Türkiye'nin ekonomik nabzı, son yıllarda adeta bir maraton koşucusuna dönmüş gibi; her virajda yeni bir nefes, her yokuşta birikmiş birikimler ve ufukta parlayan umutlar. Şehirler, sadece taş ve beton yığınları değil; fikirlerin çarpıştığı arenalar, hayallerin filizlendiği bahçeler. Balıkesir gibi, Ege'nin sakin sularına nazır bir liman kenti, beklenmedik bir anda spot ışıklarının altına çekiliyor. Sokaklardaki esnaf sohbetleri, üniversitelerin koridor fısıltıları, ekranlardaki flaş haberler – hepsi bir büyük senfoninin notaları. Bu senfoni, bazen gürültülü bir koro gibi yükseliyor, bazen de sessiz bir melodiyle kalpleri titretiyor. Peki, bu seferki ezgi ne fısıldıyor? Hangi rüzgarlar, yarınların kapılarını aralayacak? Merakınızı bir an için dizginleyin, çünkü asıl hikaye, önümüzdeki satırlarda tüm coşkusuyla patlayacak – ve sizi hem ilhamlandıracak hem de geleceğin eşiğine taşıyacak.

İşte o büyüleyici an nihayet sahneye çıkıyor: Balıkesir Üniversitesi'nin ev sahipliğinde, Halkbank'ın ana sponsorluğunda düzenlenen 4. Uluslararası Sigortacılık, Bankacılık ve Finans Sempozyumu, "Küresel Ekonomi, Finansal İnovasyon ve Yönetim Bilimleri" temasıyla 3-5 Ekim 2025 tarihleri arasında kenti bir fikir fırtınasına çevirdi. Bu etkinlik, sadece bir akademik buluşma değil; adeta bir köprü, akademi ile sektörün, doğu ile batının, gelenek ile yeniliğin kesiştiği bir köprü. Güvence Hizmetleri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ganite Kurt'un himayesinde, koordinatörlüğünü Prof. Dr. Fevzi Serkan Özdemir'in üstlendiği sempozyum, Balıkesir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) Dekanı Prof. Dr. Suat Kara'nın sıcak ev sahipliğinde gerçekleşti. Altı ülkeden –ABD, İngiltere, İtalya, Makedonya, Özbekistan ve tabii ki Türkiye– gelen akademisyenler, kamu ve özel sektörün önde gelen isimleri, toplamda 53 akademik bildiriyi masaya yatırdı. Sigortacılık, bankacılık, finansal teknolojiler, sürdürülebilirlik ve risk yönetimi gibi alanlar, çok disiplinli bir mercek altında incelendi; bu, finans dünyasının dönüşümünü yakından izleyenler için adeta bir hazine avıydı.

Sempozyumun ilk günü, "Finansın Genişleyen Çerçevesi" başlıklı özel panel ile adeta bir patlama yaptı; burada, finans sektörünün evrilen dinamikleri ve teknolojik fırtınaların yarattığı dalgalar, katılımcıların nefesini kesti. Dijitalleşmenin sunduğu altın fırsatlar, sürdürülebilir finansman modellerinin gizli formülleri ve müşteri güveninin yeni çağda nasıl yeniden inşa edileceği, saatlerce süren tartışmaların odağıydı. Sompo Sigorta Genel Müdürü Fahri Uğur, panelde sözü alıp, dijital dönüşümün kapılarını aralayan yenilikleri birer birer sıraladı; onun vizyoner bakış açısı, dinleyenleri geleceğin finans laboratuvarına ışınladı sanki. Yanında, Param Genel Müdür Yardımcısı Fırat Beştepe duruyordu; Beştepe, sürdürülebilir finansın pratik adımlarını paylaşırken, "Bu modeller, sadece bir trend değil; hayatta kalmanın anahtarı" diye vurguladı, salondaki alkışları coşturdu. Bu panel, sadece teorik bir sohbet değildi; pratik stratejilerin doğduğu bir atölye gibiydi, sektör liderleri fikirlerini çarpıştırırken, izleyenler not defterlerini dolduruyordu.

Gebze Apartman Çöküşünde Metro İhmali Skandalı
Gebze Apartman Çöküşünde Metro İhmali Skandalı
İçeriği Görüntüle

İkinci günün heyecanı ise "Sürdürülebilirlik ve Dijitalleşme Perspektifinden Finans Dünyası" paneliyle doruğa ulaştı; burada, akademisyenler, STK temsilcileri ve sektörün devleri, adeta bir beyin fırtınasının ortasında buluştular. Sürdürülebilirlik raporlamasındaki devasa yeni düzenlemeler, risk yönetiminin nasıl bir kalkana dönüştürüleceği, akademi ile sektörün el ele vererek yaratacağı sinerji, dijital mülkiyetin korunma savaşları, dijital dönüşümün hızı ve Yeşil Mutabakat'ın gelişmekte olan ülkelere attığı gölgeler – hepsi masaya yatırıldı. Doç. Dr. Hayrettin Kurt, KGK II. Başkanı olarak kürsüye çıktığında, sürdürülebilirlik raporlarının geleceğini öyle bir haritalandırdı ki, katılımcılar "Bu, bir manifesto" diye fısıldaştı aralarında. Levent Korkut, TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı sıfatıyla, risk yönetiminin güçlendirilmesinin ve akademi-sektör köprülerinin önemini vurguladı; onun sözleri, "İş birliği olmadan, inovasyon sadece bir kelime kalır" diye yankılandı salonda. Prof. Dr. Soner Gökten ise, dijital mülkiyetin kırılganlığını ve Yeşil Mutabakat'ın Türkiye gibi ülkelere getirdiği hem fırsat hem tuzakları öyle derinlemesine irdeledi ki, panelin en çarpıcı anlarından biri oldu. Bu oturum, sadece tartışma değil; bir yol haritası çizimiydi, katılımcılar ayrılırken ceplerinde yeni fikirler taşıyordu.

