Gerçek Gündem Haberleri

Şok Anket Sonuçları AKP'yi Sarsıyor! CHP Liderliği Ele Geçirdi!

Erdoğan'ı hayrete düşürecek anket verileriyle AKP-CHP kapışması kızışıyor! CHP oy farkını açıyor, enflasyon ve yoksulluk vaatleri çöküyor. İki partili sistemde değişim rüzgarı esiyor – bu sonuçlar erken seçimi tetikler mi? Detaylar sizi şaşırtacak, hemen okuyun!

Türkiye'nin siyasi arenasındaki gerilim, son Panorama Araştırma anketiyle doruk noktasına ulaştı ve adeta bir deprem etkisi yarattı. Aralık 2025'in bu soğuk günlerinde, Halk TV'de yayınlanan tartışma programı, yüz yüze ve telefonla gerçekleştirilen araştırmanın çarpıcı bulgularını masaya yatırdı. Konuklar Ruşen Çakır ve Şükrü Küçükşahin, kararsız seçmenlerin dağılımını da hesaba katarak, AKP ile CHP arasındaki boyun eğiş yarışını enine boyuna ele aldı. CHP'nin 31 Mart yerel seçimlerinden beri lider konumunu koruduğu, oy oranını yüzde 37'ye çıkardığı bir tablo var karşımızda. AKP ise yüzde 34,8 ile takipte kalıyor, ama aradaki fark giderek açılıyor. Bu veriler, sadece sayısal bir üstünlük değil; toplumun değişim talebinin somut bir yansıması. Hükümetin ekonomik vaatlerindeki çuvallamalar, enflasyonun kontrolden çıkışı ve belediyelere yönelik operasyonların siyasi nitelik taşıdığına dair yüzde 60'lık halk onayı, tablonun en dikkat çekici unsurları. Peki, bu anket neden Erdoğan'ı şoke edecek kadar güçlü? Ve iki partili sistemin ayak sesleri, erken seçim rüzgarlarını mı getiriyor? Bu makalede, anketin her katmanını didik didik edeceğiz; vaatlerin nasıl boşa çıktığından, seçmenin öfkesine kadar her detayı inceleyeceğiz. Zira bu, sadece bir araştırma değil; Türkiye'nin geleceğini şekillendirecek bir siyasi manifesto gibi.

Anketin metodolojisi, güvenilirliğini pekiştiren ilk nokta. Yüz yüze görüşmelerle desteklenen telefon araştırması, Kasım ayının sonlarında tamamlanmış ve kararsızların dağıtımıyla birlikte net sonuçlar ortaya koymuş. Ruşen Çakır, programa katılarak "kararsızlar ve Hatem Eee" ifadesiyle bu grubu tanımlıyor; yani belirsiz kalan seçmen kitlesi. Bu dağıtım sonrası, CHP'nin oy oranı 31 Mart'taki yüzde 36,2'den yüzde 37'ye sıçramış. AKP ise yüzde 34,8'de kalmış, ara sıra yükselişler yaşasa da eski seviyesine gerilemiş. Bu dalgalanmalar, siyasi iklimin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor. Aralık 2025 itibarıyla, ekonomik baskılar ve belediye operasyonları gibi olaylar, seçmeni daha da kutuplaştırıyor. Anket, toplumun yüzde 60'ının bu süreci desteklediğini, ama seyrinden umutlu olmadığını ortaya koyuyor. AKP ve MHP tabanında bu oran değişmemiş; yani iktidar bloğu içindeki destek, yüzeysel bir kabullenme gibi duruyor. CHP'nin temkinli tutumu ise tabanını konsolide etmiş; şehit ailelerinin rızasını ön plana çıkaran yaklaşım, toplumun yüzde 60'ından onay almış. Bu, CHP'nin stratejik bir zaferi; lider Özgür Özel'in hamleleri, anketin yıldızı olmuş.

Belediyelere yönelik operasyonlar, anketin en patlayıcı bulgusu. Yüzde 60'a yakın bir kesim, bu adımları "siyasi intikam" olarak görüyor, yasal bir süreç olarak değil. 19 Mart'tan beri bu oran sabit kalmış, hatta hafif yükselmiş. MHP'nin oy payı ise yarım puanlık dalgalanmalarla gerileme eğilimi gösteriyor; radikal bir çöküş yok, ama istikrarlı bir erime var. Şükrü Küçükşahin, programa damga vuran soruyu soruyor: "Bu iki partili yarış devam eder mi?" Cevap net: Toplam oy payı yüzde 71'e ulaşmış; AKP ve CHP, seçmenin yüzde 71'ini domine ediyor. Bu, klasik koalisyon dönemlerinin sonu mu? Seçmen, değişim iradesini koruyor; hükümetin geçmiş performansını sandıkta değerlendirecek. Küçükşahin, "Hükümet hiçbir zaman vaatlerini tutma hedeflerine ulaşamadı" diye vurguluyor. Örnek mi? 2023'te kişi başına düşen gelirin 25 bin dolara çıkacağı sözü verilmişti; ama iyimser tahminlerle bile 17 bin dolarda kalmışız. Bu açık, sadece bir rakam değil; milyonlarca ailenin cebindeki delik. Ulusal gelir hesaplamalarında göçmenlerin üretim katkısı dahil ediliyor, ama dağılımda yok sayılıyor; zenginler daha zengin, yoksullar daha yoksul kalıyor.

