Türkiye'de gençlik vakıfları, yıllardır tartışmaların odağında. Özellikle iktidara yakın oluşumlar, kaynak kullanımı, atama iddiaları ve şeffaflık sorunlarıyla gündeme damga vuruyor. TÜGVA gibi yapılar, milli-manevi değerleri yüceltme iddiasıyla yola çıkarken, sık sık usulsüzlük suçlamalarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu vakıfların devlet kurumlarına sızma şüphesi, FETÖ travmasını hatırlatıyor; yargı, bürokrasi ve eğitimde kadrolaşma iddiaları, kamuoyunu ikiye bölüyor. Peki, son günlerde patlayan bir görüntü, tüm bu tartışmaları zirveye taşıdı: Bir vakıf aracının bagajında uzun namlulu silahlar ve tabancalar. Bu olay, sadece bir fotoğraf meselesi değil; arkasında yatan güç mücadeleleri, aile şirketi suçlamaları ve yargı manipülasyonu iddialarıyla dolu bir hikaye. Heyecan dorukta, çünkü gerçekler bir bir gün yüzüne çıkıyor – ama asıl çarpıcı detaylar, tam burada başlıyor.
2 Kasım Pazar günü, gazeteci Serdar Akinan'ın YouTube kanalında yayınladığı videoda, TÜGVA Başkanı İbrahim Beşinci'nin açıklamasına sert bir yanıt geliyor. Akinan, videonun başında izleyicilere selam vererek, "Efendim herkese merhabalar. İki Kasım Pazar günü gündemdeki başlıklarla karşınızdayım. Malum TÜGVA şu anda Türkiye'nin bir numara gündem maddesi ve herkes benim yayınladığım görüntüleri konuşuyor," diyor. Ekranda, vakfın 34 UT 2447 plakalı aracının bagajını gösteren net görüntüler beliriyor: Uzun namlulu silahlar, tabancalar ve mühimmatlar, adeta bir cephanelik gibi dizili. Akinan, bu görüntülerin 2021-2022'de sosyal medyada dolaştığını, ancak şimdi yeniden alevlendiğini vurguluyor. "O görüntülerde bir araç var. O aracın bagajında bir silah var ve o aracın teslim edildiği gün çekilmiş bir fotoğraf var. O açıklamayı yapan kişinin o aracın önünde çekilmiş bir fotoğrafı var. Var mı? Evet, var," diye ekliyor, ses tonunda belirgin bir meydan okuma ile.
Beşinci'nin o gün yaptığı yazılı açıklamayı okuyan Akinan, başkanı alıntılıyor: "2021-22 yıllarında Türk Gençlik Vakfı TÜGVA hakkında gündeme getirilen ve kesinleşen yargı kararları ile sahteliği tescillenen mesajlar/görseller, kasıtlı olarak sosyal medyada yeniden dolaşıma sokulmuştur. Yargılama sürecinde mahkeme bilirkişi incelemesi yapmış ve belirtilen montaj içeriklerin üçüncü şahıslarca üretildiği tespit edilmiş, faile ceza verilmiştir." Akinan, bu sözleri ekranda göstererek, "Yalan söylüyorlar," diye patlıyor. "Ben iddia demedim, kanıt dedim. Şimdi size bir talebim var. Öncelikle İbrahim Bey'e bir talebim var. Arkadaş, önce şu mahkeme kararını çıkaralım. O mahkeme kararında bu görüntünün montaj olduğuna dair veri, bilgi, belge, bilirkişi raporu var mı? Hangi karar? Ama daha önemli soru, bu açıklamada adını anmıyorsun ama o görüntüleri servis ettiği iddia ettiğin kişi Ramazan Aydoğdu. Bu kişi yıllarca TÜGVA'da çok önemli pozisyonlarda çalışmış. Eğer o bu silahları araca koymuşsa, Türkiye'de böyle bir ülkede mahkeme kararı varsa bu adam nerede olmalı? Hapistirilmeli. Neden değil?" Akinan, Aydoğdu'nun hâlâ devlet memurluğu yaptığını, Anayasa Mahkemesi'nde kısa süreli hapis yattıktan sonra maaşını almaya devam ettiğini belirtiyor.
