Türkiye'nin en üst düzey yargı mercii Yargıtay'dan milyonlarca evli çifti ve fotoğrafçıları ilgilendiren flaş bir karar geldi. Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Elazığ'da yaşanan ve ülkede emsal teşkil edecek nitelikteki bir olayda, evlenen çiftten izin almadan düğün fotoğraflarını müşterilere örnek olarak gösteren fotoğrafçıya verilen hapis cezasını onayladı. Kararda, düğün fotoğraflarının "kişisel veri" niteliğinde olduğu vurgulanarak, izinsiz gösterimin hukuka aykırılığı bir kez daha tescillendi.
Edinilen bilgilere göre olay, Elazığ il merkezinde faaliyet gösteren bir fotoğraf stüdyosunda yaşandı. Yeni evlenen bir çift, düğün fotoğraflarının çekimi için anlaştıkları fotoğrafçıya, albüm hazırlanması ve teslim edilmesi konusunda anlaştı. Ancak çiftin haberi olmadan, fotoğrafçı düğün çekimlerinden seçtiği görselleri örnek albüm haline getirerek stüdyoya gelen diğer müşterilerine sergilemeye başladı. Durumu fark eden çift, fotoğraflarının izinsiz olarak üçüncü kişiler tarafından görüntülendiğini öğrenince hem şok yaşadı hem de derhal hukuki yollara başvurma kararı aldı.
Konu ilk olarak yerel mahkemeye taşındı. Elazığ'daki asliye hukuk mahkemesinde görülen davada, çiftin avukatları fotoğrafların izinsiz kullanımını "kişilik haklarının ihlali" ve "kişisel verilerin korunması kanununa aykırılık" olarak nitelendirdi. Mahkeme, olayın ciddiyetini dikkate alarak, fotoğrafçı hakkında beraat kararı verilmesi yönünde karar çıkmasına rağmen, Yargıtay'a taşınan süreçte durum tersine döndü.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, konuyu detaylı olarak inceledi. Kararda, düğün fotoğraflarının sadece anı niteliğinde değil, aynı zamanda Türk Ceza Kanunu ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında korunan "özel hayata ilişkin görüntüler" ve "kişisel veri" olduğu belirtildi. Yüksek mahkeme, fotoğrafçının hiçbir şekilde rıza almadan bu görselleri ticari amaçla kullanmasının suç teşkil ettiği görüşünü güçlü bir şekilde dile getirdi. Mahkeme üyeleri, kişisel verilerin korunmasının Anayasal bir hak olduğunu ve bu hakkin ihlal edilmesinin bedelinin ağır olması gerektiğini vurguladı.
Karar metninde yer alan ifadeler arasında dikkat çekici detaylar bulunuyor. Yargıtay, "fotoğrafların kişisel veri niteliğinde olduğuna" işaret ederek, sanık hakkındaki beraat hükmünü bozdu. Ayrıca yüksek mahkeme, fotoğrafların "hukuka aykırı olarak başkalarına verilmesi" suçunun Kanun'un 136. maddesi gereği cezalandırılması gerektiğini belirtti. Bu madde, kişisel verileri hukuka aykırı olarak veren ya da yayınlayan kişilere hapis cezası öngörüyor. Yargıtay, yerel mahkemenin hukuki değerlendirmesinde eksiklikler olduğunu, kişisel veri kavramının yeterince anlaşılmadığını ve bu nedenle yanlış karar verildiğini açıkça ortaya koydu.
Elazığ'daki olayda, fotoğrafçı stüdyosuna gelen potansiyel müşterilere, "Daha önce çektiğimiz düğünlerden örnekler" diyerek albümü gösterdiği, bu sırada çiftin özel anlarının yabancı kişiler tarafından incelendiği öğrenildi. Çiftin şikayeti üzerine başlatılan soruşturmada, fotoğrafçının savunması ticari amaçlarla yapılan bu uygulamanın sektörde yaygın olduğu yönündeydi. Ancak Yargıtay, sektördeki yaygın uygulamanın hukukiliği olmadığını net bir dille ortaya koyarak, bu savunmayı geçersiz saydı.