Ekonomik vaatlerin çöküşü, anketin kalbine saplanan bir hançer gibi. Hükümet, toplam 3,5 trilyon dolar harcamış; ama bunun sadece yüzde 10'u, yani 350 milyar doları yatırımlara gitmiş – yollar, barajlar, altyapı gibi. Geri kalan 3,15 trilyon dolar nerede? Küçükşahin, bunu sorguluyor: "Bu paralar nereye gitti?" Cevap, gelir adaletsizliğinde yatıyor; bu yönetimde yoksulların ulusal pastadan aldığı pay küçülmüş, zenginlerinki büyümüş. Yaşam maliyeti fırlamış, enflasyon yıl sonu için yüzde 20 olarak öngörülmüşken yüzde 30'un üstüne çıkmış. Hükümet, "İyi kararlar aldık, enflasyon düşüyor" diyor; ama seçmen bunu yutmuyor. Anket, bu farkındalığı doğruluyor; hükümet de biliyor ki, CHP yerel seçimlerden beri birincil hedef. Tüm devlet kurumları, hükümetin taleplerini yerine getiriyor; medya, yargı, ekonomi... Bu baskı, CHP'yi daha da güçlendiriyor. Ruşen Çakır, "Boyun eğiş yarışı" tabirini kullanıyor; aradaki fark ara sıra kapanıyor, ama CHP önde. Bu dinamik, 2025'in son aylarında hızlanıyor; ekonomik kriz derinleştikçe, seçmen değişim rüzgarına kapılıyor.

İki partili sistemin yükselişi, Türkiye siyasetinin yeni paradigması olabilir. Anket, AKP ve CHP'nin toplam oyunu yüzde 71'e çıkarmasını, diğer partilerin erimesi olarak yorumluyor. MHP'nin hafif düşüşü, ittifakın çatırdadığını işaret ediyor. Toplumun yüzde 60'ı sürece destek verse de, güvensizlik hâkim; bu, erken seçim sinyalleri mi? Küçükşahin, "Seçmen, hükümetin performansını tartacak; bloklaşma ihtimali var, ama değişim isteği baskın" diyor. Hükümetin vaat karnesi zayıf: Enflasyon hedefi tutmadı, gelir artışı yalan oldu, yatırımlar yetersiz kaldı. Göçmen etkisiyle şişirilen üretim rakamları, gerçek refahı gizliyor. Yoksulluk payı küçülüyor; enflasyonun yüzde 30'u aşması, günlük hayatı zehirliyor. CHP'nin belediye operasyonlarına karşı duruşu, stratejik bir hamle; yüzde 60'lık onay, tabanı ateşliyor. Bu anket, Erdoğan'ı neden şoke ediyor? Çünkü liderlik CHP'ye geçmiş; fark açılıyor, iki partili yapı şekilleniyor. Aralık 2025'te, bu veriler siyasi depremi tetikleyebilir; muhalefet rüzgarı, iktidarı köşeye sıkıştırıyor.

Anketin toplumsal yansımaları, sadece sayılarla sınırlı değil. Seçmenin değişim iradesi, ekonomik başarısızlıkların gölgesinde büyüyor. Hükümet, 3,5 trilyon doları nereye harcadı? Yüzde 90'ı boşa mı gitti? Bu soru, milyonlarca seçmenin zihninde yankılanıyor. Enflasyonun yüzde 20'den yüzde 30'a zıplaması, "iyi kararlar" palavrasını çürütüyor. CHP, bu kaosta lider konumunu pekiştiriyor; Özgür Özel'in temkinli adımları, şehit aileleri vurgusuyla alkış topluyor. MHP'nin erimesi, ittifakı sarsıyor; iki partili sistem, kapıda. Ruşen Çakır'ın "kararsızlar" analizi, tabloyu netleştiriyor: Dağılım sonrası CHP yüzde 37, AKP yüzde 34,8. Bu fark, şok edici; çünkü 31 Mart'tan beri CHP zirvede. Belediye operasyonlarının yüzde 60'ı siyasi görülen oranı, hükümeti zorluyor. Küçükşahin'in sorusu kritik: "Bu iklim kalıcı mı?" Cevap, seçmenin elinde; vaatler tutulmadı, ekonomi çöktü, değişim kaçınılmaz. 2025'in bu döneminde, anket dalgası büyüyor; erken seçim fısıltıları artıyor.

Sonuç olarak, Panorama Araştırma'nın bu çalışması, Türkiye'nin siyasi nabzını tutuyor ve CHP'nin zafer marşını çalıyor. AKP-CHP boyun eğişi, iki partili sisteme evriliyor; yüzde 71'lik toplam pay, diğerlerini gölgede bırakıyor. Ekonomik vaatlerin iflası –25 bin dolarlık gelir hayali yerine 17 bin, 3,5 trilyon doların yüzde 90'ı kayıp, enflasyonun yüzde 30'u– seçmeni ayağa kaldırıyor. Belediye operasyonlarının siyasi damgası, CHP'yi mağdur kahraman yapıyor; yüzde 60'lık halk desteği, değişim rüzgarını hızlandırıyor. Erdoğan'ı şoke eden bu sonuçlar, aradaki farkı açıyor; CHP yüzde 37 ile önde, AKP geride kalıyor. MHP'nin hafif düşüşü, ittifakı çatlatıyor. Aralık 2025'te, bu anket bir dönüm noktası; toplumun güvensizliği, erken seçimi masaya yatırıyor. Seçmen, performans sorgulaması yapacak; yoksulluğun artışı, zenginleşen azınlık karşısında öfkeyi körüklüyor. Bu tablo, sadece bir araştırma değil; siyasi depremin habercisi. Gelecek haftalarda, bu dalga nasıl yayılacak? İzlemeye devam edin, çünkü değişim kapıda ve rüzgar CHP'den esiyor.