AKP'nin Oy Oranlarında Dramatik Düşüş: Son Anketler Alarm Veriyor
AKP'nin Oy Oranlarında Dramatik Düşüş: Son Anketler Alarm Veriyor
İçeriği Görüntüle

Siyasi gündem, son dönemde muhalefet partileri arasındaki diyaloglar ve gelecek seçimlere yönelik stratejilerle şekillenmeye devam ediyor. Özellikle geçtiğimiz seçim süreçlerinden kalan dersler, liderlerin açıklamalarında belirgin bir şekilde yansıyor. Bu bağlamda, önde gelen isimlerin televizyon programlarında dile getirdiği görüşler, geniş yankı uyandırıyor ve partiler arası ilişkileri yeniden tanımlama potansiyeli taşıyor.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bir televizyon kanalında yaptığı röportajda, geçmiş işbirliklerini ve olası yeni oluşumları değerlendirirken dikkat çekici ifadeler kullandı. Babacan, CHP ile bile oturup çalıştıklarını belirterek, kategorik bir yaklaşım içinde olmadıklarını vurguladı. Ancak, mevcut AK Parti yönetiminde bir değişim iradesi görmediğini ekledi. Bu sözler, muhalefet cephesinde nasıl yorumlandı sorusunu akıllara getiriyor.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Babacan'ın bu açıklamalarına ilişkin değerlendirmesinde, muhafazakar seçmenlerin geçmişte CHP'ye yönelik travmalar yaşadığını ancak son anketler ve 31 Mart yerel seçim sonuçlarının bu algıyı büyük ölçüde değiştirdiğini belirtti. Özel, Babacan'ın "CHP'yle bile" ifadesini, eski algıların etkisiyle kullanılmış olabileceğini kabul ederken, Babacan'ın muhalefet tavrını övdü. Özel, "Ama çatır çatır da muhalefet yaptı yani. Onu da not etmem lazım" diyerek, Babacan'ın eleştirel ve itirazcı söylemini görmezden gelmemek gerektiğini ifade etti.

Babacan'ın röportajında haber değeri taşıyan cümlelere değinen Özel, Akit TV'deki programda Babacan'ın ciddi bir muhalefet söylemi geliştirdiğini ve AK Parti'nin bugünkü yapısına itirazlarını dile getirdiğini vurguladı. Özel, "Haber değeri de var gerçekten yani bu cümlelerin ama Akit TV'de Sayın Babacan'ın çok ciddi bir muhalefet söylemi de oldu. Eleştirel ve itiraz söylemi var. Onu da görmezden gelmeyelim. ‘Bugünkü AK Parti ile kategorik olarak ben AK Partiyle birlikte olmam diyemem, CHP'yle de birlikte oldum, AK Parti benim eski partim’ diyor" şeklinde konuştu. Bu değerlendirme, muhalefet içindeki dengelerin korunması açısından önem arz ediyor.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da bir televizyon programında, devletin zor durumda olması halinde görev alabileceğini belirterek, hukuk, ekonomi ve siyaset alanlarında reform ihtiyacına dikkat çekti. Davutoğlu, "Devleti tanıyorum, biliyorum. Bırakmış olduğum 2016 ile herkes şu zamanı kıyaslasın. Görev tanımına bakarım. Hukuk, ekonomi, siyaset bütün bunları reform etmek lazım. Bana denirse ki, 'Devlet darda, ülke ekonomisi iflas noktasında, gelin şu devleti restore edelim.' Hiç tereddüt etmem" dedi. Bu açıklama, siyasi kulislerde çeşitli yorumlara yol açtı.

Özel, Davutoğlu'nun sözlerini benzer bir perspektiften yorumlayarak, liderlerin geçmişlerini inkar etmeden mevcut duruma itiraz ettiklerini belirtti. Özel, "Onu da benzer şekilde okuyorum. Burada sayın liderlerin bu tespitleri yaparken kendi geçmişlerini inkâr edecek halleri yok. Sonuçta geçmişte de böyle şeyler konuşuldu. Zaman zaman yalanlandı, zaman zaman doğrulandı ama sonuçta bu liderler kendi geçmişlerini inkâr etmiyorlar. Ama AK Parti'nin bugün geldiği noktaya da bir hat çekiyorlar ve orada da itirazlarını dile getiriyorlar" ifadelerini kullandı. Bu yaklaşım, muhalefetin ortak zemin arayışını öne çıkarıyor.

