Marsa Alam, Mısır'ın Kızıldeniz kıyısında yer alan büyüleyici bir tatil beldesi olarak, her yıl binlerce ziyaretçiyi kristal berrak suları ve zengin sualtı dünyasıyla cezbediyor. Bu bölge, renkli mercan resifleri ve çeşitli deniz canlılarıyla dolu olmasıyla ünlü, ancak son zamanlarda yaşanan bir olay, buranın doğal cazibesini yeni bir bakış açısıyla ele almamızı sağladı. Ziyaretçiler, bu muhteşem sularda keyifli anlar geçirirken, doğanın dengesinin ne kadar hassas olduğunu hatırlatan gelişmeler yaşanıyor. Bu olay, turizm sektöründe yeni tartışmaları tetikledi ve uzmanları harekete geçirdi.
Olay, 29 Aralık 2024 tarihinde Sataya Resort yakınlarında meydana geldi. İtalyan bir ziyaretçi olan 48 yaşındaki Gianluca Di Gioia, ailesiyle birlikte geçirdiği tatil sırasında denize girerek snorkel yapıyordu. Di Gioia, doğum günü kutlamasının ardından bu huzurlu anları yaşarken, beklenmedik bir deniz canlısı etkileşimiyle karşılaştı. Bu etkileşim sırasında, 69 yaşındaki başka bir İtalyan ziyaretçi Peppino Fappani, emekli bir diş hekimi olarak, sesler duyunca yardıma koştu. Fappani, Di Gioia'nın yardım çağrılarını duyarak suya yöneldi ve olay yerine yaklaştı. Di Gioia, bir can simidine tutunmuş haldeyken, Fappani onun yanına ulaşmaya çalıştı.
Fappani, daha önce rehberlerden öğrendiği bir yöntemi hatırlayarak, deniz canlısının gözüne müdahale etti ve bu sayede kendini savunmayı başardı. Ancak bu sırada sağ bacağı, eli ve kolunda zorluklar yaşadı. Dalış merkezi çalışanları, demir bir çubuk kullanarak müdahale etti ve Fappani'yi kurtarmayı başardı. Di Gioia ise sudan çıkarıldıktan sonra Port Ghalib'deki bir hastaneye kaldırıldı, ancak tüm çabalara rağmen hayatını kaybetti. Di Gioia'nın eşi, iskeleye çıkmış haldeyken olayı izledi ve bu anlar herkes için derin bir etki bıraktı. Olay, belirlenmiş yüzme alanlarının dışında, derin sularda gerçekleşti ve anti-koruma ağlarının olmaması dikkat çekti.
Uzmanlar, olayın köpekbalığı türlerinden biriyle ilgili olduğunu belirledi. Yetkililer, kısa yüzgeçli mako köpekbalığını işaret ederken, Fappani bunu kaplan köpekbalığı olarak tanımladı. Bu türler, Kızıldeniz'in doğal sakinleri arasında yer alıyor ve genellikle açık denizlerde yaşıyor. Olayın ardından sular turistlere kapatıldı ve soruşturma başlatıldı. Çevre Bakanlığı, iki yabancının derin sularda bulunduğu sırada bu etkileşimle karşılaştığını açıkladı. Bu durum, bölgedeki turizm faaliyetlerini geçici olarak etkiledi, ancak hızlı müdahaleler sayesinde normale dönüş sağlandı.
Bilimsel komite, olayın nedenlerini araştırdı ve balıkçılık faaliyetlerinin doğal balık stoklarını azalttığını ortaya koydu. Onlarca balıkçı teknesinin rezerv alanlarında çalışması, deniz canlılarının davranışlarını değiştirdi. Komite, köpekbalığının birden fazla kez etkileşimde bulunduğunu, ancak beslenme amacı gütmediğini belirtti. Bu, açlık veya bölge koruma içgüdüsünden kaynaklanıyordu. Rapor, Kızıldeniz balıkçılık alanının Süveyş Körfezi'nden ayrılmasını, balıkçılık ve rekreasyonel faaliyetlerin yasaklanmasını önerdi. Ayrıca, Büyük Kenar Resifi'nin doğal rezerv ilan edilmesini tavsiye etti. Bu öneriler, Başbakan, Çevre Bakanı ve Kızıldeniz Valisi'ne sunuldu.