Kararın hukuk camiasında geniş yankı uyandırması bekleniyor. Avukatlar, bu kararın sadece düğün fotoğraflarını değil, aynı zamanda doğum, nişan, mezuniyet gibi tüm özel gün fotoğraflarının izinsiz kullanımını da kapsayacak nitelikte olduğunu belirtiyor. İstanbul Barosu'ndan bir hukukçu, "Bu karar, kişisel veri kavramının somutlaştırılması açısından son derece önemli. Yargıtay, fotoğrafların ticari amaçla kullanılmasını açıkça yasakladı ve bu konudaki cezai yaptırımları netleştirdi" dedi.
Yargıtay'ın kararı, fotoğrafçılık sektöründe de tartışma yarattı. Sektör temsilcileri, müşterilerine örnek göstermek isteyen fotoğrafçıların bundan böyle mutlaka yazılı rıza alması gerektiğini, aksi halde ciddi hukuki sorunlarla karşılaşabileceğini belirtiyor. Türkiye Fotoğrafçılar Federasyonu yetkilileri, konuyla ilgili sektörel bir düzenleme ve eğitim çalışması başlatılması gerektiğini dile getirdi. Ancak tüketici hakları dernekleri kararı büyük bir kazanım olarak değerlendiriyor. Tüketiciyi Koruma Derneği Başkanı, "Vatandaşlarımızın özel anları, hiçbir şekilde ticari malzeme yapılamaz. Bu karar, vatandaşın mahremiyetine sahip çıkan tarihi bir karardır" şeklinde konuştu.
Kararın detaylarına göre, fotoğrafçı hakkında açılan davada yerel mahkeme tarafından verilen beraat kararı bozuldu ve yeniden yargılama yapılması için dosya geri gönderildi ancak Yargıtay'ın hukuki görüş ve gerekçeleri net bir şekilde ortaya kondu. Yargıtay, kişisel verileri işleyen herkesin, veri sahiplerinin açık rızasının alınması gerektiğini vurguladı. Açık rıza alınmadan yapılan her türlü işlemin, artık cezai yaptırımı olacağı mesajı verildi.
Özellikle son yıllarda sosyal medya ve dijital platformların yaygınlaşmasıyla birlikte, kişisel verilerin korunması konusundaki hukuki ihlallerde büyük artış yaşandı. Düğün fotoğraflarının, yeni evlenen çiftlerin "en mutlu günleri" olarak adlandırılan özel anları içermesi, bu verilerin hassasiyetini daha da artırıyor. Yargıtay'ın kararında da bu vurgu net bir şekilde yapıldı ve mahkeme, "kişilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin korunmasının önemi" üzerinde durdu.
Konuya dair hukuki süreç şu şekilde işledi: İlk olarak çift, savcılığa suç duyurusunda bulundu. Cumhuriyet savcısı soruşturmayı tamamlayarak, fotoğrafçı hakkında "kişisel verileri hukuka aykırı verme" suçundan dava açılmasını talep etti. Elazığ Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, fotoğrafçının savunması dinlendi ve mahkeme "ticari uygulama" gerekçesiyle beraat kararı verdi. Ancak bu karar, çiftin avukatları tarafından temyiz edildi ve Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin önüne geldi. Yüksek mahkeme, yerel mahkemenin kararını hukuka aykırı bularak bozdu ve yeni bir karar oluşturuldu.
Yargıtay'ın kararının en önemli yanı, "sektörde yaygın uygulama" gibi gerekçelerin artık geçerli olmadığını açıkça belirtmesi. Mahkeme, ticari faaliyetlerde bile kişisel verilerin korunması yükümlülüğünün mutlak olduğunu vurguladı. Fotoğrafçıların, müşterilerine referans gösterebilmek için mutlaka önceden yazılı ve açık rıza alması gerektiği, aksi takdirde hem tazminat hem de hapis cezasıyla karşı karşıya kalabileceği belirtildi.
Kararın ardından hukukçular, vatandaşlara önemli uyarılarda bulundu. Vatandaşların düğün, nişan, doğum gibi özel günlerde fotoğraf ve video çekimi yaptırırken, stüdyolarla yaptıkları sözleşmelere mutlaka "fotoğrafların ticari amaçla kullanımı" maddesini eklemeleri ve açık rıza beyanı almaları gerektiği vurgulandı. Ayrıca fotoğrafların sosyal medya hesaplarında paylaşımı konusunda da dikkatli olunması, çiftin rızası olmadan yapılan paylaşımların da aynı şekilde suç teşkil edebileceği belirtildi.
