Sağlık sistemi her ülkede hayati öneme sahip ve Türkiye'de de şehir hastaneleri gibi büyük projeler, yıllardır tartışma konusu. Bu yatırımlar, modern tesisler vaat ederken, arkasında yatan mali yükler sıkça sorgulanıyor. İnsanlar, vergilerinin nereye gittiğini merak ediyor ve bu tür haberler, ekonomiyle sağlık arasındaki dengeyi bir kez daha gündeme getiriyor. Belki de bu, geleceğin bütçe planlarını etkileyecek bir uyarı niteliğinde ve okudukça kendi cebinizden çıkan paraları düşünmeden edemeyeceksiniz. Bu gelişme, sadece rakamlarla sınırlı kalmayıp, sistemin işleyişini de masaya yatırıyor.
Şimdi asıl meseleye gelelim: CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, şehir hastaneleri için 2026 yılında tam 136 milyar 148 milyon 659 bin lira ödeneceğini açıkladı. Bu açıklama, yazılı bir duyuruyla kamuoyuna sunuldu ve 6428 Sayılı Kanun kapsamında yürütülen bu projelerin detaylarını ortaya koydu. Bulut, başlangıçta "milletin cebinden 5 kuruş çıkmayacak" denilen şehir hastanelerinin, bugün halkın iliğini kemiğini sömüren bir kara deliğe dönüştüğünü vurguladı. Kamu-özel iş birliği modeliyle ilerleyen bu hastaneler, onun ifadeleriyle, halkın kaynaklarının özel şirketlere aktarıldığı devasa bir rant düzenine evrilmiş durumda.
Bulut'un paylaştığı rakamlar oldukça çarpıcı. Özellikle 2026 yılı için belirlenen ödemeler, iki ana başlık altında toplanıyor: "Hastanelerin Hizmet Alımı Suretiyle Sunduğu Hizmetler" için 57 milyar 470 milyon 103 bin lira ayrılacak. Buna ek olarak, "Şehir Hastaneleri Yatırımlarının Kullanım Bedeli" için ise 78 milyar 678 milyon 556 bin lira ödenecek. Bu iki kalemin toplamı, bahsettiğimiz 136 milyar 148 milyon 659 bin lirayı oluşturuyor. Bu tutar, ülkenin sağlık bütçesinin önemli bir kısmını doğrudan özel sermayeye yönlendirmek anlamına geliyor ve sadece bir yıllık bir yükü temsil ediyor.
Projenin uzun vadeli yapısına bakınca, durum daha da vahimleşiyor. Şehir hastaneleri sözleşmeleri, tam 25 yıl boyunca devam edecek ve bu süre zarfında vatandaşın vergileriyle toplanan paralar, yandaş şirketlerin kasalarına akmaya devam edecek. Bulut, her yıl katlanarak artan bu ödemelerin, bütçe açıklarını büyüttüğünü ve kamu hizmetlerine ayrılması gereken kaynakları tükettiğini belirtiyor. Yani, eğitimden altyapıya kadar pek çok alanda kullanılabilecek fonlar, bu model nedeniyle başka ellere geçiyor.
Ekonomik yükün detayları da dikkat çekici. Artan faiz giderleri, döviz garantili sözleşmeler ve şeffaf olmayan ihaleler, ülke ekonomisine ağır bir kambur yüklüyor. Bulut'a göre, bu sistemle devlet ve halkın sırtına dev bir borç bindirilmiş durumda. Sağlık hizmetleri, kamu yararına olması gerekirken, birer ticari işletmeye dönüşmüş; hastalar ise müşteriye indirgenmiş. Şirketlerin karı, vatandaşın sağlığından daha öncelikli hale gelmiş ve bu kirli düzen sürdükçe, her bütçe açığı, ödenen her faiz ve yapılan her kesinti, doğrudan halkın cebinden çıkmaya devam edecek.
Bu açıklamalar, ANKA haber ajansından derlenmiş ve fotoğraflarda AA kaynaklı görseller kullanılmış. Bulut'un sözleri, sadece bir eleştiri olmanın ötesinde, sistemin temel sorunlarını işaret ediyor. Şehir hastaneleri, modern sağlık vaatleriyle başlamış olsa da, mali yapıları nedeniyle eleştirilerin odağında. İnsanlar, bu projelerin gerçekten halka mı yoksa belirli şirketlere mi fayda sağladığını sorguluyor.
Tartışmanın bir diğer boyutu, şeffaflık eksikliği. İhalelerin nasıl yapıldığı, sözleşmelerin detayları ve döviz bazlı garantiler, ekonomiyi zorlayan unsurlar olarak öne çıkıyor. Bulut'un vurgusu, bu ödemelerin katlanarak artması ve bunun bütçeye yansıması üzerine. 2026 gibi yakın bir tarihte böylesine büyük bir rakamın ayrılması, önümüzdeki yılların mali planlarını da etkileyecek gibi görünüyor.
Sonuçta, bu gelişme sağlık politikalarının yeniden değerlendirilmesini gerektirebilir. CHP'nin bu konudaki tutumu net: Halkın kaynakları, özel rantlara değil, kamu yararına kullanılmalı. Bulut'un açıklaması, belki de bir dönüm noktası olacak ve daha fazla tartışmayı tetikleyecek. Herkesin gözü şimdi hükümetin yanıtında olacak, çünkü bu rakamlar, sadece bir haber değil, geleceğin ekonomik gerçekliğini yansıtıyor.




