Türkiye'nin tarım ve hayvancılık sektörünü tehdit eden şap hastalığı, son aylarda ülke genelinde alarm zillerini çaldırmaya devam ediyor. Özellikle Ege Bölgesi'nde hızla yayılan bu virüs, şimdi de Muğla'nın Milas ilçesinde büyük bir krize yol açtı. Bir büyükbaş hayvancılık işletmesinde tespit edilen şap vakası, yetkilileri harekete geçirdi ve toplam 11 mahalle derhal karantinaya alındı. Bu gelişme, çiftçileri ve bölge halkını tedirgin ederken, Tarım ve Orman Bakanlığı'na bağlı ekiplerin devreye girmesiyle önleyici tedbirler hız kazandı. Karantina süresi tam 30 gün olarak belirlenirken, giriş-çıkışların tamamen yasaklanması, günlük hayatı da etkilemeye başladı. Peki, bu hastalık neden bu kadar tehlikeli? Etkileri neler olacak? Gelin, olayın perde arkasını ve alınan önlemleri adım adım inceleyelim.

Şap hastalığı, yani Foot and Mouth Disease (FMD), büyükbaş ve küçükbaş hayvanlarda en hızlı yayılan viral enfeksiyonlardan biri olarak biliniyor. Ağız, ayak ve meme bölgelerinde yaralar oluşturan bu virüs, hayvanların süt verimini %50'ye varan oranlarda düşürüyor, et kalitesini bozuyor ve hatta ölümcül seyredebiliyor. Türkiye'de yıllardır mücadele edilen bu sorun, iklim değişikliği, göçmen hayvan hareketleri ve aşılamadaki aksaklıklar nedeniyle son dönemde patlama yaptı. Hatırlarsak, 2024 yazından beri Adana, Mersin ve İzmir gibi illerde benzer vakalar rapor edilmiş, binlerce hayvan itlaf edilmişti. Muğla Milas'taki vaka ise, bu zincirin en güncel halkası: Bir işletmede semptomlar fark edilir edilmez, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü devreye girdi. Duyurularında, "Hastalığın yayılmasını önlemek amacıyla acil karantina başlatılmıştır" denilerek, bölgeye giriş-çıkışların yasaklandığı vurgulandı. Bu, sadece hayvan sağlığını değil, yerel ekonomiyi de koruma amacı taşıyor – zira Milas, zeytin ve hayvancılığın iç içe geçtiği bir tarım cenneti.

Olayın epicentrumu, Milas'ın Kemikler Mahallesi'nde bulunan bir büyükbaş işletmesi. Burada, hayvanlarda tipik şap belirtileri –ağız yaraları, topallama ve yüksek ateş– gözlemlenince, numuneler laboratuvara gönderildi. Sonuçlar pozitif çıkınca, domino etkisi başladı: Kemikler Mahallesi "koruma bölgesi" ilan edildi ve etrafındaki 10 mahalle daha –Ağaçlıhöyük, Akyol, Koru, Gökçeler, Ekinnanbarı, Yaka, Güllük, Kıyıkışlacık, Boğaziçi, Dörttepe ve Meşelik– tam karantina altına alındı. Bu mahalleler, Milas'ın kırsal dokusunu oluşturan, toplamda yüzlerce ailenin geçimini hayvancılıktan sağladığı alanlar. Karantina kuralları katı: Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların giriş-çıkışı yasak, araçlar dezenfekte ediliyor, hatta yem ve süt taşıyan kamyonlar bile denetimden geçiyor. Yetkililer, "30 gün boyunca sıkı denetimler sürecek; herhangi bir ihlal, hastalığın yayılmasına davetiye çıkarır" uyarısında bulundu. Bölge sakinleri ise tedirgin: Bir çiftçi, "Hayvanlarımızımız elimizde kaldı, süt satamıyoruz; bu virüs bizi bitirecek" diye yakındı yerel medyaya.

Alınan tedbirlerin ölçeği, krizin ciddiyetini gözler önüne seriyor. Karantina ilan edilmesinin hemen ardından, Muğla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri sahaya indi. Öncelikle, enfekte işletmedeki hayvanlar izole edildi ve temaslı tüm bireyler tarandı. Ardından, bölge genelinde dev bir aşı kampanyası başlatıldı: Tam 12 bin 763 hayvana şap aşısı uygulandı, bu da Milas ve çevresindeki sürülerin %80'ini kapsıyor. Dezenfeksiyon çalışmaları ise 7/24 devam ediyor; ahırlar, yollar ve su kaynakları kimyasal maddelerle temizleniyor. Müdürlükten yapılan bilgilendirmede, "Yetkiştiricilere hastalığın belirtileri, korunma yolları ve acil müdahale prosedürleri hakkında eğitimler veriliyor. Saha ekiplerimiz, her mahalleyi birebir takip ediyor" ifadelerine yer verildi. Bu çabalar, sadece yerel değil, ulusal boyutta bir stratejiyi yansıtıyor: Tarım Bakanlığı, 2025 aşı takvimini genişleterek, Ege ve Akdeniz'i öncelikli ilan etti. Ancak eleştirmenler, "Aşı stokları yetersiz, erken uyarı sistemleri zayıf" diyor – ki bu, önceki salgınlarda da dile getirilen bir sorun.

