Yerel

İstanbul Ulaşıma Dev Zam Fırtınası: Vatandaşlar Şokta, Gelecekte Ne Olacak?

İstanbul'un kalabalık sokaklarında deprem etkisi yaratan bir gelişme! Ulaşım masrafları gökyüzüne fırlarken, milyonlarca İstanbullu cebini düşünmeye başladı. Bu zam dalgası hayatı nasıl değiştirecek, merak mı ediyorsunuz? Hemen keşfedin ve şaşırmaya hazır olun!

İstanbul, dünyanın en kalabalık metropollerinden biri olarak her sabah milyonlarca insanı evlerinden işlerine, okullarına taşırken, bu rutin bir anda kabusa dönüşebilir. Trafik yoğunluğu, kalabalık duraklar ve bitmek bilmeyen bekleyişler zaten günlük hayatı zorlaştırırken, beklenmedik bir hamleyle her şey daha da karmaşık hale geliyor. Şehir sakinleri, sabahın erken saatlerinde toplu taşıma araçlarına akın ederken, cüzdanlarının ne kadar dayanacağını sorgulamaya başladı. Bu durum, sadece bireysel bütçeleri değil, tüm kentin nabzını da etkiliyor.

Tam da bu noktada, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi'nin aldığı karar devreye giriyor. Eylül ayı toplantılarının üçüncü oturumunda, 12 Eylül'de görüşülen teklif, oy çokluğuyla kabul edildi ve bugün itibarıyla uygulamaya kondu. Toplu ulaşım, taksi ve okul servislerine yüzde 30 oranında zam yapılması, yıllardır süren tartışmaların son halkası olarak kendini gösterdi. Bu karar, AK Parti'nin hayır oyuna rağmen CHP grubunun desteğiyle geçti ve hemen ertesi gün, yani 15 Eylül Pazartesi sabahından itibaren yürürlüğe girdi. Vatandaşlar, turnikelerden geçerken veya minibüslere binerken bu yeni gerçeklikle yüzleşmeye başladı.

Öncelikle, en çok etkilenen kalemlerden biri elektronik tam biletler. Artık tek bir yolculuk için 35 lira ödemek zorunda kalan yolcular, bu miktarın ne kadar hızlı bir şekilde biriktiğini fark ediyor. Özellikle aktarma yapanlar için metrobüs, metro ve otobüs hatlarında bu ücretler katlanarak artıyor. Aylık abonmanlar da nasibini aldı; Mavi Kart sahipleri için aylık ücret 2 bin 748 liraya yükseldi. Bu, çalışanlar ve öğrenciler için aylık bütçenin önemli bir kısmını yutuyor, zira birçok kişi günlük en az iki aktarmalı yolculuk yapıyor.

Deniz yolunu tercih edenler için de durum farklı değil. Üsküdar-Eminönü seferinde 44,33 lira, Kadıköy-Eminönü ve Kadıköy-Beşiktaş hatlarında ise 49,40 lira gibi rakamlar karşımıza çıkıyor. Bostancı'dan Adalar'a gitmek isteyenler içinse 130,22 lira ödemek gerekiyor. Bu seferler, özellikle yaz aylarında popüler olan turistik rotalar olsa da, günlük commuting için de vazgeçilmez. Zamla birlikte, İstanbullular alternatif yollar aramaya yöneliyor, ancak Boğaz'ın dar geçitlerinde seçenekler sınırlı.

Minibüsler, İstanbul'un en pratik ama en pahalı ulaşım araçlarından biri olarak zamdan en çok etkilenenlerden. "İndi-bindi" tarifesiyle bilinen en kısa mesafe, yani 4 kilometreye kadar olan yolculuklar 25 liradan 32,50 liraya çıktı. 4 ile 7 kilometre arası 26 liradan 34 liraya, 7 ile 11 kilometre arası 27 liradan 35 liraya, 11 ile 15 kilometre arası 28 liradan 36 liraya ve 15 ile 20 kilometre arası 30 liradan 39 liraya yükseldi. Öğrenciler içinse en dramatik artış yaşandı; standart ücret 16 liradan 21 liraya fırladı. Bu minibüsler, özellikle banliyölerden merkeze gidenler için hayat kurtarıcıyken, şimdi lüks haline geliyor.

