Aralık ayının serin bir sabahında, Adana'nın kalabalık mahallelerinden birinde, komşuluk ilişkilerinin gölgesinde bir gerilim hâkim. Yıllardır aynı sokakta yan yana yaşayan aileler, ufak tefek anlaşmazlıklarla idare ederken, bu kez işler bambaşka bir boyuta sıçramış gibi duruyor. Sokaklar sessiz, ama evlerin içindeki yaralar ve adliye koridorlarındaki ifadeler, yılların birikmiş öfkesini fısıldıyor. Bu tür komşu kavgaları, sadece bireysel bir mesele mi yoksa daha derin toplumsal baskıların yansıması mı?
İşte tam bu noktada, Polat ailesinin yaşadığı dehşet verici olaylar devreye giriyor ve tabloyu adım adım aydınlatmaya başlıyor. Adana'da ikamet eden Polat ailesi, 18 Eylül 2025'te, araç parkı yüzünden komşuları İ.S. ile ilk kez karşı karşıya geldi. Tartışma hızla büyüdü ve İ.S.'nin iddiaya göre Nafız Polat ile eşi Nazmiye Polat'ı darbetmesiyle sonuçlandı. Nafız Polat'ın 61 yaşında KOAH hastası olduğu halde, 3 ön dişi kırıldı; Nazmiye Polat'ın ise vücudunda çeşitli morluklar oluştu. Çift, hemen hastaneye başvurarak darp raporu aldı ve bu rapor, olayın resmi kaydını oluşturdu. Ancak bu saldırı, sadece bir başlangıçtı; iki ay boyunca İ.S.'nin tehditleri devam etti, aile üyelerine yönelik sözlü tacizler ve uyarılar, mahalledeki huzuru zehirledi. Bu süreçte, Polat ailesi sessiz kalmayı tercih etti, ama içlerindeki korku ve öfke birikmeye devam etti.
27 Kasım 2025'te, bu gerilim patlama noktasına ulaştı. İ.S., iddiaya göre Polat çiftinin 20 yaşındaki oğulları Furkan Polat'a hakaret etti ve yeni bir kavga patlak verdi. İ.S., cebinden çıkardığı bıçakla Nazmiye Polat'ın yüzüne, Furkan Polat'ın ise başına vurdu. Anne ve oğlu ağır yaralandı; Nazmiye Polat'ın yüzündeki kesik derin izler bırakırken, Furkan'ın başındaki yara kanamayı durdurulmaz hale getirdi. Olayın hemen ardından, yaralılar Adana'daki bir hastaneye kaldırıldı; acil müdahaleler sonucu hayati tehlikeleri atlatıldı, ancak Nazmiye Polat'ın yüzündeki yara kalıcı bir iz bırakma riski taşıyor. Furkan Polat ise baş travması nedeniyle bir süre iş göremez raporu aldı. Polat ailesi, hastane çıkışında İ.S. hakkında suç duyurunda bulundu; darp, tehdit ve kasten yaralama suçlamalarıyla savcılığa başvurdu. Bu suç duyurusu, olayın adli boyutunu resmileştirdi ve polis soruşturmasını hızlandırdı.
Polat ailesinin ifadeleri, olayın korkunç detaylarını bir bir ortaya koyuyor. Nazmiye Polat, 61 yaşında meme kanseri hastası olmasına rağmen, yaşananları şöyle anlatıyor: "İ.S., evimizin önüne aracını park etmişti. O sırada arabasına biniyordu, kendisiyle konuştum. Evimizin önüne park ettiği için eve giremediğimizi söyledik. Bunun üzerine küfredip, aracını üzerime sürdü. Akşam işe gidip geldikten sonra otomobilini yine aynı yere park etti. Yeniden uyarınca bu kez bana saldırdı. KOAH hastası eşimin dişlerini kırdı; bana da yumruk attı. Darp raporu aldık. Kavganın üzerinden 2 ay geçmesine rağmen tehditlerini sürdürdü. 27 Kasım'da yine tartışma çıktı, kavga büyüyünce oğlumun kafasını, benim de yüzümü bıçakla yaraladı. Saldırmadan önce bizi videoya çekip, çocuklarını mağdurmuş gibi gösterdi. Videoyu bitirdikten sonra bana biber gazı sıktı ve bıçağıyla yüzüme saldırdı. Kendisinden şikayetçi olduk." Bu ifade, sadece fiziksel şiddeti değil, psikolojik baskıyı da gözler önüne seriyor; İ.S.'nin aracı kullanma tehdidi, ailenin günlük hayatını felç etmiş.
