Ankara'nın kalbindeki bir okulun koridorları, son günlerde ülke gündemini meşgul etti. Sosyal medya üzerinden yayılan videolar, eğitimdeki erozyonu bir kez daha gözler önüne serdi. Gençlerin enerjisi, ne yazık ki yapıcı kanallara yönelmek yerine, otoriteye meydan okumaya dönüştü. Bu olay, sadece bir okulun meselesi değil; yıllardır biriken sorunların patlama noktası. Ebeveynler, çocuklarının geleceğini güvenceye almak için çabalarken, sistemin çatlakları giderek derinleşiyor.
Asıl çarpıcı olan, Çankaya Kocatepe Mimar Kemal Anadolu Lisesi'nde kaydedilen görüntüler. Öğrenciler, ders sırasında öğretmenlerini alaya alıyor; telefon kameralarıyla sabotaj yapıyor, saygısızca davranıyor. Öğretmen, çaresizce sakinleştirmeye çalışıyor ama nafile. Haber ajansları doğruladı bu görüntüleri ve infial yarattı. Okul yönetimi, disiplin soruşturması başlattı; ama bu, sorunun yüzeysel bir tedavisi. Olay, izole değil; ülke genelinde benzer vakalar çoğalıyor. Ebeveynler, "Hangi okula göndereceğiz?" diye soruyor; kaliteli eğitim vaadi, yerini güvensizliğe bırakıyor.
Bu skandal, eğitimdeki sistemik çöküşün bir yansıması. Hasan Mert Kaya, bir ilkokulda yaşanan günlük vahşeti listeledi: Kız öğrencilerin göğüslerine dokunma, erkeklere kalçadan şaplak, kalem ve su şişesi kırma, cep harçlığı çalma, yetişkinlerin bile anlamayacağı küfürler, "aşkım" diye hitap, öğretmene tekme atma. Üst sınıflar, teneffüslerde para talep ediyor. Bu liste, saçları diken diken ediyor. Burcu Karakaş'ın haberleri, detaylarla dolu; ebeveynler okulları terk etme noktasında. Geçmişte, 2010'lu yıllarda PISA sonuçları, Türkiye'yi alt sıralara gömmüştü; şiddet vakaları ise artmıştı.
Daha da ürkütücü olan, Antalya'daki Ukrayna yetimleri skandalı. 510 öksüz çocuk, Rusya işgali sonrası otellere yerleştirildi. İhmal, şiddet, güvenlik zaafı; otel personeli, iki kızı hamile bıraktı. Ukrayna ve Türkiye soruşturmaları kapattı, ama adalet arayışı sürüyor. Bu, profiteerlerin (kâr peşinde koşanların) eseri; savaş mağdurları üzerinden zenginleşme. Eğitimdeki şiddet de benzer; bir "yok etme takımı" gibi, geleceği baltalıyor. AKP'nin eğitim reformları, 2002'den beri eleştiriliyor; öğretmen atamaları yetersiz, müfredat ideolojik. 2023 deprem sonrası okulların durumu, utanç vericiydi.
Son yıllarda, hekim istifaları gibi, öğretmenler de tükeniyor. Stadyum dolusu hekim, beyaz önlüğü bıraktı; eğitimciler de benzer yolda. Bahçeli'nin siyasi hamleleri, eğitim bütçesini etkiliyor; seçim endişeleri, reformları ertesi. Bu dalga, çocukları nasıl etkileyecek? Ebeveynler, özel okullara yöneliyor; ama bu, eşitsizliği artırıyor. Sistem düzelmezse, nesiller kaybedilecek.