Gerçek Gündem Haberleri

Özgür Özel'den Tarihi İfşa: Siyasi Gündem Altüst Oluyor

Ana muhalefet liderinden sızan belgeler ve eski sözler, iktidar koridorlarında deprem etkisi yaratabilir. Trump'ın Erdoğan'a yönelik son açıklamaları ne anlama geliyor? Siyasi ilişkilerin perde arkası gün yüzüne çıkıyor, merakla beklenen detaylar için okumaya devam edin.

Siyasi arenada her kelime, her jest büyük yankı uyandırır ve Türkiye gibi dinamik bir ülkede bu yankılar daha da büyür. Son günlerde uluslararası ilişkilerdeki gerilimler, iç politikayı da sarsmaya başladı. Liderlerin geçmişteki ittifakları ve bugünkü hesaplaşmaları, kamuoyunun dikkatini üzerine çekiyor. Bu gelişmeler, sadece diplomatik bir satranç değil, aynı zamanda halkın geleceğini şekillendiren bir drama gibi işliyor. Peki, bu karmaşanın ortasında kim ne diyor ve asıl mesele ne?

Özgür Özel, CHP Genel Başkanı olarak, son açıklamalarında yıllardır tozlu raflarda bekleyen bir dosyayı gündeme taşıdı. Bu ifşa, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaki ilişkiyi mercek altına alıyor. Özel, Trump'ın son sözlerini alaycı bir dille yorumlayarak, Erdoğan taraftarlarının bu açıklamalardan memnuniyet duymasını eleştirdi. Trump'ın "Erdoğan'ı severim, o da beni sever" demesi ve Rahip Brunson olayına atıf yapması, Özel'e göre bir aşağılama. Brunson'ı Türkiye'nin iade etmemesi için "Bu hayatta kaldığı sürece vermem" diyen Erdoğan'ın, bir telefonla onu serbest bırakmasını hatırlattı. Özel, bu çelişkiyi sert bir dille vurgulayarak, "Trump Erdoğan'ı tiye alıyor, siz neden memnun oluyorsunuz?" diye sordu.

Bu eleştiri, sadece bireysel bir yorum değil, daha derin bir siyasi hesaplaşmanın parçası. Özel, Erdoğan'ın Trump'a yazdığı mektupları ve telefon görüşmelerini örnek vererek, ilişkilerin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koydu. Hatırlanacağı üzere, Trump bir keresinde Erdoğan'a "Aptallık etme, akıllı ol" diye bir mektup göndermiş ve bu, iki lider arasındaki gerilimi alevlendirmişti. Şimdi ise Trump, Erdoğan'ın Suriye politikalarını över gibi görünse de, Özel'e göre bu bir alay. "Suriye'yi aldın, Filistin'i sahil kentine çevir, casinolar kur, Filistinlileri diğer ülkelere ve Türkiye'ye gönder" gibi sözler, Erdoğan'ın desteklediği Filistin davasını hiçe sayan bir tavır olarak nitelendirildi. Özel, "Nerede Filistin davası? Trump'a haddini bildiremeyecek kadar aciz misiniz?" diyerek iktidarı köşeye sıkıştırdı.

Konuşmanın bir başka çarpıcı bölümü, 2002'deki ABD'den gelen üç Erdoğan mesajıydı. Özel, Beyaz Saray'dan sızan bu mesajları detaylandırarak, Erdoğan'ın başbakanlık yolunun ABD desteğiyle açıldığını iddia etti. Mesajlar şöyleydi: Erdoğan'a Ankara yolunu açın, AB ile müzakere tarihi verin ve Bush'un Cumhuriyetçi kimliğini vurgulayarak bu desteği duyurun. Bu hamlelerin ardından Erdoğan'ın 1 Mart Tezkeresi'ni vaat etmesi, Özel'e göre ABD'ye verilen bir bedel. 2005'te Milliyet gazetesine verdiği röportajda CHP'nin ABD karşıtlığını "talihsizlik" olarak niteleyen Erdoğan'ın tutumunu da eleştirdi. Özel, "Şimdi İmamoğlu'nu tutuklamadan önce Trump'a soruyor, 'Sorun yok' deyince yapıyor. Kız yakalandığında ne diyeceğini şaşırıyor. Amerikan mandası mı arıyor, Trump'ın himayesini mi?" diye sordu.

Özel'in ifşası, uluslararası ilişkilerin iç politikaya yansımasını da masaya yatırıyor. Trump'ın CHP'yi Avrupa ve dünyaya Türkiye hakkında şikayet etmekle suçlaması üzerine, Özel bu iddiayı tersine çevirdi. "Hak ihlalleri, insan hakları ihlalleri ve demokrasinin askıya alınması ulusal bir mesele değil, dünyanın sorunu" diyerek, demokrasinin evrensel bir kazanım olduğunu vurguladı. CHP'nin bir yıldır Kıbrıs, Azerbaycan, Filistin ve Eurofighter gibi konularda Türkiye'nin haklı tezlerini savunduğunu, bunun sabotaj olarak nitelendirilmesini yadırgadığını belirtti. "Ben Financial Times'a anlattım, Japonya'nın 8,5 milyon tirajlı trenlerde okunan gazetesine açıkladım. Her medya organına anlatacağım ve geri adım atmayacağım" diye ekledi. Özel, "Bizi zincirlerinizle siyaset yapmaya zorlamazsınız, önyargılarınızı ve hegemonyanızı parçalayacağız" diyerek meydan okudu.

