Türkiye siyasetinin en renkli, en dobra ve en çok konuşulan isimlerinden Cemal Enginyurt, son açıklamalarıyla yine gündemi sarsmayı başardı. Girdiği her polemikte adeta fırtınalar koparan, sivri dili ve gözü kara duruşuyla bilinen deneyimli siyasetçi, bu kez öyle bir çıkış yaptı ki, kulislerde dahi yankıları uzun süre dinmeyecek gibi görünüyor. Onu yakından takip edenlerin bile hazırlıksız yakalandığı bu olay, aslında Türk siyaset sahnesindeki büyük değişimlerin ve gerilimin de bir yansıması. Peki, herkesi şaşkına çeviren o sert tepkinin altında yatan neydi ve Enginyurt'u bu denli öfkelendiren gelişme neydi?
Son beş yıla baktığımızda, Cemal Enginyurt'un siyasi kariyerinde adeta bir yeniden doğuş hikayesi yazıldığına şahit oluyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi'nden ihraç edildikten sonra, Demokrat Parti çatısı altında siyasete devam eden Enginyurt, burada da genel başkan yardımcılığı gibi önemli görevler üstlenmişti. Bu dönemde özellikle emeklinin, çiftçinin ve dar gelirlinin sesi olmayı kendisine misyon edinen siyasetçi, kürsüden yaptığı sert konuşmalarla dikkatleri üzerine çekmeye devam etti. Fındık fiyatlarından, ekonomi yönetimindeki aksaklıklara kadar birçok konuda hükümete yönelttiği ağır eleştiriler, sadece muhalefet cephesinde değil, iktidar kanadında da büyük rahatsızlık yaratıyordu.
Ancak siyasi yolculuğu Demokrat Parti'de de son bulmadı. Yaşanan anlaşmazlıklar sonrası partisinden istifa eden Enginyurt, sonrasında Cumhuriyet Halk Partisi'ne katılarak siyasi kariyerinde yeni bir sayfa açtı. Bu geçiş, Türk siyasetinde dengeleri değiştirebilecek bir hamle olarak değerlendirilirken, Enginyurt'un eleştirel duruşunda hiçbir değişiklik olmadı. Hatta yeni partisinde de özellikle ekonomik sıkıntılar, borçluluk ve adalet sistemi konularındaki eleştirilerini daha da artırdı.
Son gündem maddesinde ise Enginyurt, emekli maaşlarının yetersizliği ve vatandaşın yaşadığı geçim sıkıntısı üzerine yaptığı konuşmada adeta patlama noktasına geldi. Konuşmasında, "Bu millet aç, bu millet sefalet içerisinde yaşıyor. 12.500 lira emekli maaşıyla geçinilebilir mi?" diyerek tepkisini dile getiren Enginyurt, Türkiye'deki bireysel borç yükünün rekor seviyeye ulaştığını, 42 milyon vatandaşın borçlu olduğunu ve kirasını ödeyemeyen, hatta memleketine gidemeyen insanların olduğunu sert bir dille vurguladı. Bu esnada karşılaştığı bir sözlü sataşma veya iddia, Enginyurt'un öfkesini zirveye çıkardı.
Tepkisinin asıl nedeni, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik zorluklar karşısında "halktan kopuk" gördüğü bazı açıklamalar ve tavırlardı. Kendisinin yıllarca hapishanelerde, sokaklarda çektiği çileleri hatırlatarak "Ben sizden korkmam!" diye haykıran Enginyurt, meclis kürsüsünden yaptığı bu çıkışla sadece ekonomik sorunlara değil, aynı zamanda siyasetin geldiği noktaya da isyan etti. Hukuk sistemindeki adaletsizlikler, tutuklamalar ve siyasi baskılar gibi konuları da gündemine alan siyasetçi, "Tek adam tarafından yönetilmeye yemin etmişim" sözleriyle mücadele azminin altını çizdi.
Bu çıkış, Cemal Enginyurt'un yıllardır süregelen muhalif duruşunun bir özeti niteliğindeydi. Partisinden bağımsız olarak, sadece doğru bildiğini söyleme ve halkın yaşadığı zorlukları dile getirme ısrarı, onun siyasetteki yerini sağlamlaştırmıştı. Ancak bu kez, sadece sözlü bir eleştiriden öte, adeta bir isyan bayrağı çekiyordu. O gün mecliste yaşananlar, yakın siyasi tarihimize "Türkiye'de siyasetin geldiği son nokta" olarak geçebilir. Enginyurt'un patlama anı, aslında milyonların sessiz çığlığını bir kez daha ortaya koyuyordu. Bu haberin detayları ilerleyen günlerde de çok konuşulacak gibi görünüyor.