1. yüzyılın şafağında teknoloji dünyası, sadece algoritmalarla değil, aynı zamanda felsefi bir çatışmayla da şekilleniyor. Yapay zekanın sunduğu sınırsız gücün, insanlığın geleceğini nasıl tanımlayacağı sorusu, sektörün en parlak iki zihnini karşı karşıya getiriyor: Biri, bu gücün sınır tanımadan yayılmasını isteyen, diğeri ise bu gücün insanlığa zarar vermeden 'kapsanması' (containment) gerektiğini savunan iki dev. Bu çatışmanın kökeni, yalnızca kod satırlarında değil, aynı zamanda devasa enerji santrallerinde ve trilyonlarca parametreli yapay zeka modellerinin getirdiği yeni düzen risklerinde gizli. Hızlışarj kanalından gelen bilgiler, bizlere sadece mevcut teknolojik durumun bir fotoğrafını çekmekle kalmıyor, aynı zamanda bugüne kadar neyin yaşandığını ve önümüzdeki yirmi yıl içinde nelerin kaçınılmaz hale geleceğini gösteren çarpıcı bir yol haritası sunuyor.

Yapay zekanın hayata geçmesinde öncü rol oynayan Mustafa Süleyman, 2010 yılında DeepMind’i kuran üç araştırmacıdan biri. Demis Hasabis ve Shane Legg hâlâ Google DeepMind'de çalışırken, Süleyman şimdi Microsoft'ta görev yapıyor. Süleyman, yapay zekayı sadece bir araç olarak değil, insanlık tarihinde daha önce görülmemiş yeni bir varlık kategorisi, bir tür dijital insan olarak görüyor ve buna "Dördüncü İlişki" adını veriyor. Bu yeni varlıklar, geleneksel kategoriye (araç, insan, doğa) sığmıyor ve onlarla sanki dijital insanlar gibi etkileşim kurmak zorunda kalacağımızı belirtiyor. Mustafa Süleyman'ın temel amacı, kendisinin de ifadesiyle, insan acısını azaltmak ve insanın iyiliğini yükselten, hümanist bir süper zeka üretmek. Filozof ve bilim insanı kimliklerini birleştirdiğini belirten Süleyman, gerçekliğin hem iyiliği hem de tehlikeleri görmekte yattığını ifade ediyor.

Süleyman'ın çizdiği bu yeni varlık tanımının beraberinde getirdiği en büyük zorluk ise sınırlama veya kapsama (containment) fikridir. Onun uyarısına göre, kontrolsüz gücün sınırsız yayılımı, ülkelerin barış ve istikrarı için çok büyük bir risk oluşturacak. 2010'larda daha yeni başlayan dijital teknoloji dönemi, günümüzde patlayarak artan bir noktaya ulaştı. Artık herkesin erişiminde, ucuz ve uygun fiyatlı olan bu ajan dönemi teknolojileri, bir fikri saniyeler içinde uygulamaya çevirebiliyor. Trevor Noah, daha önce bir şeyi yapmanın zor olmasının, o eylemi yapabilecek kişi sayısını sınırladığını, dolayısıyla regülasyonun kolay olduğunu belirtiyor. Ancak yapay zekanın maliyetleri düşürmesi ve herkesin eyleme geçme gücü kazanması, kaçınılmaz olarak kaosa ve çatışmaya neden olabilir. Süleyman'ın en çarpıcı uyarısı, bireylerin garajlarında daha önce var olmayan, tedavisi zor bir hastalık tasarlayabilecek yetkilere sahip olmaya başlamasıdır; bu da ulus devletin gücünü kontrol etmesini zorlaştıracak. Süleyman, düzenlemelerin teknolojileri şekillendirmesi ve fayda sunarken zararları sınırlandırması gerektiğini söylüyor. Tarihçi Harari'nin daha önce Trevor Noah'a söylediği gibi, artık aksiyon alabilen, kendini üretebilen araçlara sahibiz ve esas tehlike de buradan kaynaklanıyor.

Mustafa Süleyman'ın felsefi sınırlandırma çağrısının karşısında, teknoloji devi Sam Altman, "Bol Zeka" (Abundant Intelligence) vizyonuyla sınırsız hızlanmayı ve yayılımı hedefliyor. OpenAI'ın kurucu ortağı ve CEO'su olan Altman, Avrupa’nın prestijli Axel Springer 2025 ödülünü aldı ve konuşmasında yapay zekanın daha fazla bilimsel keşfe yönelik çalışmasını, dünyayı zenginleştirmesini ve hastalıkları iyileştirmesini istediğini belirtti. Altman'a göre, makineler hiçbir zaman hikayenin merkezinde olmayacak; ancak insanlığın yaratıcı süreçlerini kat be kat artıracak.

Altman'ın bu vizyonunu hayata geçirmek için devasa bir enerji ve altyapı planı mevcut. Open AI, Oracle ve Softbank ortaklığıyla yürütülen Stargate projesi kapsamında, toplamda 500 milyar dolarlık bir yatırım hedefiyle 10 GW'lık kapasiteye ulaşmak istiyorlar. Bu kapsamda Texas, New Mexico ve orta batıda 7 GW planlı kapasite (400 milyar dolarlık taahhütle) ve 25.000’den fazla istihdam yaratacak devasa tesisler inşa edeceklerini duyurdular. Altman’ın blog yazısında belirttiği en radikal hedef ise, her hafta 1 GW enerjiye sahip yeni bir yapay zeka altyapısı üretebilen bir fabrika kurmak. Bir nükleer reaktöre denk gelen 1 GW enerji kapasitesini haftalık olarak devreye almak demek, binadan robotiğe, çipten enerjiye kadar tüm sistemlerin yeniden icat edilmesi anlamına geliyor. Altman, CNBC röportajında bu altyapının hızla kurulması gerektiğini, aksi takdirde "10 GW'ı kanseri çözmek için mi kullanacağız, yoksa kişisel eğitim sağlamak için mi?" gibi zorlu tercihler yapmak zorunda kalacağımızı vurguluyor.