Bu zamın kökenine inmek için geçmişe bakmak gerekiyor. En son zam, bu yılın 15 Ocak'ında İBB UKOME toplantısında yüzde 35 oranında yapılmıştı. O dönemde toplu ulaşım, taksi ve okul servisleri bu oranda güncellenmiş, ancak enflasyonun hızı karşısında yetersiz kalmıştı. Haziran ayında ise İBB'nin önerdiği yüzde 21,29'luk ek zam teklifi, toplantıda çoğunluğu elinde bulunduran Bakanlık temsilcilerinin hayır oyuyla reddedilmişti. Bu reddin ardından, kentteki ulaşım zam kararlarının UKOME yerine doğrudan İBB Meclisi'nde alınması için çalışmalar hızlanmıştı. Sonuçta, meclis bu yetkiyi devraldı ve yüzde 30'luk artışı onayladı.

Peki, bu zamların arkasında yatan nedenler neler? Ekonomik krizin derinleşmesi, yakıt maliyetlerindeki artış ve bakım giderlerinin yükselmesi gibi faktörler öne çıkıyor. Ancak, vatandaşlar arasında yaygın bir görüş var: Bu yük, neden hep halkın sırtına biniyor? Sabah erken saatlerde metrobüs duraklarında, metro istasyonlarında ve otobüs hatlarında oluşan yoğunluk, zamın hemen ertesi günü kendini hissettirdi. İşe ve okula gidenler, İstanbulkart'larını okuturken veya gişelerden nakit öderken, bu yeni ücretleri sindirmeye çalışıyor. Birçok kişi, "Artık yürüyerek mi gideceğiz?" diye şaka yollu söyleniyor, ama gerçekte alternatifler sınırlı.

Geleceğe dair yorum yapmak da kaçınılmaz. Bu zam, 2025'in ikinci büyük artışı olarak tarihe geçiyor ve enflasyonun seyrine bağlı olarak yıl sonuna doğru bir yenisi gelebilir. Ocak ayındaki yüzde 35'lik zamdan sonra, bu yüzde 30'luk artış toplamda ulaşım maliyetlerini neredeyse iki katına çıkardı. Eğer ekonomik koşullar düzelmezse, aylık abonman ücretleri 3 bin lirayı aşabilir ve bu da özellikle dar gelirli aileleri zorlayacak. Şehir planlamacıları, daha fazla bisiklet yolu ve yürüyüş alanları gibi sürdürülebilir alternatifleri önerse de, İstanbul'un coğrafyası ve nüfus yoğunluğu bu çözümleri kısa vadede yetersiz kılıyor.

Okul servisleri de bu zam dalgasından muaf değil. Aileler, çocuklarının eğitimine ulaşım engeli koymak istemese de, bütçeleri daralıyor. Personel servis ücretleri de benzer oranda etkilenirken, şirketler bu maliyeti çalışanlara yansıtabilir. Taksi ücretleri ise açılış 54,50 lira, km başına ise önemli bir artışla güncellendi, bu da bireysel taşımayı daha pahalı hale getiriyor. İndi-bindi taksi ücretleri 175 liraya ulaşırken, gece tarifeleri daha da yükselecek.

Bu gelişme, İstanbul'un günlük hayatını baştan aşağı değiştirme potansiyeline sahip. Vatandaşlar arasında sosyal medyada başlayan tartışmalar, zamın adaletsizliğini vurguluyor. Emekçiler, maaşlarının yüzde 10'unu ulaşıma harcamak zorunda kalırken, patronlar için bu bir yük değil. Belediyelerin kaynaklarını halk yararına kullanması çağrıları yükseliyor. Ulaşım hakkı, temel bir ihtiyaç olarak görülmeli ve kâr aracı olmaktan çıkarılmalı.

Sonuç olarak, bu zam İstanbul'un nabzını hızlandırdı. Sabah trafiğinde daha fazla stres, akşam eve dönüşlerde daha fazla yorgunluk ve bütçelerde daha fazla açık. Gelecek aylarda, eğer enflasyon frenlenmezse, bu dalga diğer illere de yayılabilir. Şehir sakinleri, bu yeni düzene uyum sağlamaya çalışırken, umutlar daha adil bir sisteme yöneliyor. Belki de bu, toplu taşımayı daha erişilebilir kılmak için bir dönüm noktası olur, ama şimdilik cüzdanlar konuşuyor.