Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi Koordinatörü Furkan Torlak, önemli bir karar alarak görevinden istifa ettiğini duyurdu. Bu istifa, gazeteci Mehmet Akif Ersoy'un tutuklanmasına yol açan soruşturma kapsamında bazı haberlerde adı geçtiği için gerçekleşti.
Torlak, istifa kararını kendi sosyal medya hesabından yaptığı yazılı açıklamayla kamuoyuna bildirdi. Açıklamasında, bugün bazı basın-yayın organlarında ve sosyal medya platformlarında çıkan bir haberde adının geçtiğini öğrendiğini belirtti.
Haberde, Mehmet Akif Ersoy ile ilgili adli bir süreç bağlamında isminin anıldığını ifade eden Torlak, haberin içeriği ve bağlamı itibarıyla rahatsız edici olduğunu vurguladı. Özellikle, *“İçeriği ve bağlamı itibarıyla rahatsız edici olan söz konusu haberde, hakkımda herhangi bir suçlama bulunmamasına rağmen ismimin anılması, şahsım adına üzüntü verici bir durumdur.”* dedi.
Furkan Torlak, haberde adı geçen gazeteci Mehmet Akif Ersoy'un çocukluğundan beri tanıdığı bir arkadaşı olduğunu da açıkça belirtti. Ersoy ile uzun yıllara dayanan kişisel tanışıklığını kabul ederken, şahsına yönelik herhangi bir isnat veya suçlama olmadığını özellikle vurguladı.
Açıklamasında kişisel masumiyetini savunan Torlak, *“Şahsıma yönelik herhangi bir isnat söz konusu olmamasına rağmen, kişisel olarak hukuka aykırı bir eylem içerisinde bulunmadığımı özellikle vurgulamak istiyorum.”* şeklinde ifadeler kullandı. Bu vurgu, istifa kararının tamamen kurum odaklı olduğunu gösteriyor.
İstifanın asıl nedeni ise çalıştığı kurumun itibarının korunması. Torlak, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi'nin böyle bir haber bağlamında anılmasının kendisi için kabul edilemez olduğunu belirtti. Kurumun yıpranmasını önlemek adına görevinden ayrılma kararı aldığını açıklayan Torlak, devletin ve kurumlarının itibarının bireysel itibardan üstün olduğunu savundu.
Tam açıklamasında şu çarpıcı sözlere yer verdi: *“Bununla birlikte çalıştığım kurumun böyle bir haber bağlamında anılması, kesinlikle isteyeceğim en son şeydir. Devletin ve kurumlarının itibarı, şahısların itibarından üstündür. Bu nedenle görev yaptığım kurumun yıpranmaması adına yürütmekte olduğum görevden istifa etme kararı almış bulunuyorum.”*
Bu istifa, Mehmet Akif Ersoy soruşturmasının ardından gelen ilk resmi ayrılık olarak dikkat çekiyor. Soruşturma kapsamında çıkan haberlerde Furkan Torlak'ın isminin geçmesi, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, Torlak'ın hızlı ve kurum öncelikli tepkisi takdir topladı.
Furkan Torlak'ın görevi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde dezenformasyonla mücadele gibi kritik bir alanda yürütülüyordu. İstifa kararı, haberde kendisine yönelik suçlama olmamasına rağmen proaktif bir adım olarak değerlendiriliyor.
Açıklamanın sonunda Torlak, kararını kamuoyuna saygı ile duyurduğunu belirtti. Bu gelişme, soruşturmanın yansımalarını ve kurumların hassasiyetini bir kez daha gündeme getirdi.
Mehmet Akif Ersoy'un tutuklanmasıyla başlayan süreçte, Furkan Torlak'ın adı haberde sadece arkadaşlık bağlamında geçmiş olsa da, istifa kararı kurum kültürünün önceliğini ortaya koyuyor. Torlak, kişisel olarak herhangi bir hukuki sürece dahil olmadığını net bir şekilde ifade etti.
Bu olay, devlet kurumlarında görev yapan isimlerin haberlere yansıma durumunda nasıl tepki verebileceğine dair örnek teşkil ediyor. Furkan Torlak'ın istifası, devletin itibarını koruma bilincinin bir yansıması olarak yorumlanıyor.
Soruşturma detaylarında Torlak'a yönelik doğrudan bir suç isnadı bulunmamasına rağmen, isminin anılması bile yeterli görülerek istifa yoluna gidilmesi, kurumların ne kadar titiz davrandığını gösteriyor.
Furkan Torlak'ın açıklaması, hem kişisel duruşunu hem de kurum sadakatini ön plana çıkarıyor. Kamuoyu, bu istifanın ardından soruşturmanın diğer yansımalarını merakla bekliyor.
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi gibi önemli bir birimde koordinatörlük yapan Torlak'ın ayrılığı, haberin yarattığı etkiyi gözler önüne seriyor. İstifa, haberdeki bağlamın rahatsız ediciliğine vurgu yaparak tamamlanmış oldu.