İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yürütülen soruşturmanın iddianamesi, tam 237 gün süren bir bekleyişin ardından nihayet tamamlandı. Bu devasa belge, 3 bin 741 sayfalık hacmiyle adeta bir siyasi deprem niteliğinde. Savcılık, tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için tam 2 bin 357 yıla kadar hapis cezası talep ediyor. İddianame, 19 Mart tarihinde başlayan geniş çaplı operasyonun bir ürünü olarak, belediyedeki usulsüzlük iddialarını merkeze alıyor. Ancak bu gelişme, sadece hukuki bir adım olmaktan öte, Türkiye'nin siyasi arenasında derin yarıklar açan bir hamle olarak değerlendiriliyor. İmamoğlu'nun bu ağır ithamlarla karşı karşıya kalması, muhalefet cephesinde öfke dalgalarını tetikledi ve CHP'nin uzun soluklu direniş kampanyasını yeni bir ivmeye taşıdı.
CHP, bu iddianameye karşı tepkisini sokakta göstermeye devam ediyor. Parti, "Millet İradesine Sahip Çıkıyor" sloganıyla organize ettiği miting serisinin 69'uncusunu bugün Sultanbeyli Kent Meydanı Atatürk Anıtı önünde gerçekleştirdi. Binlerce partili ve destekçinin katıldığı eylem, hem iddianamenin siyasi niteliğine isyanı hem de milli acıları anma törenini bir araya getirdi. Etkinlikte, Gürcistan'da düşen kargo uçağında şehit olan 20 Mehmetçiğin fotoğrafları, CHP'nin miting otobüsüne büyük boyutta asıldı. Bu dokunaklı jest, katılımcıların duygusal bir bağ kurmasını sağladı ve meydandaki atmosferi daha da yoğunlaştırdı. Şehitlerin anılması, sadece bir anma ritüeli olmaktan çıkıp, mevcut siyasi baskılara karşı bir dayanışma simgesi haline geldi. Katılımcılar, ellerinde pankartlarla "İmamoğlu'na özgürlük" ve "Hukuk değil intikam" yazılı dövizler taşıyarak, iddianamenin arkasındaki motivasyonları sorguladı.
Mitingin arifesinde, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in programı oldukça yoğun geçti. Sabah saatlerinde, 1 yıl 10 gün cezaevinde kaldıktan sonra tahliye edilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'i ziyaret eden Özel, muhalefet içindeki dayanışmayı pekiştirdi. Özer'in tahliyesi, İBB operasyonunun bir parçası olarak görülen benzer davaların yarattığı travmayı somutlaştırıyor. Ardından Özel, Silivri'deki Marmara Cezaevi'ne giderek Ekrem İmamoğlu ile yüz yüze bir görüşme yaptı. Bu ziyaret, iddianamenin açıklanmasından sonraki ilk resmi temaslardan biriydi ve Özel'in İmamoğlu'na moral desteği vermesi, parti tabanında büyük yankı uyandırdı. Ziyaret sonrası Özel, basına yaptığı açıklamada iddianameyi yerden yere vurdu. Konuşmasında, savcılığın tutumunu ironik bir dille eleştirerek, olayın hukuki değil tamamen siyasi bir kurgu olduğunu vurguladı.
Özel'in sözleri, iddianamenin zayıf yönlerini adeta masaya yatırdı. Cezaevinden yaptığı açıklamada, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek'e yönelik sert ama alaycı bir üslup benimsedi. * "Akın Gürlek'e ağız dolusu 'Allah senden gani gani razı olsun' diyorum. Allah senden gani gani razı olsun. Ben bu kadar iyi anlatamazdım bu işin siyasi olduğunu. Ben bu davanın hukuki değil siyasi bir dava olduğunu dünkü iddianame kadar iyi anlatamazdım. Hem açıkça anlatmış, hem suçlama diye yaptığı yerlerde çuvallamış. Hukuki zemin sıfır, siyasi zemin 1.500. Ben de zaten bunu söylüyordum" *, diye konuştu. Bu ifadeler, Özel'in hem mizahı hem de keskin eleştiriyi harmanlayan üslubunu bir kez daha ortaya koydu. İddianamenin hukuki dayanaklarının yetersizliğini "sıfır" olarak nitelendirmesi, savcılığın delil zincirindeki boşlukları işaret ederken, siyasi motivasyonun "1.500" puanlık baskınlığını abartılı bir benzetmeyle vurguladı. Bu sözler, sosyal medyada hızla yayıldı ve CHP destekçileri arasında iddianameye yönelik şüpheleri daha da güçlendirdi.
