Gerçek Gündem Haberleri

TCMB Faiz Kararı Heyecanı: Borsa ve Dolar Nöbet Tutuyor

Çarşamba günkü TCMB PPK toplantısı yaklaşıyor, yatırımcılar faiz indirimi için diken üstünde! Borsa düşüşte, dolar 34,90'ı zorluyor. 150 baz puanlık kesinti mi geliyor? Ekonomist tahminleri ve piyasa tepkileriyle tam analiz, kaçırmayın!

Türkiye'nin ekonomik nabzı, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) bir sonraki hamlesine kilitlenmiş durumda. Aralık ayının ilk günlerinde, Para Politikası Kurulu'nun (PPK) toplanmasıyla birlikte borsa ve döviz piyasaları adeta bir fırtınanın eşiğinde. Yatırımcılar, özellikle dolar/TL kurundaki dalgalanmalar ve BIST 100 endeksinin sert düşüşleri nedeniyle adeta nefeslerini tutmuş bekliyor. Bu karar, sadece finansal piyasaları değil, yıl sonu enflasyon hedeflerini ve 2026 bütçe planlarını da doğrudan etkileyecek bir dönüm noktası olarak görülüyor. Piyasa katılımcıları, TCMB'nin faiz politikasında gevşemeye gitme ihtimalini tartarken, belirsizlik havası her geçen saat daha da yoğunlaşıyor.

Güncel verilere baktığımızda, Borsa İstanbul'un (BIST) son seanslardaki performansı yatırımcıların tedirginliğini net bir şekilde yansıtıyor. Endeks, son bir haftada yüzde 3'ün üzerinde kayıp yaşarken, özellikle bankacılık ve sanayi hisseleri baskı altında kaldı. Dolar/TL kuru ise 34,90 seviyesini test ederek, yıl içindeki en yüksek noktalardan birine yaklaştı. Bu hareketler, TCMB'nin faiz indirimi beklentilerinin piyasayı nasıl germiş olduğunu gösteriyor. Uzmanlar, böyle bir ortamda likidite akışının yavaşlayabileceğini ve yabancı yatırımcıların pozisyonlarını gözden geçireceğini belirtiyor. Öte yandan, euro/TL de benzer bir seyir izleyerek 37,20 bandına doğru ilerliyor, bu da genel kur baskısının sadece dolara özgü olmadığını ortaya koyuyor.

Ekonomistlerin nabzı da aynı şekilde atıyor. Matriks Haber'in düzenlediği ankette, tam 27 ekonomist görüş bildirdi ve sonuçlar oldukça net bir tablo çiziyor. Medyan beklenti, politika faizinin mevcut yüzde 39,5 seviyesinden 150 baz puan indirilerek yüzde 38'e çekilmesi yönünde. Katılımcıların dağılımı da ilgi çekici: 9 ekonomist 100 baz puanlık sakin bir indirim öngörürken, 11'i tam 150 baz puanda uzlaşıyor. Daha iyimser 7 ekonomist ise 200 baz puanlık cesur bir adım bekliyor. Bu anket, piyasanın genel konsensüsünü yansıtan en kapsamlı verilerden biri olarak öne çıkıyor. Yıl sonu faiz tahmini de yüzde 38 olarak sabitlenmiş durumda, ki bu da TCMB'nin enflasyonla mücadelede temkinli bir çizgi izleyeceğini işaret ediyor.

Benzer bir tablo, ForInvest'in 13 ekonomistlik anketinde de kendini gösteriyor. Burada da medyan beklenti yine 150 baz puanlık bir indirim. En düşük tahmin 100 baz puanla sınırlı kalırken, en yüksek beklenti 200 baz puana uzanıyor. Katılımcıların tercihleri şöyle dağılmış: 6 ekonomist 100 baz puan, 4'ü 150 baz puan ve 3'ü 200 baz puan indirimi öngörüyor. Bu veriler, ekonomist camiasının faiz indirimi konusunda büyük ölçüde hemfikir olduğunu kanıtlıyor. Ancak, 2026 yıl sonu faiz beklentisi daha da dikkat çekici. 23 ekonomistin medyan tahmini yüzde 28 seviyesinde, tahminler ise yüzde 25 ile yüzde 31 arasında geniş bir yelpazede yer alıyor. Bu aralık, gelecek yıl enflasyonun seyrine ve küresel faiz dinamiklerine bağlı olarak değişebilecek bir belirsizliği barındırıyor.

