki birleşimde benzer bir fiyasko, skandala dönüşebilir. Muhalefet ise, bu olayı "demokrasi zaferi" olarak kutluyor; zira boş salon, iktidarın zayıflığını simgeliyor.

Sonuç olarak, Osman Gökçek'in selfie'si, 272 AKP'li vekilden 42'sini barındırarak Türk siyasetine bomba gibi düştü. Bu fotoğrafın ardındaki mesaj –gelmeyenlere gözdağı– Erdoğan'ın devamsızlık uyarılarını somutlaştırıyor, ama aynı zamanda partinin disiplin krizini ifşa ediyor. Bütçe kaosu, CHP'nin isyanı ve salon tartışmaları, meclisi bir arena'ya çevirdi. Bu olay, sadece bir selfie değil; iktidarın iç hesaplaşmasının aynası. Erdoğan, bu vebadan nasıl kurtulacak? Vekiller katılımı artıracak mı? Gelecek günler, bu soruların yanıtlarını verecek – ama net olan şu: Bu kare, siyasetin hafızasında silinmez bir iz bırakacak.