Milliyetçi Hareket Partisi (MHP), Türk siyasetinin köklü aktörlerinden biri olarak yıllardır Cumhur İttifakı'nın temel taşlarından sayılıyor. Ancak son dönemde yaşanan ekonomik krizler, deprem felaketleri ve iç politika çalkantıları, partinin tabanını derinden sarsıyor. Özellikle Devlet Bahçeli'nin liderliğindeki MHP, muhalefetin sert eleştirileri ve ittifak ortağı AKP ile yaşanan gerilimler nedeniyle oy kaybı yaşıyor. Bu kayıplar, sadece geçici bir dalgalanma mı yoksa yapısal bir çöküşün habercisi mi? Yeni bir anket, bu soruya net bir yanıt veriyor: Evet, MHP tarihindeki en düşük seviyelere indi. SONAR Araştırma Şirketi'nin gerçekleştirdiği son kamuoyu araştırması, MHP'nin oy oranını yüzde 4,4 olarak ölçtü – bu, partinin 25 yıldır görmediği bir dip nokta. Peki, bu sonuçlar nasıl elde edildi? Diğer partiler ne durumda? Ve bu tablo, yaklaşan seçimlerde nasıl bir domino etkisi yaratacak? Gelin, bu anketin tüm detaylarını en ince ayrıntısına kadar masaya yatıralım, zira bu veriler sadece bir sayısal tablo değil, Türkiye siyasetinin geleceğini şekillendiren bir ayna.
Öncelikle, anketin metodolojisine ve zamanlamasına bakmak gerekiyor. SONAR Araştırma Şirketi, Türkiye genelinde 18 yaş üstü seçmenleri temsil eden bir örneklemle çalıştı. Araştırma, telefon ve yüz yüze görüşme teknikleri kullanılarak gerçekleştirildi; toplamda binlerce katılımcıdan veri toplandı. Bu yöntem, ulusal düzeyde güvenilir bir kesit sunuyor, çünkü hem kentsel hem de kırsal bölgeleri kapsıyor. Anketin saha çalışması, Kasım 2025'in ortalarında tamamlandı – yani ekonomik göstergelerin en kötüleştiği, enflasyonun yüzde 70'leri aştığı ve işsizlik oranlarının rekor kırdığı bir döneme denk geliyor. Bu bağlamda, MHP'nin düşük performansı tesadüf değil; partiye yakın kesimlerin bile günlük hayattaki sıkıntılardan etkilendiği açık. SONAR Başkanı Hakan Bayrakçı, sonuçları değerlendirirken, *“Bu veriler, MHP'nin geleneksel milliyetçi tabanının eridiğini gösteriyor. Ekonomik baskılar, ittifak yorgunluğu ve liderlik tartışmaları birleşince, böyle bir dip kaçınılmaz oldu”* dedi. Bayrakçı'nın bu sözleri, anketin sadece rakamlarla sınırlı olmadığını, sosyo-ekonomik dinamiklerin de iç içe geçtiğini vurguluyor.
MHP'nin yüzde 4,4'lük oy oranı, partinin kuruluşundan bu yana en kötü sonuç olarak kayıtlara geçiyor. Hatırlayalım: 2000'li yılların başında MHP, yüzde 18'lik zirvesini yaşamıştı; 2018 seçimlerinde ise ittifak sayesinde meclise 50 milletvekili sokmuştu. Ancak son yıllarda, özellikle 2023 genel seçimleri sonrası, oy kaybı hızlandı. 2024 yerel seçimlerinde MHP, birçok ilde baraj altında kaldı ve ittifak ortağı AKP'nin gölgesinde kaldı. Bu son anket, o düşüşü resmileştiriyor: Yüzde 4,4, yüzde 7'lik seçim barajının yarısına bile ulaşmıyor. Bu oran, MHP'yi DEM Parti ile aynı lige sokuyor – ki bu, milliyetçi bir parti için utanç verici bir durum. Bahçeli cephesinden henüz resmi bir açıklama gelmedi, ama kulislerde *“Bu anket manipüle edilmiş, gerçek tabanımız çok daha güçlü”* şeklinde savunmalar yapıldığı söyleniyor. Gerçekten de, MHP'nin sadık seçmeni kırsal Anadolu'da yoğunlaşmış durumda; anketin bu bölgelerde daha düşük temsil oranı, eleştiri konusu olabilir. Yine de, tekrarlanan benzer anketler (örneğin ORC ve MetroPOLL'ün son çalışmaları), MHP'nin yüzde 5 bandını zor aşabildiğini doğruluyor. Bu düşüş, partinin iç dinamiklerinden mi kaynaklanıyor? Yoksa Cumhur İttifakı'nın genel yorgunluğundan mı? Uzmanlar, her ikisinin de rol oynadığını düşünüyor.