Özel'in genel değerlendirmesinde, CHP'nin muhalefet içindeki konumunu netleştirdiği görülüyor. Özel, "Ben muhalefetin abisiyim, patronuyum değil, ben muhalefetin demokrasi tarafında olan güçlü bileşenlerinden bir tanesiyim" diyerek, hiyerarşik bir yapı yerine eşitlikçi bir işbirliğini savundu. Bu tutum, partiler arası ilişkilerde yeni bir sayfa açma potansiyeli taşıyor.

Geçmiş seçim deneyimlerine atıfta bulunan Özel, Altılı Masa birlikteliğinin şeytanlaştırılmaması gerektiğini ancak kaybedilen seçimlerden ders çıkarılması gerektiğini vurguladı. Özel, "Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak zaten şunu çok açık olarak söyledik. Ben geçen seçimlerde ortaya konan Altılı Masa birlikteliğini işte şeytanlaştırma, hedefe koyma falan niyetinde değilim. Ama geçen seçim kaybedildi ve o seçimden öğrenmemiz gerekenler var. Doğruları tekrar etmek, yanlışları terk etmek lazım" dedi. Bu sözler, stratejik planlamanın önemini hatırlatıyor.

Seçim sonrası ittifak arayışlarının zamanlamasını ele alan Özel, partilerin birbirine bağlanmasının yanlış olduğunu belirterek, ittifakların seçimlere yakın dönemde, partilerin gücünü halka gösterdiği aşamada konuşulması gerektiğini ifade etti. Özel, "Seçimin ertesi günü bir ittifak arayışına girmek ve altı partiyi birbirinden, belinden zincirle birbirine bağlayıp hadi şimdi yarışın demek yanlıştı. Nasıl ki eski parlamenter sistemde seçimlerden sonra 40 gün koalisyonlar konuşuluyorduysa, bu sistemde de seçimlere 40 gün değilse de belki birkaç ay kala herkesin kendini o güne kadar halka arz ettiği, gücünün belli olduğu noktada ittifakların konuşulması lazımdı" şeklinde konuştu.

Özel, sahadaki gözlemlerini paylaşarak, Erdoğan ve Cumhur İttifakı'ndan rahatsız olan seçmen kitlesinin, bu yöne yaklaşanlardan uzaklaştığını belirtti. Özel, "Ama benim sahada gördüğüm bir şey var. Erdoğan'dan, partisinden, partisinin uygulamalarından, Cumhur İttifakı’ndan ciddi şekilde mustarip bir seçmen kitlesi, Erdoğan'a yaklaşandan uzaklaşıyor. Bu yüzden de partiler sonuçta en reel, en doğru değerlendirmeyi kendi seçmenlerinin yönlendirmesiyle yapacaklar" dedi. Bu tespit, seçmen davranışlarının ittifakları şekillendireceğini gösteriyor.

Gelecek seçimleri otokrasi ile demokrasi arasında bir tercih olarak gören Özel, CHP'nin demokrasi tarafındaki güçlü bir bileşen olduğunu vurguladı. Özel, "Ve ben önümüzdeki seçimin otokrasi tarafında olanlarla demokrasi tarafında olanlar arasında yapılacağını düşünüyorum. CHP'yi de “Ben muhalefetin abisiyim, patronuyum değil, ben muhalefetin demokrasi tarafında olan güçlü bileşenlerinden bir tanesiyim” diye konumladığımı söylüyorum" ifadelerini kullandı.

Son olarak Özel, demokratik işbirliğinin önemini belirterek, "Kimseye abilik, patronluk falan taslamadan bütün demokratlarla birlikte olmak istiyoruz. Kimseye mecbur değiliz, kimse de bize mecbur değil. Ama hepimiz bu milletin sesini duymaya mecburuz" dedi. Bu yaklaşım, muhalefet cephesinde birlik ve seçmen odaklı stratejilerin ön plana çıkacağını işaret ediyor.