Videoda, Akinan'ın öfkesi giderek yükseliyor. "Sadece bir talebim var. Eğer bu görüntüyle ilgili mahkeme kararı veya bilirkişi raporu varsa, yayınlayın. Ben de buraya koyayım. Tüm Türkiye'de görünsün," diyor. Beşinci'nin "firari" ithamına da yanıt veriyor: "Dahası, bana firari diyorsun. Yurtdışındayım, doğru. Ama firari diye bir kural var. Karar kesinleşmiş veya hapisten kaçmış. Türkiye'de bana karşı onlarca soruşturma var. Türkiye'deki tüm gazeteciler gibi, size karşı çıkanlara. Ama bana karşı tek bir kesinleşmiş mahkeme kararı yok. Eğer bahsettiğin kişi benim ve bu görüntüleri ben yayınladıysam, burada yalan söylüyorsun." Akinan, aracın TÜGVA'ya ait olduğunu inkar edemeyeceklerini söylüyor: "O araba TÜGVA'nın mı değil mi diyebilir misin? Diyemezsin." Ekranda, Çankırı, Yalova ve Ağrı il başkanlarının WhatsApp grubu ekran görüntüleri beliriyor – dün yayınladığı videodan alıntılarla.
Bu noktada, Akinan detaylı bir şekilde WhatsApp konuşmalarını analiz ediyor. "Dün iddia ettiğim yazışmalar, Çankırı, Yalova ve Ağrı il başkanlarının WhatsApp grubunda kaydedilmiş, ekran görüntüleri alınmış. Ben gazeteciyim, bana geldi ve yayınlıyorum. İsterseniz Çankırı ve Yalova Ağrı konuşmalarını bir daha geçelim. İl başkanlarınız diyor ki, 'Arkadaş, bu adam bu bilgiyi aldı ve sızdırdı, bir şekilde susturalım.' Kelimesi kelimesine söylüyor, açıklıyorsun. 'Erkekleri sakinleştirin' diyorsun. 'Merak etmeyin, polis eline aldı. Atılacak. Zaten FETÖ'cü dedik.' 'Ağzını tutsaydı inanmazdı kimse.' Adam dışarıda. Neden dışarıda?" diye soruyor. Beşinci'nin bilirkişi incelemesi ifadesini alıntılayarak, "Mahkeme bilirkişi incelemesinde montaj içerikler (tırnak içinde) üçüncü şahıslarca üretilmiş ve faile ceza verilmiş. Bu cümleyi kullandın. Öncelikle bu görüntüyle ilgili bilirkişilik incelemelerini açıklamak zorundasın: Kim yapmış, hangi tarihte, hangi mahkeme bu görüntü hakkında hüküm vermiş?" diye meydan okuyor. Ramazan Aydoğdu'nun adını anmamalarına "Şeytan gibiler, isimlerini anmıyorlar," diye veryansın ediyor.
Akinan, TÜGVA'nın FETÖ benzeri bir yapı olduğunu iddia ederek derinlere iniyor. "Ben Türkmenistan'a karşı konuşuyorum. Neden TÜRKVA'ya konuşayım? Belge veya bilgi olmadan neden konuşayım? Bugüne kadar onlarca bilgi belge yayınlandı. Vakıflar, bilmem ne. FETÖ'den sonra, size detaylı anlatayım, FETÖ'den sonra gençlik örgütlenmesine gittiniz. Halim Hoca diye bir adam var. Dün dediğim gibi, Ankara Hamam önündeki binada yurt var. Hakim ve savcı yurdu. O yazışmada, WhatsApp yazışmasında, bu adam hakim ve savcıların memleketini bile biliyor diyor. Bu Halim Hoca kim kardeşim? Bununla ne alakası var?" Videoda, ekranda bu yurt binasının fotoğrafları ve yazışma ekran görüntüleri yanıp sönüyor. Akinan, "İnanın bilmiyordum. Araştırdım, baktım," diye itiraf ediyor, ardından Beşinci'nin "Yerel ve milli gençlik yetiştirme mücadelesi" sözüne saldırıyor: "O yerel ve milli gençlik dediğin adamlar WhatsApp'ta senin konuştuğun dili mi kullanıyor? Kendini muhafazakar mı tanımlıyorsun? Allah'a inanıyor musun? İslam'a inanıyor musun? AMK'lar, idam edelim falan yok. 'Sokağa çıkamayız' diyorlar. Yazışma var. Bu da montaj mı? Tabii ki monte edeceksin."