TCMB'nin bu kritik toplantısı, 11 Aralık Perşembe günü saat 14.00'te resmi olarak açıklanacak. Kurulun son hamlesini hatırlayalım: Ekim ayında politika faizi 100 baz puan indirilerek yüzde 39,5'e çekilmişti. Kasım ayında ise bir toplantı yapılmamıştı, bu da Aralık kararını daha da kritik kılıyor. Banka yetkililerinin son açıklamaları, enflasyonun gevşeme sinyalleri verdiğini ima etse de, jeopolitik riskler ve küresel enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar nedeniyle temkinli bir yaklaşım bekleniyor. Piyasa uzmanları, indirim miktarının enflasyon raporuyla uyumlu olması gerektiğini vurguluyor. Örneğin, son enflasyon verileri yüzde 48'lik bir yıllık oranı gösterirken, TCMB'nin hedefi yüzde 36'ya düşürmek. Bu bağlamda, 150 baz puanlık bir indirim, hem büyümeyi destekleyecek hem de enflasyon baskısını yönetilebilir kılacak bir denge olarak görülüyor.

Yatırımcıların diken üstünde olmasının bir diğer nedeni, kararın hemen ardından oluşacak likidite etkisi. Faiz indirimi gerçekleşirse, tahvil getirileri düşebilir ve bu da bono piyasasında hareketliliğe yol açabilir. Dolar tarafında ise, indirim beklentisi kurun yukarı yönlü baskısını artırıyor, zira düşük faiz yabancı sermaye girişini yavaşlatabilir. Borsa için ise karışık bir tablo var: Kısa vadede satış baskısı artsa da, uzun vadede büyüme odaklı bir politika endeksi yukarı taşıyabilir. Son dönemde yaşanan düşüşler, zaten riskten kaçınan yatırımcıların pozisyon kapatmalarından kaynaklanıyor. Uzmanlar, karar sonrası volatilitenin yüksek olacağını ve stop-loss emirlerinin önemini hatırlatıyor.

Bu süreçte, TCMB'nin iletişim stratejisi de büyük rol oynayacak. Kurul Başkanı'nın olası basın açıklaması, indirim gerekçelerini detaylandırarak piyasayı yatıştırabilir. Geçmiş toplantılarda gördüğümüz gibi, şeffaf bir dil güveni pekiştiriyor. Ekonomistler, yıl sonu itibarıyla enflasyonun kontrol altına alınması için sıkı para politikasının gevşetilmesinin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Ancak, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) son faiz kararları da bu denklemde etkili. Fed'in yumuşak iniş sinyalleri, gelişen piyasalara sermaye akışı sağlayabilir, ama TCMB'nin hamlesi bu akışı yönlendirecek.

Piyasaların genel havası, Aralık ayının ekonomik takvimine göre şekilleniyor. Yıl sonu bilanço döneminin başlamasıyla birlikte şirket karlılıkları da faiz kararını etkileyecek. Özellikle bankacılık sektöründe, net faiz marjlarının daralması endişesi hakim. Doların küresel güçlenmesi, enerji ithalatı maliyetlerini artırırken, TCMB'nin rezervlerini koruma çabası da göz önünde bulundurulmalı. Son verilere göre, brüt döviz rezervleri 80 milyar dolar civarında seyrederken, net rezervler pozitif bir ivme kazandı. Bu, indirim için bir tampon oluşturuyor.

Uzun vadeli bakışta, bu kararın 2026 büyüme tahminlerini şekillendireceği aşikar. Hükümetin Orta Vadeli Programı'nda öngörülen yüzde 4,5'lik büyüme, faiz indirimleriyle desteklenebilir. Ancak, cari açık ve bütçe açığı gibi yapısal sorunlar, indirimin dozunu sınırlayabilir. Ekonomistlerin 2026 faiz tahminlerinin yüzde 28 medyanında yoğunlaşması, yumuşak bir iniş senaryosunu işaret ediyor. Yüzde 25'lik iyimser tahminler, enflasyonun hızla düşeceği varsayımına dayanıyor; yüzde 31'lik kötümserler ise jeopolitik riskleri öne çıkarıyor.

Sonuç olarak, 11 Aralık Perşembe günü saat 14.00, finans dünyası için bir milat olacak. Borsa ve dolar yatırımcıları, bu saatte ekran başına kilitlenecek. Karar ne olursa olsun, piyasalar hızlı bir uyum süreci yaşayacak. Tedirginlik bir yana, bu tür belirsizlikler Türkiye ekonomisinin dinamizmini de gösteriyor. İzlemeye devam edin, çünkü bu hamle, yeni bir yılın ekonomik rotasını belirleyecek.