Yargıtay'ın bu emsal kararı, Türk hukuk sisteminde kişisel veri koruması açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor. Daha önce benzer olaylarda yerel mahkemeler farklı kararlar verebiliyordu ancak bu kararla birlikte artık tüm yargı birimlerinin aynı doğrultuda karar vermesi bekleniyor. Özellikle dijital çağda, kişisel verilerin ticari amaçla kullanımına yönelik çok net bir mesaj verilmiş oldu.
Söz konusu kararın detaylarına göre, fotoğrafçı hakkında açılan davada, yerel mahkemenin beraat kararı bozularak, yeniden yargılama kararı alındı. Yargıtay'ın bozma kararında, "sanığın eyleminin Türk Ceza Kanunu'nun 136. maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak verilmesi fiilinin cezalandırılması gerektiği" net bir dille ifade edildi. Kararda ayrıca, "iddianamedeki tespitlerin ve sanık ifadesinin değerlendirilmesi neticesinde, sanığın eyleminden dolayı hukuken kuşkusuz suçun oluştuğu" vurgusu yapıldı.
Elazığ'daki çiftin yaşadığı mağduriyet, aslında Türkiye genelinde binlerce kişinin karşılaştığı bir sorunu temsil ediyor. Birçok fotoğraf stüdyosu, referans göstermek amacıyla müşteri fotoğraflarını izinsiz kullanıyor hatta sosyal medya hesaplarında paylaşıyordu. Yargıtay'ın bu kararıyla birlikte bu tür uygulamaların önüne geçilmesi hedefleniyor. Karar, sadece fiziki albüm gösterimini değil, dijital platformlarda yapılan paylaşımları da kapsıyor.
Hukuki boyutuyla ilgili olarak, kararın gerekçesinde Anayasa'nın 20. maddesine de atıfta bulunuldu. Bu madde, herkesin özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini, özel hayatın gizliliğine dokunulamayacağını düzenliyor. Yargıtay, düğün fotoğraflarını da bu kapsamda değerlendirerek, Anayasal hakların ihlal edildiğini belirtti. Ayrıca 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda (KVKK) "özel nitelikli kişisel veri" tanımına giren bu tür görüntülerin, sıkı şekilde korunması gerektiği vurgulandı.
Uzmanlar, bu kararın ardından fotoğrafçılık sektöründe büyük bir değişim yaşanacağını öngörüyor. Stüdyoların artık standart sözleşmelerine "ticari kullanım ve rıza" maddelerini eklemek zorunda kalacakları, aksi takdirde hem cezai hem de idari yaptırımlarla karşılaşabilecekleri belirtiliyor. Ayrıca vatandaşların da haklarını bilmesi ve sözleşme imzalarken bu maddelere dikkat etmesi gerektiği konusunda uyarılar yapılıyor.
Yargıtay'ın bu emsal kararı, sadece fotoğrafçıları değil, aynı zamanda düğün salonları, organizasyon şirketleri ve diğer hizmet sağlayıcıları da ilgilendiriyor. Düğün videosu çeken firmaların da benzer şekilde izin almaları gerekecek. Karar, kişisel veri kavramının geniş yorumlanması gerektiğini ve ticari çıkar gerekçesinin bu alanda geçerli olmadığını açıkça ortaya koydu.
Sonuç olarak, Yargıtay'ın tarihi nitelikteki bu kararı, kişisel verilerin korunması konusunda Türkiye'de atılan en somut adımlardan biri olarak kayıtlara geçti. Artık hiçbir fotoğrafçı, müşterilerinin düğün, nişan veya özel gün fotoğraflarını izinsiz olarak referans gösteremeyecek, sosyal medyada paylaşamayacak ve ticari amaçla kullanamayacak. Aksi takdirde, hem hapis cezası hem de ağır para cezalarıyla karşı karşıya kalma riski var. Vatandaşların bu haklarını bilmesi ve gerektiğinde hukuki yollara başvurması, bu emsal kararın etkinliğini artıracak en önemli faktör olarak görülüyor.