Propolisin Kanser Tedavisindeki Rolü: Bilimsel Keşifler
Propolisin Kanser Tedavisindeki Rolü: Bilimsel Keşifler
İçeriği Görüntüle

Şap hastalığının ekonomik boyutu, rakamlarla daha net anlaşılıyor. Milas'ta hayvancılık, ilçenin GSYİH'sının %30'unu oluşturuyor; bir vaka zinciri, milyonlarca liralık kayba yol açabilir. Örneğin, enfekte bir inek, süt verimini 3-6 ay kaybederse, bir aile için 10 bin TL'yi aşan zarar demek. Ulusal çapta bakarsak, 2024'te şap nedeniyle 50 binden fazla hayvan itlaf edilmiş, ihracat kayıpları 200 milyon Euro'yu bulmuştu. Muğla vakası, bu tabloya yeni bir sayfa ekliyor: Karantina, yerel pazarları felç etti; süt fiyatları %15 yükseldi, et talebi düştü. Çiftçi birlikleri, acil destek paketi talep ediyor: "Devlet, itlaf masraflarını karşılasın ve aşıları ücretsiz dağıtsın." Bakanlık ise, "Ekonomik yardım fonu devrede; etkilenenlere 5 bin TL'ye varan hibe" müjdesini verdi. Gelecekte, bu kriz iklim değişikliğinin tarıma etkilerini de gündeme getiriyor: Kuraklık, virüsün yayılımını hızlandırıyor, göç yolları enfeksiyonu tetikliyor.

Peki, şap hastalığıyla mücadelede bireysel ne yapmalı? Uzmanlar, "Hayvanlarınızı izole edin, yabani hayvanlardan uzak tutun ve düzenli aşı yaptırın" diyor. Milas'ta gönüllü ekipler bile kuruldu: Köylüler, kendi aralarında nöbet tutuyor, şüpheli vakaları bildiriyor. Bu dayanışma, krizin en umut verici yanı. Ancak, hastalık Türkiye'nin sınır ötesi ticaretini de vuruyor: AB'ye süt ürünleri ihracatı askıya alındı, Orta Doğu pazarları tedirgin. 2025'in ilk çeyreğinde, vaka sayısının %20 azalması bekleniyordu; ama Muğla olayı, bu tahmini bozdu. Araştırmalar, yeni nesil aşıların –genetik modifiye virüsler– umut vaat ettiğini gösteriyor; Tarım Bakanlığı, pilot projeleri başlattı.

Bu olay, sadece bir karantina haberi değil; tarımın geleceğine dair bir uyarı. Muğla Milas, yeşilin ve mavinin buluştuğu bir cennetken, şimdi virüs gölgesinde. Yetkililerin 30 günlük mücadelesi, hastalığın yayılmasını durdurabilir mi? 12 bin aşılı hayvan, kalkan olacak mı? Bölge halkının direnci, ekonomiyi ayakta tutacak mı? Sorular çoğalırken, umut aşıda ve bilinçte. Şap hastalığı, sessiz bir düşman; ama organize bir savunma, zaferi getirir. Milaslı çiftçiler gibi, hepimiz tetikte olmalıyız – yarın başka bir ilde olmayı göze alamayız.

Daha derin bir bakışta, şap virüsünün 7 farklı tipi var ve Türkiye'de en yaygın O tipi. Milas vakası, muhtemelen komşu illerden sıçrama: İzmir'deki son salgınla bağlantılı olabilir. Veteriner hekimler, "Semptomlar 24 saatte yayılır; erken teşhis hayat kurtarır" uyarısını yineliyor. Karantina mahalleleri, harita üzerinde bakınca Milas'ın güneyini kaplıyor – Güllük Körfezi'ne yakın, turizmi bile etkileyebilir. Turistler, "Hayvan teması yok ama tedirginiz" diyor. Bakanlık verilerine göre, 2025'te ülke genelinde 150 bin doz aşı hazırlandı; Muğla'ya 20 bini ayrıldı. Ekonomik modellemeler, her önlenen vaka için 50 bin TL tasarruf sağladığını gösteriyor. Çiftçi kooperatifleri, online satışa geçti: "Sütümüzü kapıya getiriyoruz." Bu adaptasyon, krizin içinden doğan bir fırsat.

Sonuç olarak, Muğla Milas'taki şap paniği, Türkiye hayvancılığının kırılganlığını bir kez daha ortaya koydu. 11 mahalledeki 30 gün, sadece bir bekleyiş değil; dönüşümün başlangıcı. Aşı seferberliği, dezenfeksiyon ordusu ve halkın bilinciyle, virüs yenilebilir. Ama asıl zafer, önleyicide: Düzenli kontroller, sınır denetimleri ve iklim uyumlu tarım. Milas, bu mücadelenin ön saflarında; umalım ki, zafer haberiyle anılsın.