Yaşam

Sabah Karanlığı Çocukları ve Emekçileri Bunalıma Sürüklüyor

Türkiye'de kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle kış mornings çocuklar kör karanlıkta okula gidiyor, sağlık sorunları artıyor, antidepresan kullanımı ikiye katlandı. Meclis'teki utanç verici skandalıyla karanlıkta kalan ülke gerçekleri şok ediyor – detaylar için tıklayın!

Türkiye, kış aylarının gelmesiyle birlikte adeta karanlığa gömülüyor. Her sabah erken saatlerde sokaklar zifiri karanlık olurken, bu durum özellikle çocukları ve emekçileri derinden etkiliyor. 2016 yılından beri uygulanan kalıcı yaz saati sistemi, ülkede büyük tartışmalara yol açıyor. Bu uygulama, sabah saatlerinde gün ışığının geç doğması nedeniyle milyonlarca insanın hayatını zorlaştırıyor.

Çocuklar, uykulu gözlerle ve buz gibi soğukta okul yollarına düşüyor. Sabahın kör karanlığında okula gitmek, onları hem fiziksel hem de psikolojik olarak yoruyor. Bu durum, siyasî yönetim tarafından çocukların okuldan soğutulmasına neden oluyor gibi görünüyor. İşçiler, memurlar, kadınlar ve tüm emekçiler de aynı karanlıkta işe gitmek zorunda kalıyor. Psikolojileri bozulan insanlar, günlük hayatlarında motivasyon kaybı yaşıyor. Dünyada benzeri olmayan bu uygulama, halkın sağlığını doğrudan tehdit ediyor.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, CHP Konya Milletvekili Barış Bektaş'ın soru önergesine verdiği yanıtta, kalıcı yaz saati uygulamasının karanlıkta kalınan süreyi eski sisteme göre 64 saat azalttığını iddia ediyor. Bakan, okul çıkışlarında karanlığın azaldığını savunurken, sabah saatlerindeki yoğun karanlığı gizliyor. Ancak gerçekte, çocuklar ve emekçiler sabahın erken saatlerinde kör karanlıkta yollara düşüyor. Bu durum, iktidarın halkın acılarına duyarsızlığını gösteriyor.

Hekimler, kalıcı yaz saati uygulamasının ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını belirtiyor. Kalp ve damar hastalıkları, tansiyon sorunları, uyku bozuklukları gibi rahatsızlıklar artıyor. Sağlığın alarm verdiğini söyleyen uzmanlar, antidepresan ilaç kullanımının ikiye katlandığını vurguluyor. Bu uygulama, melatonin dengesini bozarak uykusuzluk sorunlarını tetikliyor. İktidar ise halkın bu sorunlarına kulak tıkıyor, sırça köşkte yaşamaya devam ediyor. Elektrik tasarrufu iddiaları ise tamamen hikâye; dişe dokunur bir tasarruf sağlanmıyor.

CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Meclis kürsüsünde bu konuyu sert bir şekilde eleştirdi. _“Bir hekim olarak söylüyorum. Bu uygulamanın sağlık üzerindeki etkileri çok ağır. Bu yanlışın bedelini çocuklar, aileler, emekçiler ödüyor. Melatonin dengesi bozuluyor, uykusuzluk sorunları ortaya çıkıyor.”_ diyerek tepkisini dile getirdi. Kanko'nun konuşması sırasında AKP-MHP sıralarındaki ilgisizlik dikkat çekiciydi.

Bu uygulama 9 yıldır devam ediyor ve iktidar halkın uyarılarına rağmen _“Nuh diyor Peygamber demiyor”_. Yanlış politikalarla millete cefa çektiriliyor. Sabah karanlığı sadece günlük hayatı değil, uzun vadede toplum sağlığını da tehdit ediyor. Çocukların eğitim motivasyonu düşüyor, emekçiler iş verimliliğini kaybediyor.

Ülke genelinde karanlık sadece saat uygulamasıyla sınırlı kalmıyor. Meclis gibi en güvenli olması gereken yerlerde bile utanç verici olaylar yaşanıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Meclis lokantasında stajyer kız öğrencilerin personel tarafından cinsel istismara uğraması skandalı üzerine _“Hepimiz Meclis adına büyük bir öfke ve utanç içindeyiz!”_ dedi. Yıllardır 10 kişilik bir grubun kızları paylaştığı ortaya çıktı.

Prof. Dr. Mühip Kanko, bu skandalı da eleştirerek soruşturmanın haftalardır sonuçlandırılmamasını gündeme getirdi. _“Çocukların istismar edildiği yer haline gelen bir meclisin itibarı yerle bir olur. Haftalardır soruşturmayı bir türlü sonuçlandıramayan Genel Sekreterlik, suçu ve suçluyu koruma şüphesi altındadır!”_ ifadelerini kullandı. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un şeffaf açıklama yapması ve cezaları vermesi bekleniyor.

Türkiye'nin karanlıktan çıkamayan hali, hem saat uygulaması hem de yönetimdeki duyarsızlıkla derinleşiyor. Halk, sabah karanlığında zorlanan çocuklar, sağlık sorunları yaşayan emekçiler ve kurumların itibar kaybıyla karşı karşıya. Bu yanlışlardan dönülmezse, bedelini gelecek nesiller ödeyecek.

Günün sonunda, bazı insanlar için değişim imkânsız görünüyor. _“Bazı insanlar eğri odun gibidir, onlardan düzgün tahta çıkmaz!”_ Bu söz, mevcut durumun özeti gibi. Karanlıkta kalan ülke, aydınlık günlere kavuşmak için acil adımlar atılmasını bekliyor. Sağlık, eğitim ve psikolojik refah tehdit altındayken, sessiz kalmak mümkün değil.