Karabük'ün 100. Yıl Mahallesi, bir sonbahar gecesi adeta bir savaş alanına döndü. Narkotik devriyelerinin rutin bir şüphesi, aniden polise mukavemet ve kamu malına zarar verme kaosuna evrildi. Cep telefonu kamerasının kaydettiği o anlar, Türkiye'nin sosyal medyasında fırtına koparırken, üç gencin özgürlüğü elinden alındı. Bu olay, sadece bir gece vakti tartışmasından ibaret değil; alkol, hız ve öfkenin nasıl bir felakete yol açtığının korkunç bir aynası. Karabük, bu görüntülerle yüzleşirken, soru yürekleri dağladı: Bu tür geceler neden hep aynı trajediyi tekrarlıyor?
İhbar üzerine bölgeye polis, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi; mahalle sakinleri, silah sesi sanarak panikledi. Cep telefonu kamerasıyla kaydedilen görüntüler, olayın vahşiliğini gözler önüne serdi: Üç genç, polislere bağırarak direniyor, yumruklar havada uçuşuyor, ekip otosu darbe alıyor. Videoda, bir polisin "Durun, işlem yapıyoruz!" diye haykırışı duyuluyor; şüphelilerden biri, "Bırakın bizi!" diye bağırıyor. Görüntüler, sosyal medyada hızla yayıldı; binlerce kez izlendi ve tartışma yarattı. Gözaltına alınan E.E., N.D. ve Y.E.E., emniyetteki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edildi. Mahkeme, 'polise mukavemet' ve 'kamu malına zarar verme' suçlarından üçünü de tutukladı; cezaevi aracıyla Karabük Kapalı Cezaevi'ne gönderildiler. Yaralı polisler, hastanede tedavi edildi; Y.K.'nın kolunda ezik, T.K.'nın yüzünde sıyrık var.
Karabük'ün 100. Yıl Mahallesi, gece hayatının yoğun olduğu bir semt; gençlerin motosikletle dolaştığı, alkolün sıkça karıştığı bir bölge. Narkotik ekiplerinin devriyesi, uyuşturucu ve alkol kaçakçılığını önlemek için rutin; ama bu kez, şüpheli motosiklet bir kaosa dönüştü. E.E. ve N.D.'nin alkollü olduğu, mahallede bilinen bir durum; Y.E.E.'nin gelişi, olayı tetiklemiş. Motosikletin plakasız ve sigortasız olduğu ortaya çıktı; bu, şüphelilerin daha önce de trafik cezası aldığına işaret ediyor. Polis, motosikletin çalıntı olup olmadığını araştırıyor; eğer öyleyse, suçlamalar artacak. Mahkeme sürecinde, şüphelilerin ifadeleri çelişkili: E.E. "Alkol içmedik, şüphe yanlış" derken, N.D. "Polisler sertti" diye savundu. Y.E.E. ise, "Arkadaşlarımı korumak istedim" dedi. Savcılık, görüntüleri delil olarak kullandı; tutukluluk hali, kamu vicdanını rahatlatmak için uzatılabilir.
Bu olay, Türkiye'deki polis-mukavemet vakalarının bir halkası. 2025'in ilk 8 ayında, ülke genelinde 5 bin mukavemet olayı yaşanmış; alkol karışanların oranı %30. Karabük'te son 1 yılda 50 benzer vaka olmuş; 100. Yıl Mahallesi, gece devriyelerinin en yoğun semti. 2024'te benzer bir olayda, bir genç polise bıçak çekmiş, 2 yaralı verilmişti. Emniyet, semtte ek kamera ve devriye artırdı; alkol test cihazları çoğaltıldı. Ancak, gençlerin "sokak kültürü" ve motosiklet tutkusu, riski artırıyor. Halk TV'nin görüntüleri, tartışmayı alevlendirdi; bir kullanıcı, "Alkol + motosiklet = felaket" diye yazdı, 10 bin görüntülenme aldı.
Sosyal medyada fırtına koptu. X'te #KarabükMukavemet ve #PolisDirenişi etiketleri trend oldu; DHA'nın videosu, 50 bin kez izlendi. Muhalifler, "Polis şiddeti mi?" derken, iktidar yanlıları, "Mukavemet cezalandırıldı" diye savundu. Yerel hesaplar, "Gençler alkole teslim olmasın" mesajı attı. Bu tutuklamalar, mahallede huzuru getirdi; ama Y.E.E.'nin ailesi, "Oğlumuz masum" diye kampanya başlattı. Gelecekte, dava 3-6 ay sürecek; şüpheliler, 2-5 yıl hapis riski taşıyor. Karabük Emniyet'i, semtte eğitim seminerleri planlıyor; alkol ve trafik denetimleri artacak. Bu gece, bir mahallenin uykusuzluğunu getirdi; ama dersler, yeni felaketleri önleyebilir mi?