Türkiye'de iletişim sektöründe yaşanan hızlı değişimler, milyonlarca vatandaşı doğrudan etkileyecek yeniliklerle dolu bir dönemi işaret ediyor. Özellikle vergi ve harç kalemlerindeki güncellemeler, günlük hayatın vazgeçilmezi olan mobil iletişim ve internet hizmetlerini daha maliyetli hale getirebilir. Bu gelişmeler, ekonomik dalgalanmaların bir yansıması olarak karşımıza çıkıyor ve tüketicilerin bütçe planlamalarını yeniden gözden geçirmelerine neden olabilir.
Loading...
Geçtiğimiz yıllarda iletişim vergilerinde yaşanan artışlar, yeni bir aşamaya evriliyor. Bugün açıklanan Yeniden Değerleme Oranı (YDO) ile birlikte, çok sayıda vergi, harç ve ceza ücretinde zamlar kapıda bekliyor. Bu kapsamda, 1 Ocak 2026 itibarıyla yürürlüğe girecek değişikliklerden biri de Özel İletişim Vergisi (ÖİV) olacak. Geçen yıl 400 liradan 570 TL'ye yükseltilen bu vergi, artık daha yüksek bir seviyeye taşınacak ve tüketicilerin cebini doğrudan etkileyecek.
Vergi kalemlerindeki bu artış tutarı, ayın son günlerinde yayınlanacak Resmi Gazete'de resmiyet kazanacak. 2025 yılı için belirlenen yüzde 25,49'luk yeniden değerleme oranı uygulanırsa, Özel İletişim Vergisi yeni yılda 715 liraya yükselecek. Bu rakam, iletişim hizmetlerini kullanan herkes için önemli bir yük anlamına geliyor ve sektördeki maliyet yapılarını yeniden şekillendirecek.
Yeni hat sahiplerinin tamamından kesilecek olan 715 liralık ücret, faturalı ya da faturasız hat ayrımı yapılmaksızın tahsil edilecek. Operatörler, bu bedeli 12 ay boyunca eşit taksitler halinde faturalara yansıtacak. Yani, yeni yılda bu vergiyi ödemek zorunda kalanlar, bir yıl süresince her ay yaklaşık 59,5 TL ek ödeme yapacak. Bu sistem, yeni aboneliklerde ani bir mali yük yerine dağılmış bir ödeme planı sunarak tüketicilere bir nebze rahatlama sağlayabilir, ancak toplamda cepten çıkan para aynı kalacak.
Bunun yanı sıra, 2021 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yüzde 10 olarak belirlenen ÖİV, her türlü mobil hat sahiplerinden ve evinde internet hizmeti alan kullanıcılardan tahsil edilmeye devam edecek. Yeni yıldaki zamlarla birlikte, internet aboneleri ve mobil hat sahipleri, faturalarında uygulanan bu yüzde 10'luk Özel İletişim Vergisi kesintisini daha yüksek tutarlar üzerinden yatırmak zorunda kalacak. Bu durum, aylık iletişim giderlerini artırarak aile bütçelerini zorlayabilir ve dijital hizmetlere erişimi daha pahalı hale getirebilir.
Özel İletişim Vergisi'nin kimlerden alındığına dair detaylar, bu uygulamanın geniş kapsamını ortaya koyuyor. Resmi Gazete'de paylaşılan bilgilere göre, vergi şu harcamaları kapsıyor: 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 39. maddesiyle düzenlenen Özel İletişim Vergisi uygulamasında, ön ödemeli hatlara yüklemeler için yapılan satışlar da dahil olmak üzere her nevi mobil elektronik haberleşme işletmeciliği kapsamındaki tesis, devir, nakil ve haberleşme hizmetleri vergilendiriliyor.
Ayrıca, radyo ve televizyon yayınlarının uydu platformu ve kablo ortamından iletilmesine ilişkin hizmetler de bu kapsama giriyor. Kablolu, kablosuz ve mobil internet servis sağlayıcılığı hizmeti, vergilendirmenin bir diğer önemli ayağını oluşturuyor. Bunların dışında, yukarıdaki bentler kapsamına girmeyen diğer elektronik haberleşme hizmetleri de yüzde 10 oranında vergiye tabi tutuluyor. Bu düzenleme, 3469 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının yayımı tarihi olan 30 Ocak 2021'den itibaren geçerli ve iletişim sektörünün neredeyse tüm alanlarını etkiliyor.
Bu değişiklikler, Türkiye'nin ekonomik yapısında iletişim maliyetlerini artırırken, tüketicilerin alternatif çözümler aramasına yol açabilir. Örneğin, mevcut hatlarını korumak isteyenler yeni aboneliklerden kaçınabilir veya daha ekonomik paketlere yönelebilir. Ancak, genel olarak bakıldığında, dijital dönüşümün hız kazandığı bir dönemde bu zamlar, erişilebilirliği sorgulatıyor ve sektör oyuncularını daha rekabetçi olmaya zorluyor.
Sonuç olarak, 1 Ocak 2026'dan itibaren yürürlüğe girecek bu düzenlemeler, telefon ve internet kullanıcılarını yakından ilgilendiriyor. Faturalardaki küçük artışlar gibi görünen bu kesintiler, uzun vadede önemli bir mali yük oluşturabilir. Tüketiciler, bu gelişmeleri takip ederek bütçelerini buna göre ayarlamalı ve olası etkileri minimize etmek için bilinçli seçimler yapmalı. İletişim dünyasındaki bu yeni dönem, herkesin dikkatini gerektiren bir dönüm noktası olarak öne çıkıyor.