Furkan Polat'ın anlatımı ise, genç bir bireyin yaşadığı travmayı derinleştiriyor. 20 yaşındaki Furkan, "Her gördüğü yerde bana sataşıyordu. İki ay önce KOAH hastası babamı ve meme kanseri annemi darbetti. O günden beri beni 'Akıllı ol' diyerek tehdit etmeye devam etti. 27 Kasım'da yemek sonrası kapıya çıktığımda yine laf atmaya başladı. Annemi ve babamı darbettiğini hatırlatınca, 'Sana da yaparım' dedi. Tartışma sırasında beni videoya çekti. Çocuklarının yanında olduğu için uzaklaşmasını istedim ama dinlemedi. Kavga büyüyünce beni ve annemi bıçakladı. Videoyu da sosyal medyada sanki biz saldırmışız gibi paylaştı" diye konuşuyor. Furkan, ayrıca "Benim tek amacım, annemi korumaktı. Video biter bitmez bize biber gazı sıkıp, bıçakla saldırdı. Hazırlıklı geldiği belliydi. İlk saldırısında da yanında çocukları vardı ve sürekli beni 'Dişlerini kırdığım adamın oğlu, darp ettiğim kadının oğlu' diye kışkırtıyordu. Paylaşımlar sonrası insanlar beni suçlu gibi gördü, anneme ve kız kardeşime bile hakaretler edildi. Olayın gerçeği videolarda yok; görüntüleri kesip bizi suçlu göstermiş" ekliyor. Bu sözler, sosyal medyanın manipülatif gücünü ve ailenin maruz kaldığı linç dalgasını vurguluyor; İ.S.'nin videoları, kamuoyunu yanıltarak aileyi mağdur konumundan suçlu gibi göstermiş.
İ.S. cephesinden gelen karşılık, olayı daha da karmaşık hale getiriyor. İ.S., Polat ailesinden şikayetçi olarak, eşinin otomobilinin dikiz aynasının kırıldığını ve bu nedenle tartıştıklarını iddia etti. Kendisinin de darbedildiğini belirterek, savcılığa başvurdu. Bu karşılıklı şikayetler, Adana Emniyet Müdürlüğü'nün soruşturmasını iki yönlü bir incelemeye dönüştürdü; polis, her iki tarafın ifadelerini aldı, olay yeri incelemesi yaptı ve tanık beyanlarını topladı. İ.S.'nin videosu, sosyal medyada hızla yayıldı; ancak kesik kısımlar, tam gerçeği gizlediği için delil olarak sorgulanıyor. Savcılık, İ.S.'nin biber gazı ve bıçak taşımasını da araştırıyor; bu unsurlar, kasıtlı saldırı iddialarını güçlendiriyor. Olayın üzerinden geçen günlerde, mahallede tansiyon hâlâ yüksek; komşular, iki ailenin karşı karşıya gelmemesi için arabuluculuk yapmaya çalışıyor, ama güven bir kez kırılmış.
Bu tür komşu kavgalarının ardındaki nedenler, Adana gibi kalabalık şehirlerde sıkça görülüyor. Araç parkı sorunları, dar sokaklar ve ekonomik stres, ufak anlaşmazlıkları şiddete dönüştürüyor. Polat ailesinin sağlık durumları, olayın vahametini artırıyor; Nafız Polat'ın KOAH'ı, Nazmiye'nin kanseri ve Furkan'ın gençliği, mağduriyetlerini katmerliyor. Uzmanlar, bu olaylarda erken müdahalenin önemini vurguluyor; mahalle muhtarlarının ve polislerin arabuluculuk rolü, şiddeti önleyebilir. Ancak burada, tehditlerin iki ay sürmesi, sistemdeki gecikmeleri gösteriyor. Aile, adli süreçte destek bekliyor; sosyal hizmetler, yaralıların psikolojik tedavisini üstlenebilir. İ.S.'nin çocuklarının tanıklığı ise, olayın aileler arası boyutunu derinleştiriyor; çocukların travması, uzun vadeli etkiler yaratabilir.
Adli sürecin seyri, benzer olaylar için emsal olabilir. Savcılık, delilleri toplayarak iddianame hazırlıyor; kasten yaralama, tehdit ve darp suçları, İ.S. için 5-10 yıl hapis talebiyle sonuçlanabilir. Polat ailesi, İ.S.'nin şikayetini yalanlayarak, dikiz aynası olayının kurgu olduğunu savunuyor. Bu karşılıklı iddialar, mahkemede tanık ifadeleriyle netleşecek. Olay, Adana'da komşuluk ilişkilerini yeniden sorgulatıyor; park sorunu gibi günlük meseleler, nasıl kanlı hesaplaşmalara dönüşebiliyor? Ailelerin ifadeleri, sadece fiziksel yaraları değil, duygusal yıkımı da anlatıyor. Bu dehşet, mahallelerin huzurunu tehdit ederken, yetkililerin önleyici tedbirleri gündeme taşıyor.
Sonuçta, Adana'daki bu komşu kavgası, sıradan bir tartışmanın nasıl aileleri mahvedebileceğini gösteriyor. Bıçak darbeleri, kırık dişler ve sosyal medya linçleri, yaraların kapanmasını zorlaştırıyor. Polat ailesi, adalet arayışında yalnız değil; benzer mağdurlar, bu hikayeden ders çıkarabilir. Gelişmeler, soruşturmanın ilerleyişiyle belirlenecek; bu olay, komşuluğun kırılganlığını bir kez daha hatırlatıyor. İzlemeye devam etmek, bu tür dehşetlerin önlenmesi için bir adım olabilir.