Ulusal Okyanusbilim ve Balıkçılık Enstitüsü'nün nihai raporu, olayın doğal yırtıcı davranışlardan kaynaklandığını vurguladı. Mako köpekbalığı türleri, nesli tehlike altında olan canlılar olarak sınıflandırıldı ve kıyılara nadir yaklaşıyor. Rapor, suyun derin veya dik alanlarında yüzmek, balıkçılık bölgelerine yakınlık gibi faktörleri katkıda bulunan unsurlar olarak listeledi. Deniz kirliliği, atıkların kıyılara bırakılması da canlıları kıyıya çekiyor. Rapor, köpekbalığı davranışlarını izlemek için yıllık bir bilimsel program önerdi; hükümet, sivil toplum ve turizm şirketleriyle işbirliği vurgusu yaptı.
Eğitim ve farkındalık için seminerler ve atölyeler düzenlenmesi tavsiye edildi. Turizm operatörleri, tekne kaptanları ve gemi personeli için çevresel bilinç programları planlandı. Yeni mezunlara burslar ve yüksek lisans/doktora programları ile uzman yetiştirilmesi hedeflendi. Köpekbalığı etkileşimleri için kriz yönetimi komitesi kurulması, otel platformlarında eğitimli kurtarma personeli bulundurulması ve hızlı kurtarma tekneleriyle donatılması önerildi.
Turistler için önlemler arasında, derin alanlarda yüzmemek, gruplar halinde hareket etmek, gün doğumu, batımı veya gece saatlerinden kaçınmak yer aldı. Parlak takılar giymemek, açık yaralarla suya girmemek ve köpekbalıklarını beslememek gibi kurallar vurgulandı. Köpekbalığı davranışlarını incelemek için ileri teknolojilerle çalışmalar, popülasyon tahminleri ve komşu ülkelerle işbirliği önerildi. Deniz atık yönetimi planı, balıkçılık düzenlemeleri ve kirlilikle mücadele, ekosistem dengesini korumayı amaçlıyor.
Mısır Çevre Bakanlığı, son olayların ardından yeni bir strateji başlattı. Köpekbalığı araştırmacısı Kristian Parton, bu stratejinin detaylarını paylaştı. 2008'den beri bölgede en az 25 etkileşim yaşandı, sekizi ciddi sonuçlarla. Yırtıcı türler gibi okyanus beyazuçluları ve kaplan köpekbalıkları genellikle dahil. Parton, bu türlerin fırsatçı avcılar olduğunu, bir sonraki yemeklerini bilmedikleri için yeni nesneleri araştırdıklarını belirtti.
Parton, Mısır'ın turizm gelirinin yılda 30 milyar dolar olduğunu, bu olayların ekonomiyi etkileyebileceğini söyledi. Etkileşimlerin artmadığını, ancak ölüm oranının küresel ortalamanın üç katı olduğunu ekledi. Nedenler arasında çevresel koşullar, topografi, turizm, köpekbalığı besleme, aşırı balıkçılık ve bireysel davranışlar var. Veri eksikliğinin sorunu çözmeyi zorlaştırdığını vurguladı.
Geçmişte hükümetin başını kuma gömdüğünü, hızlı çözümler gibi plaj kapatmaları veya seçici olmayan avlar denediğini eleştirdi. Son yıllarda dalgıç ve plaj kuralları sıkılaştırıldı, ancak hala yetersiz. Son olaydan sonra köpekbalığı uzmanı Eric Clua ile işbirliği başladı. Clua, yırtıcı köpekbalıklarına pop-up arşiv etiketleri taktı.
Haziran'da 14 köpekbalığı yakalandı, sekiz okyanus beyazuçlu ve bir kaplan köpekbalığı etiketlendi. Etiketler bir yıl kalacak, hareket verileri sağlayacak. Ayrıca, sırt yüzgeçlerine kalıcı Floyd etiketleri eklendi; renk kombinasyonları bireysel tanımlama için. Vatandaş bilimi projesi, dalgıç ve snorkelcilerin fotoğraflarıyla köpekbalıklarını izlemeyi sağlıyor.
Parton, bu etiketlerin 20 metre derinlikte tanınabildiğini, olay sırasında fotoğraf veya video ile bireyi belirleyebileceğini söyledi. Proje, köpekbalığı davranışlarını anlayarak riski azaltmayı hedefliyor. Gelecekte daha fazla etiketleme planlanıyor, turizm bakanlığıyla işbirliği artıyor.
Bu gelişmeler, Marsa Alam gibi bölgelerin geleceğini aydınlatıyor. Doğal güzellikleri korurken, ziyaretçilerin huzurlu deneyimler yaşamasını sağlamak mümkün. Uzmanlar, bu stratejilerin uygulanmasıyla benzer olayların azalacağını öngörüyor. Bölge, turizm potansiyelini sürdürerek, deniz ekosistemini dengede tutabilir.
            
            
                            
                            
                            




