İstanbul'un kalbi, son ayların en karanlık gölgesinde atıyor. Sokaklar, meydanlar ve hatta evlerin dört bir yanı, bir sessiz öfkeyle dolu. Her sabah uyanış, bir önceki günün yarım kalmış haykırışlarını taşıyor omuzlara. Ama yarın, 8 Ekim Çarşamba günü saat 20.30'da Şişli Cevahir AVM önü, bu sessizliğin en gür yankısını duyacak. Bir çağrı, bir video, bir umut kıvılcımı... Ve o kıvılcım, tüm şehri, tüm ülkeyi saracak bir yangına dönüşme potansiyeli taşıyor. Neden mi? Çünkü bu, sadece bir miting değil; bir milletin iradesine indirilen darbenin tam 200. günündeki meydan okuması.
Şimdi, o videonun perdesini aralayalım. Ekrem İmamoğlu, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, Silivri Cezaevi'nin soğuk duvarları arasından, sosyal medya üzerinden yayınladığı kısa ama sarsıcı bir videoyla sesini duyurdu. Gözlerinde o tanıdık kararlılık, sesinde ise 200 günün birikmiş öfkesi ve umudu karışmış bir tını var. "Millet iradesine vurulan darbenin üzerinden tam 200 gün geçti," diyor İmamoğlu, kelimeleri birer ok gibi fırlatarak. "Milletimiz darbeye canla başla direndi ve direnmeye devam ediyor. Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel’in katılacağı, darbenin 200. günü buluşmasına herkesi davet ediyorum." Bu sözler, sadece bir davet değil; bir manifesto. Her kelime, o 19 Mart gecesinin karanlığını delip geçen bir ışık huzmesi gibi. Videoda, İmamoğlu'nun yüzü ekranda beliriyor – yorgun ama kırılmamış, yalnız ama milyonlarla bağlı. Arka planda, hafif bir müzikle desteklenen bu 50 saniyelik klip, izleyen herkesi ayağa kaldırıyor. Paylaşım anında binlerce retweet, like ve yorum yağmaya başlıyor; insanlar, "Biz buradayız Ekrem Abi!" diye haykırıyor ekranların ötesinden.
Bu çağrının kökeni, tam altı ay öncesine, 19 Mart 2025'e uzanıyor. O gece, İstanbul'un nabzını tutan bir operasyonla başladı her şey. Yolsuzluk iddiaları, siyasi komplolar ve ani tutuklamalar... İmamoğlu ve yol arkadaşları, sabahın ilk ışıklarıyla kelepçelenip Silivri'ye götürüldü. CHP, bunu "millet iradesine darbe" olarak nitelendirdi hemen. Sokaklar doldu taştı; Ankara'da, İzmir'de, Adana'da meydanlar halkla dolup aktı. Özgür Özel, genel başkan olarak ön saflarda yer aldı, "Bu, demokrasiye karşı bir ihanet!" diye konuştu kürsülerden. O günden beri, CHP'nin "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" miting serisi, bir zincir gibi ülke geneline yayıldı. Her hafta bir şehir, her miting bir umut ateşi. Ama Şişli ayağı, diğerlerinden farklı. Neden? Çünkü burası, İmamoğlu'nun İstanbul'unu simgeliyor – kozmopolit, dirençli, kalabalık. Cevahir AVM önü, yıllardır protestoların merkezi; şimdi ise 200. günün simgesi olacak.
Peki, bu 200 gün neyi değiştirdi? Hatırlayalım: Tutuklamaların hemen ardından, İstanbul'un belediye hizmetleri sekteye uğradı. Ulaşım projeleri durdu, sosyal yardımlar gecikti, parklar solmaya yüz tuttu. Halk, "Ekrem'siz İstanbul, yaralı bir dev" diye fısıldıyordu sokaklarda. Ama İmamoğlu, içeriden bile sesini duyurmayı başardı. Haftalık mesajlar, mektuplar, hatta gizli röportajlar... Her biri, direnişi besledi. CHP gençlik kolları, sokak sanatçıları ve hatta sanat camiası, "200 Kara Gün" etiketiyle kampanyalar başlattı. X'te (eski Twitter), #ImamogluOzgu gibi etiketler trend oldu; binlerce paylaşım, videoların izlenme sayısını milyonlara çıkardı. Özgür Özel'in son konuşmalarında vurguladığı gibi, "Bu kriz üçlü: Demokrasi krizi, adalet krizi, ekonomik kriz." Ve Şişli mitingi, bu üçlüyü birleştiren bir kavşak.
Yarınki buluşma, sadece bir toplanma değil; bir dönüm noktası olabilir. Beklentiler yüksek: Parti kaynakları, on binlerce kişinin geleceğini söylüyor. Beyaz ve Ak Toros konvoyları, otobüsler, hatta trenler organize edilmiş. Özgür Özel'in kürsüye çıkışı, İmamoğlu'nun videolu mesajıyla taçlanacak. Konuşmada ne mi olacak? Muhtemelen, darbenin perde arkası, hukuksuzlukların ifşası ve geleceğe dair vaatler. Özel, "Çeteleri dağıtacağız, adaleti geri getireceğiz" demişti son mitingde. Halk, bunu duymak için sabırsız. Şişli'nin Halaskargazi Caddesi, saatler öncesinden dolmaya başlayacak; pankartlar, sloganlar, marşlar... "Ekrem Başkan, umudun adı!" diyecek kalabalık. Karşıt sesler de yok değil – bazı medya organları, bunu "pişkinlik" diye yaftalıyor – ama meydan, her zaman haklıyı bulur.
Bu mitingin ötesinde, İmamoğlu'nun hikayesi bir destan gibi. Hatırlayın: 2019 yerel seçimleri, İstanbul'un yeniden fethedilişi. İmamoğlu, sandıktan çıkan iradeyi savunmak için günlerce meydanlarda uyudu. O ruh, bugün de yaşıyor. 200 gün, onu yıldırmadı; aksine, daha da güçlendirdi. Tutukluluk, onu yalnızlaştırmadı; milyonları etrafında kenetledi. Ve yarın, Şişli'de bu kenetlenme zirveye çıkacak. Belki bir kıvılcım, belki bir sel... Ama kesin olan şu: Direniş, bitmedi. Tam tersine, yeni bir sayfa açılıyor.
Şimdi, düşünün: Eğer İmamoğlu yarınki mitingle özgürlüğe bir adım atarsa? Ya da tam tersi, baskılar artarsa? Gelecek belirsiz, ama umut somut. CHP'nin bu serisi, sadece protesto değil; bir hareketin tohumları. Ekonomik kriz derinleşirken, adalet arayışı büyürken, Şişli bir test alanı. Başarılı olursa, Ankara'ya, İzmir'e, hatta sınır ötesine sıçrayabilir. İmamoğlu'nun videosu, bunu müjdeliyor: "Direnmeye devam ediyoruz." Ve biz, o direnişin parçasıyız.
Son olarak, yarınki sahneleri hayal edin. Geceye karışan meşaleler, yankılanan sloganlar, Özgür Özel'in yumruğunu havaya kaldırması... Ve ekranda, İmamoğlu'nun gülümsemesi: "Herkesi davet ediyorum." Bu, bir son değil; bir başlangıç. Millet iradesi, 200 günün zincirlerini kıracak mı? Yarın göreceğiz. Ama bir şey kesin: Şişli, tarih yazacak. Ve o tarih, hepimizin olacak.