Yargı reformu tartışmaları son dönemde yeniden alevlendi. Özellikle ceza adaleti ve infaz düzenlemeleri konusunda getirilen yeni teklifler, toplumun farklı kesimlerinde büyük yankı uyandırıyor. Bu tür düzenlemeler, hem hukuki süreçleri hızlandırmayı hem de belirli suçlara yönelik yaptırımları yeniden şekillendirmeyi hedefliyor. Ancak, bu değişikliklerin mağdurlar üzerindeki olası etkileri, uzmanlar ve siyasetçiler arasında derin tartışmalara yol açıyor.
CHP Trabzon Milletvekili Sibel Suiçmez, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, kamuoyunda 11. yargı paketi olarak bilinen Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni sert bir şekilde eleştirdi. Suiçmez, yasa yapma tekniğinin kalitesizliğini vurgulayarak, "Böyle yasa yapma tekniği olmaz, böyle bir kalitesiz yasa yapma tekniği olmaz" ifadelerini kullandı. Bu sözler, düzenlemenin hazırlık sürecindeki eksikliklere dikkat çekiyor ve infaz hükümlerinin genişletilmesinin mağdurlar ile aileleri üzerinde yaratacağı olumsuz etkilere işaret ediyor.
Suiçmez'in eleştirileri, özellikle infaz düzenlemelerinin kapsamının genişletilmesi noktasında yoğunlaşıyor. Bu değişikliklerin, kasten yaralama ve kasten öldürme gibi ağır suçları kapsayan Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddeleriyle ilişkisine odaklanıyor. Milletvekili, kamusal güvenlik, mağdurun yaşam hakkı, kamu güvenliği ve insan onurunun korunması gibi temel ilkeler doğrultusunda değerlendirme yapılması gerektiğini savunuyor. Özellikle TCK 86/3 ve 87'nci maddelerin, teklifin 27'nci maddesi kapsamı dışında tutulmasını talep ediyor.
Bu çağrı, mağdurların ve ailelerinin seslerine kulak verilmesi gerektiğine vurgu yapıyor. Suiçmez, Cumhur İttifakı'na seslenerek, görüşülecek maddelerde bu hususların dikkate alınmasını ve kapsam dışı bırakılmasını istiyor. Meclis görüşmeleri sırasında bu eleştirilerin gündemde tutulacağını belirten milletvekili, düzenlemenin mağdur haklarını ön plana alacak şekilde yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
11. yargı paketi tartışmaları, sadece infaz hükümleriyle sınırlı kalmıyor. Paketin genel yapısı, yasa yapma sürecinin niteliği ve potansiyel eksiklikleri de gündemde. Suiçmez'in basın toplantısındaki açıklamaları, bu düzenlemenin ciddi boşluklar içerdiğini ortaya koyuyor. Özellikle mağdur odaklı bir yaklaşımın eksikliği, eleştirilerin merkezinde yer alıyor.
Infaz düzenlemeleri, ceza adaletinin temel taşlarından biri olarak görülürken, bu tür genişletmelerin toplumda yarattığı endişeler göz ardı edilmemeli. Mağdur ailelerinin güçlü sesleri, siyasetçilerden daha fazla dikkat bekliyor. Suiçmez'in vurguladığı gibi, bu seslere kulak verilmezse, düzenleme mağdurlara yeni travmalar yaşatabilir.
Yargı paketi teklifinin Meclis'teki yolculuğu, önümüzdeki günlerde daha da yoğun tartışmalara sahne olacak. Muhalefet, eksikliklerin giderilmesi için baskıyı artırırken, infaz hükümlerinin mağdur haklarıyla dengelenmesi talebi ön plana çıkıyor. Bu süreç, adalet sisteminin güvenilirliğini doğrudan etkileyecek nitelikte.
Suiçmez'in sert çıkışları, yasa yapma kalitesinin düşüklüğüne dair geniş bir rahatsızlığı yansıtıyor. Teklifin hazırlık aşamasındaki teknik eksiklikler, düzenlemenin etkinliğini sorgulatıyor. Mağdurların korunması, kamu güvenliğinin sağlanması ve insan onurunun gözetilmesi gibi prensipler, bu eleştirilerin temelini oluşturuyor.
Sonuç olarak, 11. yargı paketi olarak bilinen teklif, infaz düzenlemeleri ve mağdur hakları bağlamında önemli bir sınav veriyor. Suiçmez'in çağrısı, düzenlemenin mağdur merkezli bir yaklaşımla revize edilmesi yönünde. Meclis'teki görüşmeler, bu taleplerin ne ölçüde karşılık bulacağını gösterecek. Adalet arayışındaki toplum, bu gelişmeleri yakından takip ediyor.







