Türkiye günlerdir İstanbul'da yaşanan gıda zehirlenmesi skandallarını konuşuyor, gelişmeleri değişmiyor devam ediyor. Milyonlarca vatandaşın endişeleriyle takip ettiği süreç bugün yeni bir gelişme yaşadı. Gazeteci Dilek Yaman Demir'in aktardığı bilgiye göre, 20'den fazla kişinin gıda zehirlenmesi şikayetiyle Taksim'deki özel bir ruhsatı kaldırıldı. Bu gelişme, İstanbul'daki yangın vakalarına bir yenisinin daha eklendiğini gözlerin önünde serdi.
Son günlerde art arda yaşanan gıda zehirlenmesi vakaları, tüm Türkiye'yi derinden sarstı. Özellikle Almanya'dan İstanbul'a tatil için gelen dört kişilik bir ailenin hayatını tamamen kaybetmesi, kamuoyunda şok etkisi yaratmıştı. Servet ve Çiğdem Böcek çifti ile 6 yaşındaki oğulları Kadir Muhammet ve 3 yaşındaki kızları Masal, gıda zehirlenmesi şüphesiyle sonlandırılmış ancak hiçbir şey kurtarılamamıştı. Önce çocuklar, ardından 14 Kasım'da anne Çiğdem Böcek ve son olarak 17 Kasım'da baba Servet Böcek hayatını kaybetti. Dört can, bir tatil hayalinin ardından verildi.
Böcek ailesi 9 Kasım'da Almanya'dan İstanbul'a gelmiş ve Fatih'teki bir konaklamaya gitmişti. 11 Kasım günü Ortaköy'de seyyar bir satıcıdan midye yiyen ve ardından bir fiyatta yemek yiyen aile, aynı gece midede alışverişi şikayetleri yaşamaya başladı. 12 Kasım'da devam eden aile tedavisi uygulanmış ve taburcu edilmişlerdi. Ancak 13 Kasım gecesi geç saatlerde ağırlaşınca ambulansla tekrar hastaneye kaldırıldılar. Ne yazık ki çocuklar aynı gün kurtarılamadı.
Yüzün ardından aynı otelde kalan başkalarını da benzer şikayetlerle tedavi etmek için başvurdu. İtalya uyruklu elektrik mühendisi Mustafa T. ve Fas uyruklu aşçı Reda F., gece saatlerinde mide seçenekleri ve kusma şikayetleriyle Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Yapılan incelemelerde bu kişinin hayati programının mevcut olduğu belirlendi. Polis birimlerinin kapsamlı bir çalışması yürütüldü ve gıda numuneleri alındı.
Soruşturma kapsamında dikkat çekici detaylar ortaya çıktı. Bir girişte bir odada ilaçlama yapıldıktan sonra tespit edilirken, kullanılan grupların insan sağlığına uygun şekilde yönetilebileceği eşyaların ortaya çıkması şüphesi gündeme geldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada 11 şüpheli gözaltına alındı. Midyeci YD, lokumcu FT, kokoreççi EE ve kafe işletmecisi FMO tutuklandı. Diğer şüphelilerin emniyetteki işlemleri devam ediyor.
Son iki hafta içinde yaşanan gıda zehirlenmesi vakaları sadece İstanbul ile sınırlı kalmadı. Kastamonu'nun Doğanyurt ilçesinde bir mevlit programı ikram edilen ayran ve tavuklu pilavdan yiyen 30 kişiye tedavi başvurusunda bulundu. Zonguldak'ın Alaplı ilçesinde ikram edilen tavuk dönerinden 7 kişi zehirlendi. Niğde'de ise bir aile ıspanak sanarak yemeklerine karıştırılarak saklanan bir bitki nedeniyle hastanelik oldu. Tüm bu vakalar, gıda güvenliği konusundaki endişeleri zirveye taşındı.
Bugün Taksim'de yaşanan ve 20'den fazla kişinin hayatını kaybettiği yeni vaka, İstanbul'daki kalp krizinin henüz bitmediğini gösteriyor. Yetkililerin gıda denetimlerini sıkılaştırması ve kamuoyunun bilinçlendirilmesi için çağrılar artarken, dışarıda yemek yeme konusunda ciddi kaygılar taşınıyor. Seyyar satıcılardan oluşana, sahiplerden toplu yemek servislerine kadar geniş bir alanda yaşanan bu vakalar, herkesin herkesin aynısını sunuyor: Yediklerimiz ne kadar güvenli?
İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve ilgili kurumlar, son vakaları takip edildiğini açıkladı. Gıda numunelerinin laboratuvar analizleri devam ederken, zehirlenmelerin tam olarak hangi kaynakların bulaştığının belirlenmesi için çalışmaları sürüyor. Uzmanlar, özellikle sokak satıcılarından alınan ürünler konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor, şüpheli şüpheli bölgelerde yaşanan sağlık harcamalarına başvurulmasını öneriyor.
Türkiye'de gıda güvenliği tartışmaları yeniden alevlenirken, yaşanan trajik olayların bir daha tekrarlanmaması için düzenli bakım işlemlerinin kuralları açıkça ortaya çıkıyor. Bir ailenin tamamen yok olmasına yol açan bu cephe, toplumsal hafızada derin izler bırakırken, düzenliden somut adımlar bekleniyor. Gıda zehirlenmesi vakalarının denetlenmesi için denetimlerin yapılması, hijyen standartlarının yükseltilmesi ve caydırıcı cezaların artması, kamuoyunun en büyük talep haline geldi.




