Türkiye'nin ekonomik nabzı, her yıl olduğu gibi asgari ücret tartışmalarıyla atıyor. Milyonlarca çalışan, emekli ve aile, Aralık ayını iple çekerken, enflasyonun gölgesinde kalan alım gücü hikayeleri bir kez daha gündeme damga vuruyor. Ama bu sefer, işin içinde somut hesaplar ve tablolar var; yılların birikmiş kayıpları, bütçe paylarının erimesi ve geleceğe dair umut kırıntıları. Kimse bu rakamların sadece sayı olmadığını biliyor – bunlar sofralara, kiraya, geleceğe dokunan gerçekler.

SGK uzmanı İsmail Sevinç, ekranlara çıktığı o canlı yayında, elindeki hesaplarla yılların enflasyon tuzağını masaya yatırdı. "Tarihsel olarak SGK, genel bütçeden yüzde 45 pay alıyordu, ama son 34 yılda bu birden yüzde 37'ye düştü," diye başladı sözlerine, sesinde yılların birikmiş bir öfke vardı. Bu keskin düşüşün, erken emeklilik düzenlemesi EYT'lileri bile kapsamasına rağmen devam ettiğini vurguladı. Hesap basit ama çarpıcı: Eğer eski pay korunsaydı, emekliler için fazladan 1,5 trilyon lira bütçe ayrılabilirdi. Bu da her emekliye yılda 81 bin lira, yani aylık 8 bin lira ekstra demek. Sevinç, "Eğer geçmişteki gibi verseydik, yani 2020 öncesi kadar? Emekliler için 1,5 trilyonluk bir bütçe daha. Bu da herkese ekstra 81 bin lira demek, yani aylık yaklaşık 8 bin lira," diyerek izleyenleri dondurdu. Sunucu araya girip, "Daha fazla bütçe ayırmak zorunda kaldık," dese de, Sevinç'in yüzünden bu açıklamanın yetersizliği okunuyordu.

Konuşma, asgari ücretin bugünkü haline kayınca iyice kızıştı. Ocak ayından beri minimum ücretin 22 bin 104 liradan başlayıp, yüzde 45'lik TÜFE karşısında sadece yüzde 30 zamla yetinmesi, çalışanlara yüzde 15'lik bir kayıp yaşattı. Sevinç, rakamları tek tek sıraladı: "Yılbaşında yüzde 45 enflasyon varken, yüzde 30 zam aldık. Orada yüzde 15 puan kaybettik. Ocak'tan bugüne kadar minimum ücret enflasyona yüzde 25 kaybetti. Yıl sonuna kadar da yüzde 30'a ulaşacak." Bu kayıp, 22 bin liradan 6 bin 500 lira erime demek; Aralık'ta gerçek alım gücü 15 bin liraya düşecek. "Yüzde 30 kayıp, 22-25 bin liradan 6 bin 500 lira azalma demek, Aralık'ta 15 bin lirayla idare etmeye çalışmak," diye haykırdı Sevinç, sanki her kelime bir tokat gibi. Sunucu onaylarcasına "Evet," derken, izleyiciler muhtemelen kendi cüzdanlarını kontrol ediyordu.

Ama asıl bomba, yoksulluk sınırı ve gerçek yaşam maliyetlerinde patladı. Sevinç, "Yoksulluk sınırı 91 bin lira, ama insanlar 90 bin deyince bile bulamıyor," diyerek güldü acı acı. Tek kişi için mütevazı bir yaşamın 36-37 bin lira gerektiğini, İstanbul kiralarının bile 33 bin lirayı bulduğunu anlattı. Pazar alışverişi? "Pazar günü meyve sebze için bile 34 bin lira harcarsın." Tekrar tekrar vurguladı: "Bu emekli maaşları ve asgari ücret, artık pazardaki meyve sebze parası oldu." Sunucu, "İsmail Sevinç sık sık vurguluyor: Bu maaş meyve sebze parası, diyor. Gerçekten," diye ekledi, sesi titreyerek. Bu sözler, sadece rakam değil; milyonlarca ailenin kahvaltı masasındaki boş tabağını resmediyordu.

