Son dönemde ülkenin çeşitli noktalarında tespit edilen ve düşürülen insansız hava araçları (**İHA**), güvenlik ve savunma gündemini yoğunlaştırdı. Bu olaylar, hava sahasındaki tehditlere karşı alınan tedbirlerin etkinliğini sorgulatırken, siyasi isimlerden de peş peşe açıklamalar geliyor.
CHP İstanbul Milletvekili **Oğuz Kaan Salıcı**, yaşanan İHA olaylarıyla ilgili yazılı bir açıklama yaparak dikkat çeken uyarılarda bulundu. Salıcı, son 5 günde Ankara, Kocaeli ve İzmit gibi farklı bölgelerde İHA'ların düşmesinin, hava savunma sistemlerinde ciddi soru işaretleri doğurduğunu vurguladı.
Ülkenin BAYKAR tarafından geliştirilen Bayraktar TB2, TB3, Akıncı ve Kızılelma gibi platformlarla, ayrıca TUSAŞ'ın ANKA ve AKSUNGUR modelleriyle SİHA alanında dünya çapında bir marka haline geldiğini kabul eden Salıcı, bu başarıların gölgesinde savunma tarafının ihmal edilmemesi gerektiğini belirtti. "Savunma ve bertaraf kapasitesi de en az taarruz kadar önemlidir" diyerek, dengeli bir savunma stratejisinin zorunluluğunu ortaya koydu.
Salıcı'nın açıklamasında, İHA'ların ülke derinliklerine kadar sızabilmiş olması büyük endişe kaynağı olarak gösterildi. Bu durumun, alçak irtifa hava savunma katmanında sayısal yeterlilik, konuşlandırma ve entegrasyon gibi alanlarda sorunlar olabileceğini işaret ettiğini ifade etti. Hava savunma mimarisinin etkinliği konusunda ciddi soru işaretleri oluştuğunu dile getiren Salıcı, bu gelişmelerin savunma sistemlerinin sınırlarını, reaksiyon sürelerini ve karar alma eşiklerini test ettiği izlenimini verdiğini ekledi.
'Çelik Kubbe' konsepti kapsamında envantere giren İHTAR, ŞAHİN, GÖKBERK ve KORKUT gibi sistemlerin, mini ve mikro İHA tehditlerini erken safhada, düşük maliyetle ve otomatik olarak bertaraf etmek amacıyla geliştirildiğini hatırlatan Salıcı, bu sistemlerin tam anlamıyla etkin çalışması gerektiğini vurguladı. Yaşanan olayların bir tür "test" niteliği taşıyabileceği ihtimaline de değindi.
Bölgenin bir "ateş çemberi" içinde olduğunu hatırlatan Salıcı, bu tür ikazların ciddiye alınması gerektiğini net bir şekilde ifade etti. 783 bin 562 kilometrekarelik ülke topraklarının güvenliğinin her şeyden önemli olduğunu söyleyen vekil, hava sahası ihlallerinin potansiyel risklerini minimize etmek için acil adımlar atılması çağrısında bulundu.
Bu İHA olayları, sadece teknik bir mesele olmanın ötesinde, stratejik bir boyut taşıyor. Düşürülen araçların kökeni ve amacı henüz netleşmemiş olsa da, olaylar savunma sanayindeki taarruz başarılarının yanında savunma katmanlarının güçlendirilmesini zorunlu kılıyor. Salıcı'nın vurgusu, dengesiz bir yaklaşımın yaratabileceği zaafiyetlere dikkat çekiyor.
Hava savunma sistemlerinin alçak irtifa tehditlerine karşı yeterliliği, modern savaşlarda kritik öneme sahip. Mini İHA'ların düşük radar izi ve manevra kabiliyeti, geleneksel sistemleri zorlarken, elektronik karıştırma ve fiziksel imha yöntemlerinin entegrasyonu hayati hale geliyor.
Salıcı, açıklamasında CHP'nin bu konudaki hassasiyetini de yansıttı. Parti olarak ülke güvenliğinin parti üstü bir mesele olduğunu belirten vekil, uyarısının yapıcı bir katkı amaçladığını ima etti. Ancak olayların tekrarlanması halinde daha sert eleştirilerin gelebileceği sinyalini verdi.
Savunma uzmanları da benzer görüşlerde bulunurken, envanterdeki sistemlerin saha performansının artırılması gerektiği yönünde yorumlar yapılıyor. İHA tehditlerinin çeşitlenmesi, katmanlı bir savunma mimarisini kaçınılmaz kılıyor.
Bu gelişmeler, sınır ötesi operasyonlardaki SİHA başarılarının iç güvenlikteki yansımasını da tartışmaya açıyor. Taarruz gücünün yanı sıra bertaraf kapasitesinin geliştirilmesi, ulusal güvenlik stratejisinin ayrılmaz parçası olarak öne çıkıyor.
Salıcı'nın "bölgemiz ateş çemberidir" ifadesi, jeopolitik riskleri hatırlatıyor. Komşu ülkelerdeki istikrarsızlık ve küresel güç rekabeti, hava sahası tehditlerini artırıyor. Bu ortamda ikazların dikkate alınması, proaktif bir yaklaşımı gerektiriyor.
Sonuç olarak, Oğuz Kaan Salıcı'nın İHA olaylarına ilişkin uyarısı, savunma ve bertaraf kapasitesinin taarruz kadar önemli olduğunu bir kez daha gündeme taşıdı. Hava savunma sistemlerindeki olası zaafların giderilmesi çağrısı, ülke güvenliği açısından kritik bir tartışma başlattı. Gelişmeler, savunma politikalarının yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor ve yakından takip ediliyor.