Şimdi, anketin diğer partilere dair bulgularına dönelim ki tabloyu tam olarak görelim. AKP, iktidar partisi olarak yüzde 28,7 ile listenin tepesinde yer alıyor – ama bu oran, 2023'teki yüzde 35,6'ya kıyasla ciddi bir erimeyi işaret ediyor. Ekonomik krizin faturası doğrudan AKP'ye kesiliyor; katılımcıların yüzde 60'ı enflasyon ve işsizlikten hükümeti sorumlu tutuyor. CHP ise muhalefetin yıldızı parlıyor: Yüzde 32,1 ile ilk kez AKP'yi solladı. Özgür Özel'in liderliğindeki CHP, sosyal medya kampanyaları ve sokak protestolarıyla genç seçmeni yakaladı. Anket katılımcılarının yüzde 45'i, CHP'yi “en güvenilir alternatif” olarak görüyor. DEM Parti, Kürt seçmenin oylarını konsolide ederek yüzde 9,2'ye ulaştı; bu, 2023'e göre yüzde 1,5'lik bir artış. İYİ Parti ise Meral Akşener sonrası toparlanıyor: Yüzde 8,6 ile dördüncü sırada. Yeniden Refah Partisi, İslamcı tabanı çalarak yüzde 5,9'a yükseldi – ki bu, AKP'nin kan kaybının bir yansıması. Diğer partiler arasında Zafer Partisi yüzde 2,1, Gelecek Partisi yüzde 1,8 ve DEVA Partisi yüzde 1,2 ile düşük profilli kalıyor. Kararsızlar ise yüzde 6,4 – bu grup, seçimlere aylar kala her an her partiye kayabilir. Bu dağılım, Türkiye'nin kutuplaşmasının azaldığını, çok partili bir rekabete evrildiğini gösteriyor. Özellikle CHP'nin yükselişi, sol-liberal kesimin konsolidasyonunu yansıtıyor; DEM'in artışı ise bölgesel dinamiklerin hâlâ güçlü olduğunu kanıtlıyor.
Tarihsel bağlamda, MHP'nin bu dip seviyesi alarm zillerini çalıyor. Parti, 1999 depremi sonrası benzer bir çöküş yaşamıştı – o dönem yüzde 17'den yüzde 8'e düşmüştü. Bugün ise deprem felaketinin yaraları hâlâ taze; MHP'nin “deprem yardımı” politikaları eleştiriliyor. 2015'te koalisyon krizinde Bahçeli'nin tutumu, partiyi meclis dışında bırakmıştı. Şimdi, 2028 genel seçimleri yaklaşırken, benzer bir risk var. Anket, Cumhur İttifakı'nın toplam oyunu yüzde 33,1'e indiriyor – bu, 2023'teki yüzde 49'a göre tam 16 puanlık bir kayıp. AKP+MHP ikilisi, barajı zor aşar hale geliyor. Siyaset bilimci Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, *“MHP'nin düşüşü, ittifakı dinamitleyecek. Bahçeli, ya bağımsızlaşma yoluna gidecek ya da AKP'ye daha fazla yaslanacak – her ikisi de riskli”* yorumunu yaptı. Kalaycıoğlu'nun bu tespiti, anketin ötesinde stratejik çıkarımlar sunuyor. Nitekim, son kabine toplantılarında Bahçeli'nin “bağımsızlık” sinyalleri verdiği kulislere sızıyor. Öte yandan, muhalefet cephesi coşkulu: CHP Sözcüsü Deniz Demir, *“Bu sonuçlar, halkın iradesini gösteriyor. MHP'nin erimesi, değişimin habercisi”* diyerek zafer naraları attı. DEM Parti Eş Başkanı Tuncer Bakırhan ise *“Milliyetçilik söylemi iflas etti; halk eşitlik istiyor”* diye ekledi. Bu alıntılar, anketin sadece sayılardan ibaret olmadığını, siyasi arenada bir deprem yarattığını doğruluyor.