Şimdi gelelim 2026'ya, o beklenen zamma. Sevinç, Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun geçmiş alışkanlıklarını masaya yatırdı: Son iki yılda yıllık zamlar, ara zam umutları Temmuz'da söndü. Enflasyon hedefi yüzde 16-23 arası, ama gerçek yüzde 27'ye çıkabilir. İlk senaryo: Yüzde 16 zamla 25 bin 640 lira, yani 3 bin 500 liralık artış. "Yüzde 16 verince 25 bin 640 oluyor, yaklaşık 3 bin 500 lira zam," dedi netçe. İkinci senaryo, JP Morgan gibi kurumların yüzde 20 tahminiyle biraz daha yukarı. Üçüncüde, yüzde 23'le 27 bin liraya dokunur. Ama iyimser tahmin? Yüzde 25, ki bu bile enflasyon kaybını kapatmaz. Sevinç, "Geçen yıl yüzde 30'du, bu yıl 16-23 arası hedef, benim tahminim yüzde 27 gerçekleşme, yani yüzde 23 zamla 27 bin lira," diye açıkladı. Sunucu sordu: "Mayıs'ta zam olur mu?" Cevap kesindi: "Umutlar Temmuz'da bitti, enflasyon eritiyor."

Bu tahminler, sosyal medyada uçuşan yüzde 12-25 aralığındaki spekülasyonları da yalanlıyor. Sevinç, "Tahminlerimizi neden böyle yapıyoruz? Son iki yılın alışkanlıkları, planlanandan iki katı artmalı," dedi. Ama asıl gerçek: Yüzde 30 kaybı telafi için yüzde 40-45 zam lazım, ki bu 37 bin liraya taşısın maaşı. "Tek kişi için 40-45 yüzde zam şart, yoksa yoksulluk derinleşir," diye uyardı. Üstelik bu sadece 4 milyon asgari ücretliyi değil, 17 milyon sigortalıyı etkiliyor – Türkiye nüfusunun yüzde 40-45'i. Ekonomi uzmanları da benzer çizgide: Yıl sonu enflasyonu yüzde 24,6-29,5 arası beklenirken, zam oranı buna göre şekillenecek. Bazıları 32 bin liraya kadar çıkıyor tahminlerde, ama Sevinç'in tabloları daha temkinli.

Geçmişe dönünce, tablo karanlık. 2025'teki yüzde 30 zam, enflasyonun gerisinde kaldı; emekli maaşları 11 kat, asgari ücret 10 kat artsa da alım gücü eridi. Bütçe paylarının düşmesi, EYT'lileri bile vurdu. Sevinç, "Emekli maaşları nasıl etkilenecek? Bu zam, herkesi sarsacak," diye sordu retorikçe. Ara zam tartışmaları Nisan'da alevlendi, ama Bakan Işıkhan'ın sözleri umutları söndürdü. Şimdi, Aralık toplantıları kritik: Komisyon, tek kişinin geçim standardını baz alsa da, aileler unutuluyor.

Geleceğe dair yorumum net: Eğer yüzde 20'lik tahminler tutarsa, 2026 çalışanlar için "hayal kırıklığı yılı" olur. Enflasyon yüzde 29'u aşarsa, gerçek zam yüzde 23'ü zorlar, ama 27 bin lira bile İstanbul kirasına yetmez. Hükümet, moral için büyük zam yapmazsa, grev dalgaları ve tüketim çöküşü kapıda. Sevinç'in dediği gibi, "Maksimum zam yapılmalı, ama daha fazlası lazım." Bu, sadece maaş meselesi değil; sosyal barışın kilidi.

Altın Fiyatları 4.000 Doların Altında: Güçlü Dolar ve Zayıf Talep Baskı Yaratıyor!
Altın Fiyatları 4.000 Doların Altında: Güçlü Dolar ve Zayıf Talep Baskı Yaratıyor!
İçeriği Görüntüle

Sevinç'in yayındaki o tablolar, ekranı delip geçti. Sunucu teşekkür ederken, "Teşekkürler İsmail Sevinç," dedi, ama kelimeler havada asılı kaldı. Milyonlar, şimdi kendi hesaplarını yapıyor: 15 bin lirayla mı geçinecekler, yoksa 27 bin umudu mu? Cevap, Aralık'ta. Ama bir şey belli: Bu mücadele, enflasyonun gölgesinde devam edecek, ve çalışanlar pes etmeyecek.