Cumhuriyet Halk Partisi, bir yandan kurultay davasıyla yüzleşirken, diğer yandan yerel yönetimlerde yaşanan şok gelişmelerle sarsılıyor. Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen kritik kurultay davası, tüm gözleri partinin genel merkezine çevirdi. Ancak kulislerde konuşulanlar, parti içindeki gerilimin sadece mahkeme salonlarıyla sınırlı olmadığını gösteriyor. Yaşananlar, partinin uzun süredir devam eden iç hesaplaşmalarının bir yansıması mı, yoksa daha büyük bir siyasi mücadelenin habercisi mi? CHP, hem hukuki hem de siyasi bir çıkmazın ortasında kalmış görünüyor.

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, davanın son duruşmasında ortaya atılan iddialar gündemi sarstı. Eski Genel Başkan Hikmet Çetin, partinin içindeki derin çatlakları gözler önüne seren çarpıcı açıklamalarda bulundu. Çetin, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, kurultayın iptal edilmesi yönünde "en üst düzeydekilerle" temas içinde olduğunu iddia ederek, "Dikkat ederseniz 'Ben neredeysem Genel Merkez orasıdır' gibi şeyler söyledi bir ara. Hazırlığı ona göre yapıyor" dedi. Ayrıca, Kılıçdaroğlu’nun Erdoğan’ın yeniden adaylığına itiraz etmediğini ve dokunulmazlıkların kaldırılmasına "evet" diyerek Selahattin Demirtaş’ın hala hapiste olmasına neden olduğunu belirtti. Bu açıklamalar, partinin en tepesinde dahi devam eden ve sarsıntıya neden olan bölünmenin kanıtı niteliğindeydi.

Duruşmada alınan kararlar da partinin geleceği açısından büyük önem taşıyordu. Mahkeme, 21 Eylül'deki olağanüstü kurultayın ve 24 Eylül'deki olağanüstü İstanbul İl Kongresi'nin delege listelerini talep etti. Ancak daha da önemlisi, Özgür Özel yönetiminin görevden uzaklaştırılması talebini reddetti. Yargı cephesindeki en son gelişme ise, davanın bir kez daha 24 Ekim'e ertelenmesi oldu. Mahkeme, tedbir taleplerinin daha önce reddedilmiş olması nedeniyle yeni bir karar vermeye gerek görmedi. Bu kararın, CHP yönetiminde bir miktar rahatlama yaratması beklenirken, bir başka cephede fırtına koptu.

Bayrampaşa'da yaşananlar, parti yönetimini zor durumda bırakan bir başka gelişme oldu. Yerel seçimlerin ardından göreve başlayan CHP'li Bayrampaşa Belediye Meclis Üyesi Murat Salman, partisinden istifa ettiğini duyurdu. Salman'ın istifası, daha önce Gaziosmanpaşa ve Beykoz'da yaşanan benzer olayları akıllara getirdi. Ancak bu kez, olayın arka planında çok daha büyük bir skandalın olduğu ortaya çıktı. İstifadan hemen önce, Bayrampaşa Belediyesi'ne yönelik bir operasyon başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, aralarında Bayrampaşa Belediye Başkanı Hasan Mutlu'nun da bulunduğu 48 kişi hakkında gözaltı kararı verildi. Soruşturmanın zimmet, irtikap, rüşvet ve ihaleye fesat karıştırmak suçlamalarını içerdiği belirtildi. Bu operasyon, CHP'li belediyeler üzerindeki baskının artacağının ve parti içi güç dengelerinin yeniden şekilleneceğinin en açık işareti olarak yorumlanıyor.

AKP'nin İBB Meclisi Transfer Hamlesi mi? CHP'li Atalar'dan Bomba İddia
AKP'nin İBB Meclisi Transfer Hamlesi mi? CHP'li Atalar'dan Bomba İddia
İçeriği Görüntüle

CHP'nin içinden gelen bu istifa ve yolsuzluk iddiaları, parti için ciddi bir krizin habercisi. Bayrampaşa'da yaşananların, geçmişte kayyum atanan Esenyurt ve Şişli belediyelerinde yaşananları anımsatması, partinin yerel yönetimler üzerindeki kontrolünün zayıfladığına işaret ediyor. Mahkeme salonlarında süren hukuki mücadele ve belediye koridorlarında yaşanan bu gelişmeler, partinin geleceğine dair soru işaretleri yaratıyor. CHP, hem hukuki hem de siyasi olarak zorlu bir süreçten geçerken, liderlik ve parti içi birlik tartışmaları daha da alevlenmiş durumda. Tüm bu gelişmelerin parti tabanında nasıl bir karşılık bulacağı ve önümüzdeki süreçte nasıl bir yol izleneceği büyük bir merak konusu.