Son günlerde Türkiye'nin gündemini meşgul eden sahte diploma olayı, yeni bir boyut kazandı. Birçok kişi bu skandalın nasıl bu kadar büyüdüğünü merak ediyor, ancak asıl şok edici kısım, sorumlu kişilerin yurt dışına kaçmasıyla ilgili. Bu kaçış, sadece bir tesadüf mü yoksa planlı bir operasyon mu? Hikaye, adım adım açığa çıkıyor ve her yeni bilgi, olayın derinliğini artırıyor.
Her şey, İstanbul'da faaliyet gösteren bir eğitim kurumunda başladı. Burada, sahte diploma üretimiyle ilgili iddialar ortaya çıktı. Polis ekipleri, bu kurumun yöneticilerini ve çalışanlarını hedef aldı. Ancak, operasyon sırasında beklenmedik bir durum yaşandı: Bazı şüpheliler, tam zamanında yurt dışına kaçmayı başardı. Bu kişiler, sahte belgelerle binlerce kişiye diploma satan bir çetenin parçasıydı. Kaçışları, yetkililerin elini kolunu bağladı ve soruşturmayı karmaşık hale getirdi.
Kaçan şüphelilerden biri, çetenin lideri olarak bilinen bir isimdi. Bu kişi, yıllardır bu işin içinde olduğu söyleniyordu. Polis, evinde yaptığı aramada, sahte diploma basımında kullanılan ekipmanlar buldu. Mürekkepler, kağıtlar, hologramlar – hepsi oradaydı. Ama adam çoktan gitmişti. Uçak bileti kayıtları, onun son anda bir Avrupa ülkesine kaçtığını gösteriyordu. Arkadaşları, onun panik içinde bavulunu topladığını anlatıyordu. Bu kaçış, çetenin ne kadar organize olduğunu ortaya koyuyordu.
Diğer kaçaklar da benzer şekilde hareket etmişti. Bir kadın yönetici, sınır kapısından geçerken yakalanmamak için sahte kimlik kullanmıştı. Bu kimlik, ironik bir şekilde, kendi ürettikleri sahte belgelerden biriydi. Polis, onun peşine düştüğünde, çoktan bir Akdeniz ülkesine yerleşmişti. Orada, lüks bir hayat sürdüğü söylentileri dolaşıyordu. Bu detaylar, skandalın sadece diploma üretimiyle sınırlı olmadığını, uluslararası bağlantıları da içerdiğini gösteriyordu.
Soruşturma derinleştikçe, daha fazla isim ortaya çıktı. Çetenin, üniversitelerle bağlantılı kişilerle çalıştığı anlaşıldı. Bazı akademisyenler, bu sahte diplomaları onaylamış gibi görünüyordu. Bir tanesi, kendi üniversitesinin mührünü çeteye vermişti. Bu mühür, binlerce sahte belgeyi 'gerçek' kılmak için kullanılmıştı. Kaçanlar arasında bu akademisyen de vardı. O, bir Asya ülkesine sığınmıştı. Orada, yeni bir kimlikle hayatına devam ettiği tahmin ediliyordu.
Kaçışların nasıl mümkün olduğu, büyük bir soru işareti. Sınır kontrolleri neden başarısız oldu? Bazı iddialara göre, çete üyeleri rüşvet vererek yollarını açmıştı. Bir gümrük memuru, şüpheli hareketler fark etmiş ama üstleri tarafından durdurulmuştu. Bu, skandalın devlet içindeki uzantılarını akla getiriyordu. Polis, bu bağlantıları araştırmaya başladı ama kaçanlar çoktan izlerini kaybettirmişti.
Mağdurlar ise öfkeli. Sahte diploma alan binlerce kişi, şimdi işlerini kaybediyor. Bir inşaat mühendisi, diplomasının sahte çıktığını öğrenince mahkemeye başvurdu. "Yıllarca çalıştım, ama her şey yalanmış," diyordu. Benzer hikayeler çoğalıyor. Öğretmenler, doktorlar, avukatlar – hepsi etkilenmiş. Bu diplomalar, sadece kağıt parçası değil, hayatları değiştirmişti.
Yetkililer, kaçakları yakalamak için Interpol'le işbirliği yapıyor. Kırmızı bültenler çıkarıldı. Ama bu süreç uzun sürebilir. Kaçanlar, paralarını offshore hesaplara aktarmış. Bu hesaplar, lüks evler ve arabalar için kullanılmış. Bir tanesi, kaçışından önce milyonlarca lira toplamış. Bu para, sahte diploma satışlarından geliyordu.
Olayın kökeni, yıllar öncesine dayanıyor. Çete, pandemi döneminde büyümüş. Online eğitimle birlikte, diploma talebi artmış. İnsanlar, kolay yoldan belge almak istemiş. Çete, bu fırsatı değerlendirmiş. Web siteleri üzerinden reklam vermişler. "Hızlı diploma, garantili onay," diye sloganlar kullanmışlar. Müşteriler, para ödeyip belgelerini almış.
Polis baskınında ele geçirilenler arasında, müşteri listeleri vardı. Bu listelerde, tanınmış isimler de yer alıyordu. Bir siyasetçi, bir iş insanı – skandal büyüdükçe, daha fazla isim dökülecek gibi. Kaçanlar, bu listeleri yanlarında mı götürdü? Yoksa yok mu ettiler? Bu, soruşturmanın kilit noktası.
Kaçış rotaları da ilginç. Bazıları karayoluyla Balkanlar'a geçmiş. Diğerleri, deniz yoluyla Akdeniz'e. Bir tanesi, özel jet kiralamış. Bu jet, bir iş adamı tarafından sağlanmış. Bağlantılar, giderek karmaşıklaşıyor. Polis, bu jetin sahibini sorguluyor ama adam inkar ediyor.
Mağdurların hikayeleri yürek burkuyor. Bir genç kız, sahte diplomayla işe girmiş. Şimdi, kovulmuş ve ailesine açıklayamıyor. "Hayalim doktor olmaktı, ama her şey sahteymiş," diyor. Benzer şekilde, bir aile babası, mühendislik diplomasıyla çalışıyormuş. Şimdi, işsiz ve borçlu.
Yetkililer, eğitim sistemini gözden geçiriyor. Yeni önlemler alınacak. Diplomalar, dijital olarak doğrulanacak. Ama bu, kaçanları geri getirmeyecek. Onlar, yurt dışında rahat bir hayat sürüyor olabilir. Polis, ipuçlarını takip ediyor. Bir ihbar, birini İtalya'da gördüğünü söylüyor. Diğeri, İspanya'da.
Skandal, toplumda güvensizlik yaratıyor. İnsanlar, diplomalarına şüpheyle bakıyor. "Kim gerçek, kim sahte?" sorusu akıllarda. Bu olay, sadece bir kaçış hikayesi değil, sistemdeki çatlakları gösteriyor. Kaçanlar yakalanacak mı? Zaman gösterecek. Ama şimdilik, gizem devam ediyor ve her yeni gelişme, heyecanı artırıyor.