Bu açıklamalar, Erdoğan'ın Trump ile ilişkisinin evrimini de gözler önüne seriyor. 2002'deki destek mesajlarından bugünkü alaycı diyaloglara uzanan yol, Özel'e göre bir bağımlılık zinciri. Brunson olayında Erdoğan'ın "Fethullah Gülen'i vermeden Brunson'ı vermem" demesine rağmen, bir telefonla teslim olmasını "tehditkar bir arama" olarak niteledi. Trump'ın "Erdoğan'la harika anılarımız var" demesi, Özel'e göre bir şaka. "Erdoğan destekçileri bundan memnun, utanıyorum" diyerek, partililere seslendi. Filistin meselesinde Trump'ın önerdiği "sahil kenti ve casino" fikrini, Erdoğan'ın sessiz kalmasını eleştirdi. "Palestinlileri Türkiye'ye göndermek mi istiyorsunuz? Bu mu sizin davanız?"

Özel'in konuşması, CHP'nin dış politika duruşunu da netleştiriyor. Parti olarak Avrupa'da ve dünyada Türkiye'nin çıkarlarını savunduklarını, bunun eleştiri alsa da devam ettireceklerini vurguladı. "Demokrasiye darbe, küresel demokrasiye darbe" diyerek, İmamoğlu'nun tutuklanmasını örnek verdi. Bu süreçte, CHP'nin yurt dışındaki "kız kardeş partiler"le, örneğin İngiliz İşçi Partisi'yle dayanışmasını savundu. Trump'ın "İngiliz İşçi Partisi neden Türkiye'yi yalnız bırakmıyor?" sorusuna, "Biz birbirimizi korumakla yükümlüyüz" yanıtını verdi. Özel, "Siz sandığı yok sayıyorsunuz, ben her yerde anlatacağım" diye ekledi.

İfşanın zamanlaması da dikkat çekici. Aralık 2025'in bu erken günlerinde, Trump'ın yeniden seçilmesinin yankıları hâlâ tazeyken, Özel'in bu dosyayı açması stratejik bir hamle. 2002 mesajlarının detayları, Erdoğan'ın yükselişindeki ABD rolünü yeniden tartışmaya açtı. Bush'un Cumhuriyetçi kimliğini öne çıkaran mesajlar, o dönemki ittifakı simgeliyor. Özel, "1 Mart Tezkeresi'nin bedeli bu" diyerek, Amerikan askerlerinin tezkeresini ima etti. 2005 röportajındaki CHP eleştirisi, Erdoğan'ın o dönemki pro-ABD tutumunu yansıtıyor.

Bu gelişmeler, Türkiye'nin ABD ile ilişkilerinde yeni bir dönemi işaret ediyor. Özel, iktidara "Daha fazla suç işlemeyin, demokratik zemine dönün" çağrısı yaptı. "Bir yılda liderlik koltuğundan indirdik, daha iyi tanıyacaksınız" diyerek, 2023 seçim zaferini hatırlattı. Konuşmanın sonu, bir meydan okuma ile bitti: "Özgür Özel'i ve CHP'yi tanımıyorsunuz, geri adım atmayız."

Özel'in ifşası, sosyal medyada ve siyasi kulislerde fırtına gibi esti. Görüş sayısı hızla artarken, yorumlar ikiye bölündü. Bazıları bunu "tarihi bir hesaplaşma" olarak görürken, diğerleri "muhalefetin yeni taktiği" diye nitelendirdi. Filistin davası ve Brunson olayı gibi hassas konular, kamuoyunu yeniden harekete geçirdi. Trump'ın Erdoğan'a yönelik sözleri, "sevgi" kisvesi altında bir eleştiri mi, yoksa gerçek bir yakınlık mı? Özel'in cevabı net: Bir alay ve bağımlılık.

Bu ifşa, sadece geçmişe değil, geleceğe de ışık tutuyor. CHP'nin uluslararası arenadaki rolü güçlenirken, iktidarın sessizliği dikkat çekici. Özel'in "Zincirleri kıracağız" sözü, muhalefetin kararlılığını simgeliyor. Aralık ayının bu sıcak günlerinde, siyasi gündem daha da kızışacak gibi. Bu dosya, tozlu raflardan inip Saray'ı sarsmaya devam edecek mi? Gelişmeleri izlemek, her vatandaşın görevi. Siyasetin bu yeni sayfası, Türkiye'yi nereye götürecek?