Yatırım dünyasının dar koridorlarında, sonbahar rüzgarlarının tozlu fısıltıları arasında bir tedirginlik dolaşıyor. Bu tedirginlik, grafik ekranlarının arkasından yükselen bir heyecan; mum çubuklarının dansında gizlenen umutlar, yarım kalmış stratejilerin gölgesi. Yıllardır süren piyasa dalgalanmalarının ortasında, bir ulusun tasarrufları en hassas terazide tartılıyor, her tikte yeni bir hikaye doğuyor. Rüzgar, eski portföyleri okşarken, ufukta kara bulutlar birikiyor – beklenmedik sıçramalar, ani düşüşler ve enflasyonun amansız baskısıyla dolu bir gökyüzü. Bu, sadece bir rapor değil; cüzdanların sessiz isyanı, bir yatırımcı neslinin nabzı.

İşte tam burada, 22-26 Eylül haftasının piyasa verileriyle, yatırım araçlarının haftalık performans tablosu adeta bir savaş alanına dönüşüyor ve en çok kazandıran isim gram altın olarak zirveyi kimseye kaptırmıyor. Gram altın, yüzde 3,18'lik rekor bir yükselişle haftayı 4.875 liradan kapatmış; bu, ons altının küresel parıltısıyla birleşen iç talep patlamasının meyvesi, yatırımcılara gram başına yaklaşık 150 liralık bir kazanç getirmiş. Dolar/TL ise yüzde 0,46'lık mütevazı bir artışla 41,57 liraya gerilemiş, euro/TL yüzde 0,15'lik hafif bir düşüşle 48,62 lirada kalmış – döviz sepeti, jeopolitik sakinlik ve TCMB'nin faiz hamleleri arasında sıkışmış gibi. Borsa İstanbul (BIST 100) ise haftayı yüzde 1,27'lik bir kayıpla 9.450 puandan kapatmış; endeksin bu gerilemesi, yabancı yatırımcı çıkışı ve kar realizasyonlarının birleşik darbesi, hisse senetlerini adeta bir girdaba sürüklemiş. Yatırım fonları arasında ise hisse yoğun fonlar yüzde 1,5 civarı gerilerken, altın fonları yüzde 2,8'lik getirileriyle parlamış – bu tablo, güvenli liman arayışının ne kadar baskın olduğunu gösteriyor.

Bu haftanın trendi, riskten kaçışın zaferi gibi duruyor; gram altının yüzde 3,18'lik sıçraması, ons fiyatının 2.650 dolara yaklaşması ve iç piyasadaki talep patlamasıyla açıklanıyor – yatırımcılar, enflasyon korkusuyla altına sarılmış, cüzdanlarını koruma kalkanı örmüş. Doların yüzde 0,46'lık artışı, sınırlı kalmış; TCMB'nin rezerv politikaları ve küresel dolar endeksinin (DXY) hafif düşüşü, TL'yi bir nebze rahatlatmış, ama euro'nun yüzde 0,15'lik kaybı, AB ekonomisindeki yavaşlama sinyallerinden kaynaklanmış. BIST 100'ün yüzde 1,27'lik düşüşü ise en acı verici; bankacılık endeksi yüzde 2 gerilerken, sanayi hisseleri yüzde 0,8'lik kayıpla yetinmiş – yabancı fonların çıkışı, haftalık 500 milyon doları aşmış, endeksi aşağı çekmiş. Bu veriler, TEB Portföy'ün haftalık raporundan sızan gerçekler; altın fonlarının getirisi, hisse fonlarını ezmiş, mevduat faizleri ise yüzde 45'lerde donmuş kalmış.

Yatırımcıların bu haftaki hikayeleri, cüzdanlarının nabzını tutuyor; bir emekli, gram altındaki yüzde 3,18'lik kazançla 10 gramını satıp faturalarını ödemiş, ama BIST 100'teki yüzde 1,27'lik kayıpla portföyünün yüzde 5'ini kaybetmiş. Dolar tutkunları, yüzde 0,46'lık artışla yetinirken, euro avcıları yüzde 0,15'lik düşüşle hayal kırıklığına uğramış – döviz sepeti, haftalık yüzde 0,2'lik mütevazı bir getiriye razı olmuş. Altın, bu kaosun kralı gibi tahtını sağlamlaştırmış; ons fiyatı 2.650 dolara dayanırken, gramı iç taleple 4.875 liraya fırlamış – bu, jeopolitik gerilimlerin (Orta Doğu'daki fısıltılar) ve enflasyon beklentilerinin (yüzde 33'ü aşan yıllık oran) birleşik gücü. Borsa tarafında ise, endeksin 9.450 puana gerilemesi, teknik analizcileri tedirgin etmiş; destek seviyesi 9.200'lerde aranırken, direnç 9.700'lerde bekleniyor – haftalık hacim, 50 milyar lirayı aşmış, ama satış baskısı ağır basmış.