Uluslararası oturumlar, sempozyumun global damarını titretti; burada, küresel finansal sistemde inovasyonun gizli rolü, sürdürülebilir finansal yapıların nasıl bir zırh örüleceği ve akademik bilginin sektöre nasıl aşılanacağı, saatlerce süren bir entelektüel ziyafete dönüştü. Durham University'den Prof. Dr. Mehmet Asutay, İngiltere'nin serin havasından gelip, inovasyonun finansal ekosistemi nasıl dönüştürdüğünü anlattı; onun analizleri, gelişmekte olan ekonomiler için bir pusula gibiydi. İtalya'dan University of Modena'dan Prof. Mascia Ferrari, sürdürülebilir yapıların pratik uygulamalarını paylaştı, "Avrupa'nın Yeşil Mutabakat'ı, Asya'nın inovasyon ateşiyle buluşmalı" diye haykırdı neredeyse. University of Greenwich'ten Prof. Antonella Russo, dijital dönüşümün etik sınırlarını sorguladı, küresel inovasyonun adil dağılımını savundu. ABD'nin Duke University'sinden Prof. Katherine Schipper, akademik bilginin sektöre entegrasyonunu bir köprü metaforuyla anlattı; "Bilgi, duvar örmek için değil, kapı açmak içindir" sözleri, salonda uzun süre alkışlandı. Marmara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Burak Arzova ise, Türkiye'nin perspektifinden küresel sisteme bakışını sundu, inovasyonun yerel köklerini vurguladı. Bu oturumlar, 53 bildirinin sunumuyla zenginleşti; her bildiri, bir tuğla gibi sempozyumun duvarını yükseltti, katılımcılar arasında yeni ağlar örüldü.

Bu sempozyumun büyüsü, sadece panellerde değil; arka plandaki sessiz iş birliklerinde de yatıyordu. Balıkesir Üniversitesi Rektörlüğü'nün desteği, Halkbank'ın finansal omurgası ve diğer kurumların katkıları, etkinliği bir aile yemeğine dönüştürdü – herkes masada, herkes söz sahibi. Prof. Dr. Suat Kara'nın açılış konuşması, "Balıkesir, finansın geleceğini burada şekillendiriyor" diye başlayıp, katılımcıları kucakladı; Prof. Dr. Fevzi Serkan Özdemir'in koordinatörlüğü ise, her detayı kusursuz kıldı. Prof. Dr. Ganite Kurt'un himayesi, etkinliğe bir vizyon kattı; onun yokluğunda bile, derneğin ruhu hissedildi. Bildiriler, sigortacılıktan risk yönetimine, bankacılıktan fintech'e uzanan bir yelpazede yayıldı; her sunum, bir kıvılcım gibi yeni tartışmaları ateşledi. Katılımcılar, kahve molalarında bile fikir alışverişini sürdürdü; bir akademisyen, "Bu sempozyum, beyinlerimizi şarj etti" diye özetledi koridorda.

Sempozyumun yankıları, Balıkesir'in taş sokaklarında hâlâ dolaşıyor; 5 Ekim'de veda ederken, katılımcılar ayrılırken yüzlerinde bir zafer gülümsemesi vardı. Bu buluşma, finansal inovasyonun, sürdürülebilirliğin ve dijital dönüşümün uluslararası bir vitriniydi; akademi ile sektörün el sıkışması, yeni projelerin tohumlarını ekti. Gelecekteki etkileri ise, büyüteç altında: Yeşil Mutabakat'ın gelişmekte olan ülkelere yansımaları, dijital mülkiyetin korunması için yeni düzenlemeler, risk yönetiminin güçlendirilmesi – hepsi, bu sempozyumdan ilham alacak gibi. Türkiye'nin finans sahnesi, bu etkinlik sayesinde daha da güçlendi; Balıkesir, haritada sadece bir nokta değil, bir fikir merkezi olarak parladı. Peki, bu ateş alevlenecek mi? Yeni sempozyumlar, bu köprüleri daha mı sağlam yapacak? Heyecan dorukta, çünkü finans dünyası, Balıkesir'den aldığı ivmeyle koşmaya hazır. Sizce bu dönüşüm, Türkiye'yi nereye taşıyacak? Fikirler özgür, ufuklar açık – ve hikaye, tam burada başlıyor.