Videoyu ilerletirken, Akinan AK Parti içindeki güç savaşına değiniyor. "AK Parti örgütlenmesinde ne yapıyorsun? Elindeki gücü, bak ele. Ne için topluyorsun, neyi gasp ediyorsun? FETÖ'nün doldurduğu boşluğu biliyoruz. Devlet'e sızıyorlar. Sızarken bana dolaylı FETÖ'cü diyorsun. Alnınızı karıştıracağım. O köpeklerin alnını karıştıracağım. Neden karıştır? 2001-2009 arası Ergenekon kumpasları, Balyoz falan olurken SkyTürk'te Nihat Genç'le oturup FETÖ'lüler'e her şeyi söylüyorduk. Bunlar hain. Operasyon bu diyorduk. Sizin kalemleriniz, bana söven kalemler, dönüp kıçımı yaladı. Bana FETÖ'cü diyeceksiniz." Zafer Şahin'in tweet'ini alıntılıyor: "Meraklılara not. Videoyu çeken ve paylaşan aynı kişi. 45 yıllık olay. Önemli ki yeniden gündeme geliyor." Akinan, "Neden? Bilal Erdoğan çıktı. Bilal Erdoğan nerede? Tüm bu vakıfların başında ailenin kararı alındı. Bilal Erdoğan işi devralacak. Atağan Üsküdar'ı geçti aslında. Tekrar altını çiziyorum. Ve en önemlisi, bu işte CHP'li üyeler. İYİ Partililer. Buradan net söylüyorum. Adam, belge var. Mahkeme kararını alın. Bu görüntü montaj mı? Değilse, o adam o görüntülerdeki silahları koymuşsa nerede? Şimdi bu İbrahim bu açıklamayı TÜİK vaadi için 5. kez yaptı. Sabah beri tweet atan yazarlar ve hesaplar, akşam ekranlarda konuşacak. Troller falan. Ama bu piçlere son cevabı ben vermeyeceğim. Başka biri verecek. Sonuna kadar izleyin."
Akinan, FETÖ suçlamalarını reddederek geçmişi hatırlatıyor: "Bana FETÖ'cü, Metö'cü diyorsun. Tamam mı? Çok iyi. 'Bu adam FETÖ'cü' diyorsun. Canıma değdi. 2001-2010 SkyTürk'teydik. Ergenekon kumpasları kuruluyor. Bugün bana söven adamlar, yazılar yazanlar, FETÖ'yü alkışlıyor. Sınıfınızın tepesindekisi 'Bize istediğinizi vermediniz' diyor. O defterleri açmıyorsun. Dönüp 'FETÖ'yü lanetleyen benim, mücadele eden benim' diyorsun, bana FETÖ'cü diyorsun. Neden? FETÖ hesapları bunu paylaşıyor. Neden FETÖ hesapları paylaşıyor? Çünkü yollarınız ayrıldı. Yıllarca kol kola yürüdükleriniz, neler yaptığınızı biliyorlar. 'Bizim örgüt gibi yapıyorlar' diyorlar." 15 Temmuz'u anarak, "Bu ülke, bu cumhuriyet kutupta döndü. Gerçekten ülkesini seven subaylar 15 Temmuz'da müdahale etmeseydi, devlet müdahale etmeseydi, işler karışacaktı. O adamlar kıçınızı kurtardı. Pennsylvania'ya hiç gitmedim. FETÖ'yle tek fotoğrafım yok. Övdüğüm tek FETÖ'cü yok. Yıllarca lanetledik." Akinan, TÜGVA'yı FETÖ'ye benzeterek, "Merkez-çevre ilişkisi veriyorum. Dindar ailelerin çocukları nasıl seçildi? Devlete düşman nasıl yetiştirildi? Önümüzde canlı örnek var. Gücünüzü korumak için baba-oğul devri sistemi kuruyorsunuz. Net görünüyor. Ortaya çıkanlardan korkuyorum. Dünden beri e-postalar alıyorum. Dün aradım. Bana yazın. TÜGVA hakkında ne biliyorsunuz? Hangisini anlatayım? Bugün hiç girmeyeceğim. Zamanı var, gündem var. Ama bunu korkuyla izliyorum."
