Gerçek Gündem Haberleri

Yasa Dışı Bahis Ağlarının Karanlık Yüzü: Milyarlarca Sterlinin Londra Yolculuğu

Gizli operasyonlar, devasa servetler ve uluslararası bağlantılar! Bu çarpıcı skandalın detayları, sizi adeta bir dedektif gibi sürükleyecek. Okumaya hazır mısınız?

Ekonomi ve spor dünyasının kesişim noktaları, sıklıkla beklenmedik sırlarla dolu olur. Özellikle yasa dışı faaliyetler, halkın emeğini sömürerek büyük kayıplara yol açar ve toplumda derin yaralar bırakır. Bu tür ağlar, yıllarca gizli kalmayı başarırken, ortaya çıktıklarında hem adli hem de ekonomik tartışmaları tetikler. Türkiye'den başlayıp Avrupa'ya uzanan bu gibi yapılar, sadece finansal akımları değil, aynı zamanda güven erozyonunu da beraberinde getirir. Bu bağlamda, bahis sektöründeki karanlık operasyonlar, hem yerel hem de küresel ölçekte dikkat çeken bir sorun haline geliyor.

2011 yılı, Fenerbahçe Spor Kulübü'ne yönelik "FETÖ Şike Kumpası" ile anılırken, aynı dönemde İngiltere'nin Londra şehrinde faaliyet gösteren GVC Holdings adlı bahis şirketi, Londra-İstanbul-Kıbrıs ekseninde yasa dışı bir bahis ağı kurdu. Bu zamanlama, birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Ağın Türkiye'deki ayağı için İstanbul’da altı ofis kuruldu; bunların dördünü İngilizler, ikisini ise Kıbrıslı Türkler idare ediyordu. Bu ofisler, yaklaşık 150 bahis sitesini yöneterek günlük kazançlarını 20 milyon liraya kadar yükseltiyordu.

GVC Holdings'in Türkiye operasyonlarının kuryesi Scott William Masterson, o yıl ülkemize sık ziyaretler yapmaya başladı. Ancak bu ziyaretlerin dikkat çekici bir özelliği vardı: Masterson, Atatürk Havalimanı'na indiğinde gümrüklü alanın dışına adım atmıyor, ofis çalışanlarını yanına çağırarak talimatlar veriyordu. Bu talimatlar, bahis sitelerinin kazançlarını artırmaya odaklanıyordu. Peki, bu çalışanlar gümrüklü alana nasıl erişim sağlıyordu? Bu sorunun yanıtı, Londra’da devam eden bir davada gizli olabilir.

Londra’da, Masterson dahil 11 kişinin yargılandığı dava, yasa dışı bahis, dolandırıcılık, rüşvet ve gelir vergisi kaçırma suçlamalarını kapsıyor. Davanın ikinci duruşması yarın gerçekleşecek. Özellikle rüşvet unsuru, Türkiye'deki bazı kamu görevlilerine rüşvet verilerek bu ayrıcalıkların elde edildiğini işaret ediyor. Bu dava, uluslararası bağlantıları aydınlatma açısından kritik öneme sahip.

2016'da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, yasa dışı bahisçilere karşı "Handikap" adlı bir operasyon başlattı. Operasyonda, emekli bir emniyet müdürü de dahil olmak üzere 39 kişi tutuklandı. Masterton'un ismi, bu operasyonla ilk kez kamuoyuna yansıdı. Ancak bu müdahale, bahis faaliyetlerini durdurmadı; aksine, operasyonlar hız kesmeden devam etti.

GVC Holdings, adını Entain olarak değiştirerek 2018'de Ladbrokes Coral adlı başka bir büyük bahis şirketini 4 milyar sterline satın aldı. Bu hamle, şirketi Londra borsasında ilk 100 firma arasına taşıdı. Öte yandan, 2023'te başlayan Türkiye bağlantılı soruşturma, Entain'i zor durumda bıraktı. Şirket, İngiliz yetkililere 585 milyon sterlin ceza ödedi. Buna ek olarak, 20 milyon sterlini hayır işleri için, 10 milyon sterlini ise masraflar için olmak üzere toplam 615 milyon sterlin ödeme yaparak kurumsal yargılamadan kurtuldu. Şirket, yargılanan 11 kişiyle bağlantılarını kestiğini açıkladı.

Şimdi odaklanmamız gereken nokta, Türkiye'den yurt dışına aktarılan devasa miktarlar. Altı ofisin yönettiği 150'ye yakın bahis sitesinden elde edilen günlük gelir, yıllarca 20 milyon lirayı buluyordu. Entain'in 4 milyar sterlinlik satın alması, bu paraların bir kısmının Türkiye'den geldiğini düşündürüyor, ancak tamamı değil. Londra-İstanbul-Kıbrıs üçgeninin KKTC kısmını yönettiği iddia edilen Veysel Şahin'in 5 milyar dolarlık serveti olduğu söyleniyor. Benzer şekilde, öldürülen Halil Falyalı'nın da en az bu kadar bir servete sahip olduğu ileri sürülüyor.

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde dağıtılan rüşvetlerin miktarı ise hala bilinmezliğini koruyor. Kısacası, Türk halkının büyük zorluklarla ürettiği milyarlarca sterlin, yasa dışı bahisçiler tarafından sömürülerek Londra'daki kasalara doldurulmuş durumda. Bu durum, ekonomik sıkıntıların halk üzerindeki yükünü daha da artırıyor.

Fenerbahçe Kulübü'nün eski başkanı Ali Koç, Türk futbolunu yıllarca etkileyen karanlık bir yapıdan bahsetmişti. Bu uyarıyı hafife alanlar, şimdi 152 hakemin ve 3.700 sporcunun aktif bahis oynadığı gerçeğiyle karşı karşıya. Bu rakamlar, sorunun spor camiasındaki derinliğini ortaya koyuyor ve acil önlemlerin gerekliliğini vurguluyor.

Bu olaylar silsilesi, yasa dışı bahis ağlarının nasıl bir tehdit oluşturduğunu gösterirken, uluslararası işbirliğinin zorunluluğunu da hatırlatıyor. Halkın emeğinin yurt dışına kaçırılması, hem mali hem de toplumsal açıdan ele alınması gereken bir kriz. Gelecekteki duruşmalar ve incelemeler, daha fazla gerçeği su yüzüne çıkarabilir ve adaleti sağlayabilir.