Gazeteci Serdar Akinan, 21 Ekim 2025 tarihli son videosunda Türkiye’nin içinden geçtiği karmaşık tabloyu “bir fırtına” olarak tanımlayarak çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Programında hem siyasi operasyonlardan hem de savunma sanayi ve karapara ilişkilerinden bahseden Akinan, “Erdoğan tüm düğmelere aynı anda bastı,” diyerek gündemi sarsan bir analiz yaptı.
Yayın boyunca arka arkaya gelen operasyonları sıralayan Akinan, Papara, Paribu, büyük holdingler ve belediye dosyaları üzerinden ülkenin bir türbülans dönemine girdiğini söyledi:
“Artık kimse ne olup bittiğini anlayamıyor. Erdoğan etrafını temizliyorsa helal olsun ama sistemi kuran da kendisiydi. Bir iç temizlik operasyonu gerçekten başlarsa, IŞİD dahil herkese uzanacaktır.”
Akinan programda özellikle Beşiktaş Belediyesi iddianamesine dikkat çekti. 579 sayfalık dosyada 200 sanığın bulunduğunu, örgüt lideri olarak geçen Aziz İhsan Aktaş’ın 704 yılla yargılandığını belirtti. Ancak dosyadaki dengesizlikleri vurguladı:
“704 yılla yargılanan isim dışarıda, 4 yıl ceza istemiyle yargılananlar içeride. Dosyada 99 AK Partili, 27 MHP’li belediyeyle yapılan işler var ama tek bir AK Partili sanık yok. Bu tablo ciddiyetini yitirmiş bir yargı sürecini gösteriyor.”
Gazeteci, ardından en çarpıcı başlığa, Türkiye’nin savunma sanayiinde adı geçen ARCA şirketi ve başkanı İsmail Terlemez konusuna geçti. ARCA’nın NATO’nun tedarik ajansında görevli Terlemez tarafından kurulduğunu ve şirketin kısa sürede milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını belirten Akinan, “bu hızlı yükselişin ardında diplomatik pazarlıklar var” diyerek iddialarını detaylandırdı.
Akinan’ın aktardığına göre, İsmail Terlemez’in Brüksel’de FBI tarafından yakalanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Trump’la Lahey’de yaptığı görüşmede bu dosyanın konuşulduğu ileri sürüldü:
“Erdoğan Trump’a ‘Bu adam bizim işimize yarıyor, Ukrayna’ya mühimmat sağlıyor’ dedi. 9 Temmuz’da ABD Adalet Bakanlığı dosyayı kapattı, Terlemez serbest bırakıldı.”
Programda ARCA’nın 155 mm mühimmat ticaretiyle ilgili de önemli iddialar yer aldı. Hindistan’dan 2.000 dolara alınan mühimmatların 2.800 avroya Çekya’ya satıldığını, ardından Ukrayna’ya aktarıldığını öne süren Akinan, ticaret zincirinin milyar dolarlık bir kara para ağına dönüştüğünü belirtti.
“Çorum’da böyle bir üretim kapasitesi yok. Ama kâğıt üstünde ‘biz üretiyoruz’ deniliyor. Gerçekte ise mühimmat başka ülkelere gidiyor olabilir,” dedi.
Gazeteci, programın son bölümünde ise bambaşka bir senaryoya odaklandı: Razi Gübre Fabrikası dosyası. Türkiye’nin 2008’de İran’da satın aldığı fabrikada yüz binlerce ton gübrenin “kayıp” olduğunu söyleyen Akinan, bombayı patlattı:
“Denetim raporları ortada. Ürünler kağıt üzerinde var ama nereye gittiği belli değil. Gübre amonyum nitrattır; yani güçlü bir patlayıcıdır. O zaman şu soruyu sormalıyız: Bu gübre Türk çiftçisine gitmediyse, nereye gitti?”
Akinan son olarak ABD’nin Suriye’de YPG’li pilotlara uçuş eğitimi verdiğini ortaya koyan görüntülere değinerek “Amerikan Hava Kuvvetleri Suriye’de sahaya indi” ifadelerini kullandı ve Türkiye’nin jeopolitik türbülans içinde olduğunu belirtti.
“Bir meteoroloji raporu olsa ‘bir cisim yaklaşıyor’ derdim,” sözleriyle programını kapatan Akinan, yaklaşan süreci “mükemmel fırtına” olarak niteledi.
Türkiye’deki güç merkezleri arasındaki çatışmanın yakında daha görünür hale geleceğini savunan gazeteci, “Önümüzdeki haftalar büyük sarsıntılara gebe” diyerek videoyu noktalandırdı.