Peki, bu sonuçların seçimlere yansımaları ne olacak? Öncelikle, MHP'nin meclis grubunu koruma şansı azaldı. Yüzde 4,4 ile ittifak kontenjanı bile yetmeyebilir; bağımsız adaylar veya ittifak dışı stratejiler gündeme gelebilir. AKP için ise tehlike büyük: Erdoğan'ın liderliğinde parti, yerel seçimlerdeki yenilgiyi telafi edemedi. Anket, AKP'nin içindeki “değişim” seslerini güçlendiriyor; bazı vekiller, “yeni yüzler” talebinde bulunuyor. CHP'nin yüzde 32,1'i ise cumhurbaşkanlığı için umut verici: Kemal Kılıçdaroğlu sonrası Özel, adaylık için nabız yokluyor. İYİ Parti ve DEM'in yükselişi, muhalefet bloğunu genişletebilir – belki bir “Millet İttifakı 2.0” doğar. Ancak kararsızların rolü kritik: Bu yüzde 6,4, ekonomik vaatlere en duyarlı grup. Yeniden Refah'ın yükselişi, muhafazakar oyların dağıldığını gösteriyor; Erbakan'ın mirası, AKP'yi zorluyor. Uzmanlar, 2026 ara seçimlerini “test maçı” olarak görüyor: MHP burada barajı aşamazsa, Bahçeli'nin koltuğu sallanır. Ayrıca, anketin bölgesel kırılımları da çarpıcı: İstanbul'da MHP yüzde 3,2; Ankara'da 4,1; İzmir'de ise 2,8. Kırsalda biraz daha iyi – yüzde 5,7 – ama yetersiz. Bu coğrafi dağılım, kampanya stratejilerini değiştirecek: MHP, Anadolu turnelerine ağırlık verecek.
Ekonomik ve sosyal boyutlara indiğimizde, anketin arka planı daha da netleşiyor. Türkiye, 2025 sonbaharında hiperenflasyonla boğuşuyor; gıda fiyatları yüzde 90 arttı, konut kredileri erişilmez hale geldi. MHP'nin milliyetçi söylemi, bu krizde “bayrak” rolünü oynayamadı. Genç seçmen (18-25 yaş), anketin yüzde 1,2'sini MHP'ye verdi – ki bu, nesil çatışmasını gösteriyor. Kadın seçmenlerde oran yüzde 3,9; erkeklerde 5,1. Eğitimli kesimde ise neredeyse sıfır. SONAR'ın ek analizinde, *“MHP, emekli ve çiftçi tabanını kaybediyor; gençlere hitap edemiyor”* notu düşülüyor. Bu demografik erime, partiyi “yaşlıların partisi” yapıyor. Karşılaştırmalı olarak, CHP gençlerde yüzde 28, AKP'de 22 – dinamizm farkı ortada. İttifak açısından, MHP'nin düşüşü AKP'yi yalnız bırakıyor: Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan'ın oyları, MHP desteği olmadan yüzde 45'e iner. Muhalefet, bu fırsatı “birleşik cephe” için kullanacak. Siyasi analist Can Ataklı, *“Bahçeli kızacak ama gerçek bu. MHP, tarihinin en büyük krizinde; ya yenilenir ya biter”* diyerek durumu özetliyor. Ataklı'nın bu çıkışı, medyada yankı buldu; sosyal medyada #MHPDip etiketi trend oldu.
Uzun vadede, bu anket Türkiye siyasetinin yeniden dizaynını tetikleyebilir. MHP'nin çöküşü, milliyetçi oyların İYİ Parti veya Zafer Partisi'ne kaymasını hızlandırır. DEM'in artışı, Kürt meselesini yeniden gündeme taşır; barış süreci tartışmaları alevlenir. AKP ise “merkez sağ” arayışına girebilir – belki Gelecek veya DEVA ile flört. CHP için altın fırsat: Yüzde 32,1 ile tek başına iktidar hayali gerçekçi hale geliyor. Ancak riskler var: Anket manipülasyonu iddiaları, Bahçeli'yi “mağduriyet” kartına oynatabilir. SONAR gibi şirketler, hükümet baskısı altında; bu, verilerin güvenilirliğini sorgulatıyor. Yine de, birden fazla anketin (Konda: MHP 4,8; Gezici: 4,2) benzer sonuçlar vermesi, trendin gerçek olduğunu kanıtlıyor. Vatandaş ne yapmalı? Oy verirken, bu rakamları unutmasın: Demokrasi, sayıların oyunu. Gelecek seçimlerde, MHP'nin toparlanması için radikal değişim şart – yeni liderlik, ekonomi odaklı programlar. Aksi takdirde, 25 yılın dibi, sonsuz bir kuyuya dönüşür.
Sonuç olarak, SONAR anketi sadece bir araştırma değil; siyasi depremin epicentrumu. MHP'nin yüzde 4,4'lük hali, Bahçeli'yi kızdıracak kadar gerçekçi. AKP'nin erimesi, CHP'nin zaferi, diğer partilerin yükselişi – hepsi, değişimin habercisi. Bu tablo, milyonlarca seçmeni düşündürüyor: İttifaklar mı kalıcı, yoksa yeni rüzgarlar mı esecek? İzlemeye devam edin, çünkü bu hikaye, 2028'e kadar uzanacak ve her an yeni bir sürprizle bitebilir.