Altman'ın hızlanma vizyonunun arkasında, küresel enerji ve ekonomik dönüşüm öngörüsü de yatıyor. Mustafa Süleyman, önümüzdeki 20 yıl içerisinde, yani 2045 yılına kadar enerjinin maliyetinin 100 kat düşeceğini ve bol hale geleceğini öngörüyor. Bu bolluk, yapay zekanın etkisiyle 2050'lere gelindiğinde, okyanus suyunun tuzdan arındırılıp içme suyu haline getirilmesini ve mahsuller yetiştirilmesini sağlayarak iklim değişikliğinin neden olduğu göç sorunlarını bile ortadan kaldırabilir. Ancak bu ütopyanın bir de maliyeti var: Süleyman, 20 sene içerisinde insanların çok büyük bir işsizlikle karşı karşıya kalacağını söylüyor.

Otomotiv Sektöründe Devrim! Hibrit Teknolojisi Geleceği Nasıl Şekillendiriyor?
Otomotiv Sektöründe Devrim! Hibrit Teknolojisi Geleceği Nasıl Şekillendiriyor?
İçeriği Görüntüle

Ancak Süleyman bu durumu bir felaket olarak görmüyor. İnsanların bilişsel iş gücü anlamında zaman kazandığını ve gelecekte işleri azaldığında ya da olmadığında, ne yapmak istediklerine kendilerinin karar vereceğini belirtiyor. Mustafa Süleyman, insanın anlamının işi olmadığını savunarak, gelecekte büyük bir yaratıcılığın söz konusu olacağını, ancak insanların yalnızlık epidemisinden kurtulup gerçek bağlantılar kurarak anlam arayışına girmesi gerektiğini ifade ediyor.

Bu sırada, teknoloji devleri şimdiden gücü kontrol etme ve yayma yarışında adımlar atıyor. Microsoft, yapay zekaları eğitirken ve kullanırken çok fazla enerji tüketildiği için, perspektif vermek gerekirse, 800 bin nüfuslu Seattle şehrinin yıllık 2 GW enerji harcamasına karşılık, tek başına 33 GW'lık yenilenebilir enerjiye sahip olduğunu açıklıyor. Yapay zekanın vazgeçilmez bir ihtiyaç haline gelmesiyle, tıpkı araba üretimindeki karbon emilimine bakılmaması gibi, enerji tüketimine de bakılmamaya başlanacağı öngörülüyor. Ancak asıl önemli olan, bu gücün kontrolüdür. Meta ve Greg Brockman (OpenAI'ın eski başkanı), yapay zekanın ilerlemesine sınırlama getirmek isteyen eyaletlere ve hükümetlere karşı lobicilik yapmak üzere siyasi paktlar kuruyor. Bu, Mustafa Süleyman'ın containment çağrısıyla doğrudan bir çatışmayı işaret ediyor.

Tüm bunlar yaşanırken, yapay zeka pazarında yetenekler hızla gelişiyor. Alibaba, 1 trilyon parametreli en iyi modellerle rekabet eden amiral gemisi yapay zekası Quen Max dahil olmak üzere altı yeni ürününü piyasaya sürdü. Bu ürünler arasında güvenli olmayan yapay zeka içeriklerini 119 dilde engelleyen Quen 3 Guard, seyahat planlayıcısı Quen Chat ve dudak ile jestleri bile okuyarak yüz yüze konuşmaları gerçek zamanlı çeviren Quen 3 Live Translate Flash gibi özel ajanlar bulunuyor. Microsoft ise yayıncılarla anlaşarak içeriklerini Copilot asistanı için satacağı bir ortak pazar yeri kurmayı planladığını duyurdu. Öte yandan Google, Android kullanıcılarının Google Fotoğraflar’daki resimlerini Gemini destekli "Help Me Edit" özelliğiyle sesli veya yazılı komutlarla düzenlemesine olanak tanıyarak, fotoğraf düzenleme yazılımlarına olan ihtiyacı ortadan kaldırıyor.

Sonuç olarak, yapay zeka, insanlığa bilimsel keşif, ucuz enerji ve ekonomik bolluk getirebilecek bir katalizör (Altman'ın vizyonu) olsa da; aynı zamanda ucuzlayan ve herkesin erişebildiği yeteneklerle ulus devletleri bile zayıflatacak, biyolojik silah üretimi gibi tehlikeleri demokratikleştirecek kontrolsüz bir güç (Süleyman'ın uyarısı) barındırıyor. Gelecek, Sam Altman'ın savunduğu sınırsız hızlanma ile Mustafa Süleyman'ın savunduğu etik ve felsefi sınırlama dengesinin nerede kurulacağına bağlıdır. Bu iki farklı yolun kesişiminde, insanlığın bir sonraki büyük keşfi veya en büyük karmaşası yatıyor.