Türkiye siyasetinin nabzını tuttuğunu iddia eden kamuoyu araştırma şirketlerinin raporları, her zaman büyük bir merak ve heyecan dalgası yaratır. Ancak bazı raporlar, içerdiği verilerden çok, raporu hazırlayanın geçmişteki tarihi yanılgıları nedeniyle gündeme oturur. İşte tam da bu noktada, iktidara yakınlığıyla bilinen ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) seçimlerinde fena çuvallayarak güvenilirliğini tartışmaya açan o anket şirketinin Ekim ayı raporu, siyaset sahnesine bomba gibi düştü. Bu rapor, sadece partilerin oy oranlarını değil, aynı zamanda kamuoyu araştırmacılığının etik ve güvenilirlik sınırlarını da sorgulatan devasa bir siyasi ilan niteliğinde. Öyle ki, bu sonuçlar, anket şirketinin geçmişteki büyük hatasına rağmen, Türkiye’nin geleceğine dair en kritik verileri sunma iddiasını sürdürmesiyle dikkat çekiyor.
Loading...
Bu heyecan verici raporun detaylarına inildiğinde, anket şirketinin geçmişteki büyük hatası akıllara geliyor. KKTC seçimleri öncesinde yaptığı tahminlerde büyük bir yanılgı yaşayan ve sonuçları neredeyse tam tersi çıkan bu şirket, siyasi öngörü yeteneğini ciddi şekilde sorgulatmıştı. Buna rağmen, 2200 denekle yapılan bu kapsamlı çalışmada, katılımcılara doğrudan "Bugün bir milletvekili seçimi yapılsa, hangi partiye oy verirdiniz?" sorusu yöneltildi. Elde edilen veriler, iki ana siyasi aktör arasındaki rekabetin ne denli kritik bir noktaya ulaştığını kanıtlar nitelikte. Anket sonuçlarına göre, AK Parti yüzde 33,7’lik bir destekle ilk sırada yer alırken, en yakın takipçisi CHP ise yüzde 31,8’de kaldı. Bu, iki büyük parti arasındaki farkın sadece 1,9 puan olduğunu gösteriyor ki, bu oran, şirketin geçmişteki yanılgısı göz önüne alındığında, sonuçların ne kadar tartışmalı olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Anketin sadece oy oranlarıyla sınırlı kalmadığı, aynı zamanda toplumun güvenlik ve istikrar arayışının da altını çizdiği görülüyor. Araştırmanın en dikkat çekici başlıklarından biri, Terörsüz Türkiye sürecine verilen destek oldu. Toplum genelinde bu süreci destekleyenlerin oranı yüzde 69,7 gibi ezici bir çoğunluğa ulaşırken, desteklemeyenlerin oranı yüzde 20,7 ve fikri olmayanların oranı ise yüzde 9,6 olarak belirlendi. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Aktaş, bu durumu değerlendirirken, özellikle CHP seçmeninin yarısından fazlasının bu sürece destek vermesinin, barış ve güvenlik arayışının parti sınırlarını aşan bir toplumsal uzlaşıya dönüştüğünü açıkça gösterdiğini ifade etti.
Başkan Aktaş’ın yorumları, anketin güvenilirliği konusundaki şüpheleri bir kenara bırakarak, siyasetin yeni kodlarını deşifre etme çabası olarak okunuyor. Aktaş, "Ekonomik zorluklara rağmen güvenlik ve barış eksenli politikalar toplumun büyük kısmında karşılık bulmaktadır" diyerek, seçmenin sadece ekonomik göstergelere değil, aynı zamanda ülkenin güvenlik ve istikrar arayışına da büyük önem verdiğini vurguladı. Ona göre, AK Parti bu süreci yönetme tecrübesiyle toplumsal desteğini korumayı başarırken, CHP’nin siyaseti dar bir alana sıkıştırması, partinin geniş seçmenle bağını zayıflatıyor. Bu analiz, şirketin iktidara yakınlığı ve geçmişteki yanılgıları ışığında, sonuçların eleştirel bir gözle incelenmesi gerektiğini gösteriyor.
Anketin diğer partilere ait sonuçları da siyasi tablonun karmaşıklığını ortaya koyuyor. DEM Parti yüzde 9,4 ile üçüncü sırada yer alırken, MHP yüzde 8,4 ile hemen arkasından geliyor. Muhalefet cephesinde ise İYİ Parti yüzde 4,5’te kalırken, Zafer Partisi yüzde 3,7, Yeniden Refah yüzde 2,8, Anahtar Parti yüzde 2,1, TİP yüzde 1,3 ve Saadet Partisi yüzde 1,1 oy oranına sahip. Diğer partilerin toplam oy oranı ise yüzde 1,2 olarak belirlendi. Bu dağılım, özellikle yüzde 7’lik seçim barajı düşünüldüğünde, küçük partilerin ve ittifakların önemini bir kez daha gözler önüne seriyor. Ancak, bu sonuçların, KKTC seçimlerinde yüzde 13,5 puanlık yanılgı yaşayan bir şirket tarafından sunulması, siyasi kulislerdeki tartışmaların ana odağı haline geliyor.
Sonuç olarak, bu anket raporu, Türkiye siyasetinin kritik bir dönemeçte olduğunu gösteren, ancak güvenilirlik tartışmalarıyla gölgelenen bir siyasi manifesto niteliğinde. İhsan Aktaş’ın altını çizdiği gibi, Terörsüz Türkiye süreci artık sadece bir güvenlik projesi değil, aynı zamanda toplumsal barışın ortak paydası haline gelmiş durumda. Ancak, bu büyük siyasi ilanın gösterdiği tablo, partilerin acilen yeni stratejiler geliştirmesini gerektirirken, kamuoyunun da bu tür anket sonuçlarına şüpheci bir gözle yaklaşması gerektiğini hatırlatıyor. AK Parti’nin liderliğini koruması ve CHP’nin nefesini ensesinde hissetmesi, önümüzdeki günlerde siyaset gündemini belirleyecek en önemli gelişme olarak kayıtlara geçiyor. Bu sonuçlar, siyasetin geleceğine dair büyük bir merak ve heyecan dalgası yaratmaya devam edecek.