Gerçek Gündem Haberleri

Mansur Yavaş’a Konser Soruşturması ve TRT Önünde Tarihi Abluka Gerginliği

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a yönelik konser harcamaları soruşturması ve CHP’nin TRT önündeki protestosunda yaşananlar, siyasetin tansiyonunu zirveye taşıdı.

Türkiye’nin hafta sonu gündemine, yerel yönetimler üzerindeki yargı kıskacı ve devlet televizyonu TRT’ye yönelik sert protestolar damgasını vurdu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından konser harcamaları gerekçe gösterilerek soruşturma izni verilmesi, siyaset kulislerini hareketlendirdi. Özellikle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın belediyenin düzenlediği 32 konserlik hizmet alımında kamu zararı oluştuğu iddiasıyla başlattığı süreç, İçişleri Bakanlığı’nın onayıyla yeni bir boyuta taşındı. Mansur Yavaş ise bu duruma sert tepki göstererek, yaşananları açık bir çifte standart olarak nitelendirdi. Yavaş, geçmiş dönemde Melih Gökçek yönetimindeki harcamalara ve tartışmalı projelere sessiz kalındığını hatırlatarak, kendisine yönelik bu hamlenin bir itibar suikastı girişimi olduğunu vurguladı. Yavaş, "Mansur Yavaş ile yolsuzluğu aynı cümlede kuruyorsanız burada kötü niyet vardır" diyerek, hukuki mücadelesini Danıştay nezdinde sürdüreceğini açıkladı. CHP kanadı ise bu soruşturmayı, Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreçlerinin bir benzerinin şimdi de Mansur Yavaş üzerinden kurgulanması olarak yorumluyor.

Bu sırada İstanbul’da da tansiyon yüksekti. CHP İstanbul İl Örgütü, devlet televizyonu TRT’nin yayın politikalarını protesto etmek amacıyla Beşiktaş’tan Ulus’taki TRT binasına bir yürüyüş gerçekleştirmek istedi ancak emniyet güçlerinin yoğun ablukasıyla karşılaştı. TRT’nin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki davaları canlı yayınlamaması ve muhalefete yönelik taraflı yayıncılık yaptığı iddiaları protestonun merkezindeydi. CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, TOMA ve polis barikatları arasında yaptığı açıklamada, TRT’nin 61 yıllık tarihinde hiç bu kadar itibar kaybetmediğini dile getirdi. Çelik, "Ya halka hizmet edeceksiniz ya da bir zümreye" diyerek kurumun tarafsızlığını yitirdiğini savundu. "Mahkemeleri canlı yayınlayın" sloganlarının atıldığı eylemde, TRT’nin bir siyasi partinin propaganda aracı gibi çalıştığı ve masumiyet karinesini ihlal eden yayınlar yaptığı sert bir dille eleştirildi.

Ankara’daki soruşturma dalgası sadece konserlerle sınırlı kalmadı; ücretsiz çorba dağıtımı, Ankapark süreci ve bazı mitinglere personel taşındığı iddiaları da inceleme kapsamına alındı. Mansur Yavaş cephesi, tüm bu soruşturmaların zamanlamasına dikkat çekerken, kamuoyunda "herkese ayrı işleyen bir hukuk sistemi" algısının güçlendiğini belirtiyor. Muhalefet, yaklaşan seçim atmosferi öncesinde en güçlü potansiyel adayların yargı eliyle yıpratılmak istendiği görüşünde birleşirken, iktidar kanadından ise denetimlerin rutin ve gerekli olduğu mesajı veriliyor. Hem Ankara’daki soruşturma trafiği hem de İstanbul’daki TRT protestosu, önümüzdeki günlerde siyasetin dilinin daha da sertleşeceğinin sinyallerini veriyor.