Türk düşünce dünyasının saygın isimlerinden Memduh Bayraktaroğlu, son canlı yayınında liderlik vasıfları ve tarih bilinci üzerine çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Bayraktaroğlu, özellikle CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik tavsiyeleriyle dikkat çekti.
Bayraktaroğlu, "Bana hiç kimsenin dini, inancı ilgilendirmedi" diyerek sözlerine başladı ve "İster istediği gibi düşünsün, isteyen istediği gibi giyinsin ama liderler kesinlikle Kısa-i Enbiya'yı da okuyacak" dedi. Bu sözler, liderlik için tarih ve felsefe okumanın ne kadar kritik olduğuna işaret ediyor.
Liderlerin mutlaka okuması gereken eserler listesinde Bayraktaroğlu, Homeros'un İlyada ve Odissea eserlerinden başlıyor. Özellikle Truva Savaşı'nı anlatırken, "Bir kaleyi ancak içten fethedebilirsin" dersinin önemine vurgu yaptı. Truva'nın düşüşünün gerçek hikayesi kadar, içeriden kazanma stratejisinin tarihte nasıl uygulandığını örnekleriyle anlattı.
Bayraktaroğlu, "Helena Paris'e kaçıyor. Ya da Paris Helena'yı kaçırıyor. Şimdi aslında yaşanmış bir olay değil ama ülkeleri yönetecek olan krallara, prenslere, bürokratlara diyelim ve insanlara ders veriyor" diyerek, Homeros'un bu eserinin stratejik değerini ortaya koydu. Truva'nın düşüşünü anlatırken, "İçeriye bir at soktular. Amaç kaleyi içeriden fethedeceksin dersini vermek" açıklamasını yaptı.
Osmanlı tarihinden Viyana Kuşatması örneğini veren Bayraktaroğlu, "Giray Han satıverdi mi Osmanlı ordularını? Truva atı" diyerek, iç hainlik tehlikesine dikkat çekti. Tarihsel gerçeklikle mitolojinin birleştiği bu noktada, liderlerin hem tarihsel olayları hem de metaforik dersleri öğrenmesi gerektiğini vurguladı.
Sıra Saadi Şirazi'nin Bostan ve Gülistan eserlerine geldiğinde Bayraktaroğlu, "Bütün liderler, bütün liderler Saadi Şirazi'yi okumamak, Bostan'ı ve Gülistan'ı okumamak bir lideri eksik bırakır" dedi. Bu eserlerin yaşam dersleri verdiğini belirterek, Doğu felsefesinin liderlik için ne kadar değerli olduğunu açıkladı.
Makyavel'in Prens eserini öneren Bayraktaroğlu, "Mevlana'yı kendisinden iki yüz sene sonra yaşamış Makyavel'i de... Hayat dersi vermişlerdir" diyerek, Doğu ve Batı felsefesinin nasıl birleştiğini ortaya koydu. Saadi Şirazi, Mevlana ve Makyavel'in aynı mesajları farklı yollarla verdiğini belirtti.
Sabır konusunda çok detaylı açıklamalar yapan Bayraktaroğlu, Eyüp Peygamber'in sabrını anlatırken, "Eyüp diye bir canlı yaratmışlar kafalarında, hayallerinde ve bütün sabırla ilgili güzellikleri ona yüklemiş" dedi. Bu hikayenin tarihsel gerçeklikten ziyade, insanlara sabretmeyi öğretmek için anlatıldığını vurguladı.
İsa Peygamber'in çarmıhtaki af dileklerini anlatırken, "Kafası etraf dikenli sarılmış, yüzü gözü kan içinde. Kendisini kırbaçlayanlar için ne diyor? 'Tanrım, acı onlara' diyor, 'Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar' diyor. Bu ne demek biliyor musun? O halde bile olsa gücün yerinde olmadığı için sabret" şeklindeki açıklamasıyla, en zor anlarda bile affediciliğin önemini belirtti.
Mevlana'dan verdiği örnekle Bayraktaroğlu, güçsüzken saldırmamanın ve doğru zamanı beklemenin önemini anlattı. Vergiciler tarafından dövülen köylünün bir yıl sonra intikamını alması hikayesini aktarırken, "Zamanını bekle diyor. Güçsüzken kimseye saldırma diyor. Önce güç kazan, ondan sonra ne bok yersen ye" mesajını verdi.
Güncel Türkiye meselelerine de değinen Bayraktaroğlu, özellikle kalıcı yaz saati uygulamasını sert bir şekilde eleştirdi. "Bu karar sadece ve sadece Ankara'dan sonra gelir, bakarsan bak oraya... Kışın bu saati normal Avrupalılar gibi uygulamaya kalkarsan öğle ezanı, haliyle Cuma namazları da öğlen saatinde kılınırına göre mesai saatlerine rastlıyor" diyerek, bu uygulamanın dini gerekçelerle yapıldığını iddia etti.
Çocukların karanlıkta okula gitmek zorunda kalmasını eleştiren Bayraktaroğlu, "O insanların sözde cennetlerini garanti altına almak isterken sözüm sözüm ona, namazda cennet ne kadar garanti altına alınır bilmiyorum tabii Allah bilir onu ama çocuklarımızı yakıyorlar, onlara acı çektiriyorlar" dedi.
Laik devlet ilkesine atıf yaparak, "Devlet laik devlettir. Bunu dine göre, namaz saatine göre ayarlamayın!" çağrısında bulundu. On yıldır bu konuda uyarı yaptığını belirterek, Berat Albayrak'la da bu konuda tartıştığını söyledi.
CHP ve MHP'nin muhalefet yetersizliğini eleştiren Bayraktaroğlu, "Ne muhalefetimiz muhalefet, ne iktidarımız iktidar. Ama geçecek bunlar inşallah" diyerek umut mesajı verdi. "Çok güzel günler göreceğiz" ifadesiyle konuşmasını tamamladı.
Bahçeli'nin yüz ifadesine atıf yaparak "La havle vela kuvvete illa billahi'l-azim" cümlesini hatırlatan Ferit Atay, "Sabır, ya sabır diyerek çünkü memlekette yaşamak da bir sabır istiyor" değerlendirmesini yaptı. Bayraktaroğlu da bu cümlenin kendi yetişme tarzıyla bağlantısını kurarak, "Ben öyle yetiştim. Rahmetli babaannem de bizi azarlamamak için, 'Yeter artık!' falan dememek için, namazını da bozmamak için hep öyle derdi" dedi.
Son olarak "Koruk elma olur ya" atasözüyle sabrın meyve vereceğini ima eden Bayraktaroğlu, tüm zorluklara rağmen umutlu olma çağrısında bulundu. Bu tarih dersleri, liderlik vasıflarının nasıl geliştirilmesi gerektiğine dair önemli ipuçları sunuyor.