İBB iddianamesinin 237 günlük maratonu, sadece bir belge hazırlığı değil, aynı zamanda Türkiye'nin yargı-siyaset ilişkisini test eden bir süreçti. 19 Mart'ta patlak veren operasyon, belediye çalışanlarından üst düzey yöneticilere kadar yüzlerce kişiyi kapsayan gözaltılarla başladı. İmamoğlu'nun tutuklanması, bu zincirin en çarpıcı halkası oldu ve onu hem İBB Başkanlığı'ndan hem de olası cumhurbaşkanlığı adaylığından uzak tuttu. Savcılığın talebi doğrultusunda, İmamoğlu'na yöneltilen suçlamalar arasında ihaleye fesat karıştırma, rüşvet ve görevi kötüye kullanma gibi ağır maddeler yer alıyor. 2 bin 357 yıllık hapis talebi, bu ithamların ciddiyetini gözler önüne seriyor. Ancak muhalefet, bu talebin gerçek bir yargılama iradesinden ziyade, 2028 seçimleri öncesi İmamoğlu'nu saf dışı bırakma girişimi olduğunu savunuyor. İddianamenin 3 bin 741 sayfalık hacmi, detaylı bir inceleme gerektirse de, Özel'in belirttiği gibi, içerdiği çelişkiler ve zayıf deliller, belgenin güvenilirliğini sorgulatıyor.
Sultanbeyli mitingi, CHP'nin bu direniş serisinin bir parçası olarak, partinin tabanını motive etmeyi başardı. 69'uncu etkinlik olması, kampanyanın ne denli köklü ve kararlı olduğunu gösteriyor. Katılımcılar arasında sadece İstanbul'un değil, çevre illerden gelen destekçiler de vardı. Meydan, "Adalet istiyoruz" ve "İmamoğlu yalnız değil" sloganlarıyla inledi. Şehit askerlerin fotoğraflarının otobüse asılması, etkinliğe milli bir boyut kattı. Gürcistan'daki kaza, 20 Mehmetçiğin hayatını kaybetmesiyle Türkiye'yi yasa boğmuştu ve CHP'nin bu acıyı siyasi bir platformda anması, partinin hem ulusal hem de yerel meselelere duyarlılığını pekiştirdi. Mitingde, İmamoğlu'nun cezaevinden gönderdiği mesaj da okundu; bu mesajda, destekçilerine "Bu karanlık günler geçecek, millet iradesi galip gelecek" diyerek umut aşıladı.
Özgür Özel'in iddianameye ilişkin eleştirileri, sadece bir liderin tepkisi olmaktan öte, muhalefetin genel duruşunu yansıtıyor. * "Hukuki zemin sıfır" * ifadesi, iddianamedeki delillerin yetersizliğini somutlaştırırken, * "siyasi zemin 1.500" * benzetmesi, olayın arkasındaki iktidar dinamiklerini ifşa ediyor. Özel, Akın Gürlek'e yönelik * "Allah senden gani gani razı olsun" * sözleriyle, savcılığın iddianameyi siyasi bir araç haline getirdiğini ima etti. Bu alaycı ton, Özel'in hitabet gücünü bir kez daha kanıtladı ve dinleyicileri hem güldürdü hem düşündürdü. Ziyaret sonrası Özel, İmamoğlu ile yaptığı görüşmenin detaylarını paylaşmadı ancak, "Ekrem Başkan dimdik ayakta, biz de onun yanındayız" diyerek sadakati vurguladı.
Bu gelişmeler, Türkiye'nin siyasi iklimini daha da gerilimli hale getiriyor. İBB iddianamesi, sadece bir belediye soruşturması değil, demokrasi ve yargı bağımsızlığı tartışmalarının odak noktası. CHP'nin 69'uncu eylemi, bu tartışmalara sokakta yanıt verirken, İmamoğlu'nun kaderi milyonların gözünü diktiği bir sınav. 237 günlük bekleyişin sonu, yeni bir mücadelenin başlangıcı olabilir. Partililer, miting sonrası dağılırken, "Bu dava bitecek, İmamoğlu kazanacak" diye haykırdı. Gelecek günlerde mahkemenin iddianameyi kabul edip etmeyeceği merak konusu, ancak muhalefetin bu baskıya boyun eğmeyeceği net. Şehitlerin anıldığı, iradenin savunulduğu bu meydanlar, Türkiye'nin geleceğini şekillendiren sahneler olarak tarihe geçecek.