Videoda, Akinan rüşvet, atama ve KPSS skandallarına değiniyor. "Ankara'da İlim Yayma Vakfı'nda yurt var. Adalet ve bürokrasi bu ülke üzerinden yapılmıyor diyorsun, o zaman yoktu. Yarın olmayacağının garantisi yok. Kendim yaşadım. O hakim, savcılar el oylamasıyla yerleştirildi, eğitildi, beyin yıkanıldı. Tam dine dönmedin, çok korkaksın. FETÖ pervasızdı. Amerika arkadaydı. Siz temkinlisiniz." Sabah paylaşılan panik tweet'leri eleştiriyor: "Bilal Erdoğan'la fotoğraflar paylaşılıyor, panik havası. Ne yapıyorsunuz lan? Çankırı, Yalova, Ağrı mesajları. 'Sokağa çıkamayız. Bizi bitirirler.' Neden? Rüşvet yazışması var. Bu adam aldı. Ramazan Aydoğdu aldı. Elinde mi? Bilmiyorsunuz. Kaç hard disk gitti? Ne indirdi? Nereye sakladı? Bilmiyorsunuz. Ömer Çelik videosu var diyor. İzmir örgütü çöküşten bahsediyor. AK Parti üyelerine çöküşten bahsediyor. İçeride kavga var, onu diyorum. Hepsi birlikte bakın, savunma yerine böyle bir yapı kurulmuş ki, koltuk gücüyle Tanrı, kitap, inanç diyen adamlar ne Tanrı, ne kitap, ne inanç; resmi arabalar, güç, para bırakmıyor. Zehirliyorlar çocukları. FETÖ'de gördük: Okullarda eğitiyorsun, abla evlerine götürüyorsun. İlçe olur. Aralık 17-25 sonrası Adalet Bakanlığı'nda özel birim kurdunuz. Hakim savcı adaylarının arka planını araştırmak için. TÜRGEV'li gençlerin yazılı sınavı geçen listelerini tarıyorsunuz, kendi adamlarınızı belirleyip bireysel bilgi notuyla bakanlığa gönderiyorsunuz. Mülakatı geçersiniz. Adı biz koyarız. Numan Kurtulmuş, Bekir Bozdağ 'Yüksek yargı üyeleri var' diyor. Mülakattan korkmayın. Adalet Medeniyet Derneği Ankara Meşrutiyet Caddesi'nde kazananlar buluşuyor. İlçe valisi sınavlarında FETÖ pratiği, tam FETÖ yapısı. Ama FETÖ Amerika adına devleti yıkacaktı. NATO subayları temizlendi, Amerika sırtını döndü. 'Doğu Bloku'na gidiyorlar' dedi. O zaman tam bağımsız Türkiye yoktu. NATO üyesi Türkiye, 1 Mart tezkeresiyle çuval olayı fark edildi. 'Bunlar Doğu'ya kayanlar' dedi."
Akinan, videoyu "Bir hakikatle 50 kişiyi susturursun ama 50 hakikatle bir ahmağı veya şerefsizi susturamazsın. Aptal ve şerefsizler," diye bitiriyor, izleyicileri motive ederek. Bu yanıt, TÜGVA skandalını derinleştiriyor: Silahlar, rüşvet, kadrolaşma ve aile mirası iddiaları, iktidar içindeki çatlakları gösteriyor. Kamuoyu, mahkeme kararlarını ve bilirkişi raporlarını bekliyor – bu fırtına, daha yeni başlıyor. Gençlik vakıflarının geleceği, bu görüntülerle sorgulanıyor; adalet mi yoksa güç mü kazanacak? İzleyiciler, nefeslerini tutmuş, devamını merakla bekliyor.