Piyasaların bu haftaki dansı, küresel rüzgarlarla da şekillenmiş; Fed'in faiz indirim sinyalleri, doları zayıflatmış, euro'yu AB büyüme verileriyle aşağı çekmiş – BIST 100, bu dalgada yüzde 1,27'lik kayıpla en çok etkilenen olmuş. Altın ise Fed'in güvercin tutumundan beslenmiş; yüzde 3,18'lik getirisi, yatırımcıları "güvenli liman" koltuğuna oturtmuş. Dolar/TL'nin 41,57 liraya sıçraması, sınırlı kalmış; TCMB'nin müdahaleleri ve rezerv artışı, TL'yi koruma kalkanı örmüş. Euro/TL'nin 48,62 lirada stabil kalması, ECB'nin temkinli politikasıyla örtüşmüş – dövizciler, haftalık yüzde 0,2'lik sepet getirisiyle teselli bulmuş. Yatırım fonlarında ise, altın odaklı olanlar yüzde 2,8'lik parıltıyla öne çıkmış; hisse fonları yüzde 1,5 gerilerken, tahvil fonları yüzde 0,5'lik mütevazı kazançla yetinmiş – bu, risk iştahının azaldığının bariz işareti.

Akaryakıt Fiyatlarına Dev Zam Kapıda: Pompa Fiyatları Yine Cepleri Yaktı
Akaryakıt Fiyatlarına Dev Zam Kapıda: Pompa Fiyatları Yine Cepleri Yaktı
İçeriği Görüntüle

Bu tablonun derinliğinde, yatırımcı psikolojisi yatıyor; bir girişimci, gram altındaki yüzde 3,18'lik sıçramayla portföyünü büyütürken, borsa kaybıyla geceleri uykusuz kalmış. Emekliler, doların yüzde 0,46'lık artışıla yetinirken, euro'nun düşüşüyle tasarruflarını korumaya çalışmış – BIST 100'ün gerilemesi, hisse sahiplerini kar realizasyonuna itmiş. Altın, bu haftanın kahramanı; ons 2.650 dolara dayanırken, gramı 4.875 liraya fırlamış – bu, küresel belirsizliklerin (ABD seçimleri fısıltıları) ve iç enflasyonun (gıda fiyatlarındaki yüzde 4'lük sıçrama) birleşik zaferi. Döviz tarafında, doların sınırlı yükselişi TCMB'nin rezerv politikasıyla frenlenmiş; euro ise AB'deki resesyon korkularıyla gerilemiş. Borsa, yabancı çıkışı ve iç talep zayıflığıyla yüzde 1,27 kayıp vermiş – endeks, haftayı 9.450 puandan kapatmış, teknik destek arayışında.

Piyasa uzmanları, bu haftanın trendini "güvenli liman rallisi" diye nitelendiriyor; gram altının yüzde 3,18'lik getirisi, yatırımcıları altına yöneltmiş, borsa ve euro'yu geride bırakmış. Doların yüzde 0,46'lık artışı, jeopolitik sakinlikle sınırlı kalmış; euro'nun düşüşü ise ECB'nin faiz indirim sinyalleriyle tetiklenmiş. BIST 100'ün kaybı, haftalık hacmin 50 milyar lirayı aşmasına rağmen satış baskısıyla sonuçlanmış – hisse yoğun fonlar, yüzde 1,5 gerilemeyle en çok etkilenen olmuş. Bu veriler, TEB Portföy ve İş Yatırım raporlarından derlenmiş; altın fonları, yüzde 2,8'lik parıltıyla öne çıkmış, tahviller ise stabil kalmış. Yatırımcılar, bu tabloyu izlerken bir sonraki haftayı iple çekiyor – Fed toplantısı ve TCMB kararı, dengeleri değiştirebilir.

Bu haftanın kazananları ve kaybedenleri, cüzdanların kaderini çiziyor; gram altın, yüzde 3,18'lik zaferiyle tahtta otururken, borsa yüzde 1,27'lik kayıpla tahtın dibinde kalmış. Dolar ve euro, sınırlı dalgalanmalarla ortada; yatırımcılar, bu dengesizliği aşmak için çeşitlendirmeye sarılmış. Gelecek hafta, ons altının 2.700 dolara mı yoksa borsa rallisine mi tanık olacağız? Bu soru, ekran başındaki milyonları büyülüyor; altın avcıları zaferini kutlarken, borsa tutkunları toparlanma umudu taşıyor. Piyasalar, bu haftayı geride bırakırken, yeni bir hikaye yazmaya hazırlanıyor – ve o hikaye, hepimizin geleceğini şekillendirecek.

Umut, grafiklerin ucunda parlıyor; gram altının parıltısı, bu fırtınada bir rehber. Yatırımcılar, bu haftayı ders çıkararak kapatıyor – çeşitlendirme, sabır ve bilgiyle. Bu hikaye, son bulmuyor; her mum çubuğu, yeni bir başlangıç. Portföyler, dirençle parlıyor; ve o parlaklık, zenginliğin yolunu aydınlatıyor.