Başakşehir ilçesi, son dönemde büyük ölçekli konut projeleriyle sıkça gündeme geliyor. Bu projelerin çevresel etkileri ise siyasi partiler arasında hararetli tartışmalara yol açıyor. Özellikle su havzaları üzerindeki inşaat faaliyetleri, yerel yönetimler ve muhalefet tarafından yakından izleniyor.
CHP Başakşehir İlçe Başkanı **Beyzade Kayabaşı**, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı **Murat Kurum**'a yönelik dikkat çeken bir açıklama yaptı. Kayabaşı, Sazlıdere Barajı çevresinde devam eden konut projelerini eleştirerek, "Burada oldubittiye getirerek bu konutları yapıyorsunuz" diyerek sert bir çıkışta bulundu.
Bu sözler, projenin planlama ve uygulama sürecindeki şeffaflık eksikliğini işaret ediyor. Kayabaşı'na göre, Sazlıdere gibi önemli bir su kaynağının yakınında gerçekleştirilen inşaatlar, aceleye getirilmiş kararlarla hayata geçiriliyor. Bu durumun uzun vadeli çevresel riskler taşıdığına vurgu yapıldı.
Sazlıdere Barajı, İstanbul'un içme suyu ihtiyacını karşılayan kritik havzalardan biri olarak biliniyor. Baraj çevresinde yürütülen konut projeleri, su kalitesi ve ekosistem üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği endişesini doğuruyor. CHP'li başkan, bu projelerin oldubittiyle ilerletildiğini savunarak, sürecin halktan ve yerel yönetimlerden gizlendiğini ima etti.
Kayabaşı'nın açıklamaları, Bakan Kurum'un daha önceki dönemde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı sürecindeki projelerle de bağlantılı olarak değerlendiriliyor. Konut üretiminin artırılması hedefi doğrultusunda başlatılan çalışmalar, muhalefet tarafından çevresel sürdürülebilirlik açısından sorgulanıyor.
Başakşehir'deki bu gelişmeler, kentsel dönüşüm ve yeni konut alanlarının açılması tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Sazlıdere çevresindeki inşaat faaliyetleri, barajın koruma alanları içinde yer aldığı iddialarını da beraberinde getiriyor. Bu tür projelerin su kaynaklarını tehdit ettiği yönündeki görüşler, bilimsel raporlarla destekleniyor.
CHP İlçe Başkanı, açıklamasında Bakan Kurum'a doğrudan hitap ederek, projelerin durdurulması veya yeniden değerlendirilmesi çağrısında bulundu. Oldubitti eleştirisi, izin süreçlerinden uygulama aşamasına kadar olan adımların yeterince denetlenmediğini öne sürüyor.
İstanbul'un su güvenliği, nüfus artışı ve iklim değişikliği etkileriyle daha da kritik hale gelmiş durumda. Sazlıdere Barajı'nın doluluk oranları ve su kalitesi, bu projelerin potansiyel etkileri nedeniyle yakından takip ediliyor. Kayabaşı, bu konutların baraj havzasına zarar vereceğini savunarak, alternatif alanların değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Siyasi kulislerde, bu eleştirilerin yerel seçim sonrası dönemde de devam eden bir gerilimin yansıması olduğu yorumları yapılıyor. Başakşehir'in hızla büyüyen bir ilçe olması, konut ihtiyacını artırırken, çevresel dengeyi koruma zorunluluğunu da gündeme getiriyor.
Kayabaşı'nın "oldubittiye getirerek" ifadesi, projenin acele kamulaştırma veya hızlı ruhsat süreçleriyle ilerletildiği şüphesini güçlendiriyor. Bu tür uygulamaların, planlama ilkelerine aykırı olduğu yönündeki görüşler, muhalefet cephesinde yaygın.
Bakanlık tarafından daha önce yapılan açıklamalarda, konut projelerinin çevresel etki değerlendirmelerinden geçtiği belirtilmişti. Ancak CHP'li başkan, bu süreçlerin yeterli olmadığını ve sahadaki gerçekliğin farklı olduğunu savunuyor.
Başakşehir sakinleri de projelerin trafik, altyapı ve su kaynakları üzerindeki etkilerinden endişe duyuyor. Sazlıdere çevresindeki inşaatlar, bölgenin yeşil alan kaybına yol açabileceği tartışmalarını beraberinde getiriyor.
Bu tartışma, İstanbul genelinde benzer su havzalarındaki projeler için emsal niteliği taşıyor. Trakya tarafındaki barajlar ve havzalar, kentsel genişleme baskısı altında kalmaya devam ediyor.
Kayabaşı'nın Bakan Kurum'a yönelik çıkışı, çevreci gruplar ve sivil toplum örgütleri tarafından da destekleniyor. Su kaynaklarının korunması talebi, siyasi partiler üstü bir konu olarak öne çıkıyor.
Sonuç olarak, Başakşehir'deki Sazlıdere konut projesi polemiği büyümeye devam ediyor. CHP İlçe Başkanı Beyzade Kayabaşı'nın "oldubittiye getirerek bu konutları yapıyorsunuz" sözleri, çevresel endişeleri ve şeffaflık taleplerini gündemin merkezine oturttu. Gelişmeler, İstanbul'un su ve konut politikaları açısından yakından izleniyor.
